Hepimizin çaresiz hissettiği, umudunu yitirdiği anlar olmuştur. Bu anlarda içinde bulunduğumuz ruh halinden  kurtulmak için çeşitli yollara başvururuz. Mantığımızı müsait bir yerde indirir yolumuza psişik güçlerle devam ederiz. Büyük umutlarla  Ayten teyzenin her şeyi bildiğini iddia ettiği falcının yolunu tutarız . Kırk yıl hatırı olan kahve içilir ve en azından önümüzdeki birkaç yılın nasıl olacağına dair bilgiler heyecanla beklenir. Karşınızdaki falcı bacı sizin oraya çaresizlikle geldiğinizin farkındadır. Şöyle bir halinize tavrınıza bakıp hayatınızı tahmin etmeye çalışır ve başlar uydurmaya, duymak istediklerimizi söylemeye... Sevgilinizden ayrıldığınızı anladıysa  “o çok pişman üç vakte kadar sana gelecek, yılana benzeyen bir kız kafasını karıştırmış” der. Tabii siz o üç vakti beklerken sevgiliniz iki vakte çoktan evlenmiş bile olabilir. Gereksiz bir umutla hayatınızın yönünü değiştirdiğinin farkında olmayan bu falcının emin olduğu tek şey,  birazdan sizin paranızı cebine atacağıdır. Falcılar sadece fal bakmaz ayrıca dâhiliye uzmanı da olabilirler; “senin sağ bacağında bir ağrı var mı “diye sorar ; yok derseniz o zaman “sağ bacağına dikkat et” der. Siz bacağınıza öyle odaklanırsınız ki gerçekten bacağınız ağrımaya başlar. Falcılar sizi kıskanan sinsi bir arkadaşınız olduğunu söyler;  bir anda tüm arkadaşlarınızı düşünürsünüz ve hepsi size ufak tefek cinayetler kadrosu gibi gözükür. Oysa ki kimse sizi kıskanmıyor mutlu olmanızı istiyordur. Zaman zaman kendinizi çaresiz ve umutsuz hissettiğinizi biliyorum. Eski sevgilinizin sizi aramasını,  pişman olmasını bekliyor olabilirsiniz o çok istediğiniz işe çağırılmak en büyük hayalinizdir… Hasta bir yakınınız varsa iyileşmesi tek arzunuzdur. Ama bunlarla ilgili duymak istediklerinizi size söyleyebilecek kimse yoktur. Yani sizden başka kimse… Kendinize her şeyin düzeleceğini, bazı şeylerin yaşanması gerektiğini ama hayatın bazen istediklerimizi vermeyeceğini anlatabilirsiniz. . Çevrenizdeki kanatlarını açmış, fare suratlı,  yılan kafalı ejdarha aslında düşmanınız olan bir kimse değil, kendinizi içine hapsettiğiniz umutsuzluğunuzdur. İlhan Berk’in dediği gibi : “Bu yükle öleceksin dedim, hamala. Ölüm kolay, sen umuttan haber ver dedi. Umut varsa dünyayı vur sırtıma.” Üç vakte kadar tüm umutlarınızın gerçekleşmesi dileğiyle…

Editör: TE Bilisim