Elazığ ve Malatya’yı vuran deprem, milletçe hepimizi derinden yaraladı. Ortaya çıkan acı tablo, “depreme ne kadar hazırlıklıyız”, “yapı stokumuz deprem başta olmak üzere her türlü afete karşı ne kadar dirençli” sorularını bir kez daha tartışmaya açtı. İnsanoğlu, kendi aklının ürünü olan ve her geçen gün biraz daha ileriye taşıdığı teknolojiyi, artık bu tür afetler karşısında can ve mal güvenliğini sağlamak için kullanabilmek için büyük çalışmalar yürütüyor. Ve bu emeklerin karşılığı alınıyor. Örnek mi? Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi. Hastane inşaatında yüksek teknoloji kullanıldı. İnşaat sırasında taşıyıcı kolonlara yerleştirilen sismik izolatörler, 6,8'lik depremin yapı salınım etkisini yarı yarıya azalttı. Binada ne bir çatlak oluştu ne de sunulan sağlık hizmetinde bir aksama yaşandı. Yapı teknolojisinde güvenliği artırıcı buna benzer daha birçok yenilik var. Örneğin inşaatta kullanılan betonun içine yerleştirilen bir çip, beton kalitesinin elektronik ortamda takip edilmesini sağlıyor. Sözün özü; deprem değil, kusurlu yapılar hayat söndürür. Bu kusurları da hayatımızdan ancak ve ancak, yine insanoğlunun kendi can güvenliği için geliştirdiği teknoloji çıkartır...

Editör: TE Bilisim