Mikro ifadeler konusunda uzman eğitimci ve yazar Oğuz Benlioğlu ile söyleşimizin ilk yarısını dün yayınlaşmıştık. Söyleşinin ikinci bölümünde, mimiklerin insan hayatını kontrolde en önemli rolü oynadığını anlatan Oğuz Benlioğlu, ‘’Yüzünüzdeki mimiklere dikkat ettin bütün hayatınızı etkileyebilir. Çok sık bu üzüntü mimiğini kullanıyorsanız bu mimik bir yerden sonra yüzünüze yapışır’’ dedi. Mimik kullanma konusunda dünya liderlerinden de örnekler veren Benlioğlu, kontrol ve kullanma konusunda en iyi olan iki liderin ABD eski Başkanı Obama ve Rusya Devlet Başkanı Putin olduğunu söyledi. KOMPLEKSİ OLAN RUTİNİN DIŞINA ÇIKAR Mimik kullanımı konusunda, dünya liderlerinden de örnekler veren yazar ve eğitmen Benlioğlu, mimiklerini en kontrollü kullananın Putin, en iyi kullananın ise Obama olduğunu belirterek, ‘’Dünyada mimiklerini en iyi şekilde kullanan politikacı Rusya Devlet Başkanı Putin’dir. Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı, 2014 yılında Putin’in mimik ve beden tepkilerini incelemek için 300 bin dolar bütçe ayırdı. Gazeteciler ne gibi sonuçlara ulaştıklarını sordular. Savunma bakanlığı yetkilisi gazetecilere bunu sizinle paylaşamayız dedi ama bir cümle kullandı; ‘’delik ne kadar büyükse yama da o kadar büyük olur, buradan siz ne anlıyorsanız anlayın’’ dedi. Burada anlatılmak istenen şuydu; birinin zayıf tarafı ne ise, orayı kapatmak için o konuya daha fazla yüklenir. Örneğin, özgüveni düşük biriyseniz, çok fazla özgüvenliymiş gibi bir görüntü sergilersiniz, korkak biriyseniz cesaretli bir hava yansıtırsınız ve rutinin dışına çıkarsınız. Kompleksi olan insanlar rutinin dışına çıkarlar. Kompleksi olmayan birisi, rutin davranır normal davranır. Bu nedenle birinin hareket ve duygularında dışarıya abartı bir çıkış varsa bilin ki o kişinin zayıf noktası orasıdır. Mesela Putin, ayı ile güreşiyor, aslanın ağzına eline sokuyor, timsahı kuyruğundan çekiyor. Bunlar normal bir insanın yapmaması gereken davranışlar. Amerika da aslında onun korkak olduğunu gösterdiğini ima ediyor’’ şeklinde konuştu. GÜNLÜK GÜLÜMSEMELERİN YÜZDE 60’I SAHTE Amerika Birleşik Devletleri eski başkanı Barack Obama’nın mutluluk mimiğini fazla kullanmasından söz eden Benlioğlu, ‘’Mimikleri, liderler arasında en iyi kontrol eden kişi Putin, en iyi kullanan kişi ise Obama. Obama’yı diğer liderlerden ayıran en önemli konu çok fazla mutluluk tepkisi gösteriyor olması. Ana duygulardan mutluluk tepkisi sahte ve gerçek olmak üzere ikiye ayrılıyor. Bizim günlük olarak gösterdiğimiz mutluluk duygularının yüzde 60’ı sahte. Sahte ve gerçek mutluluğu birbirinden ayıran 2 tane ipucu var. Gerçek mutlulukta dudak kenarları hafifçe yukarıya doğru kalkıyor. Dudak kenarları yukarıya kalktığı için yanaklara hava doluyor ve yanaklara hava dolduğu için de göz kenarları kırışıyor. Göz kenarlarının kırışması ve dudakların yukarıya kalkması tipik bir gerçek mutluluk tepkisidir. Sahte mutlulukta ise genelde dudaklar düz olur ama göz kenarları kırışmaz. O zaman biz buna sahte mutluluk diyoruz’’ ifadelerini kullandı. Benlioğlu sözlerine şöyle devam etti, ‘’Peki, sahte olunca ne oluyor? Örneğin ikili ilişkilerde, buluşmalarda kadın gerçek mutluluğu sergiliyorsa bu bir onay anlamına gelir ve erkek buradan konuşmasına devam edebilir. Ama eğer iki taraftan biri sahte bir mutluluk sergiliyorsa, o iki kişi arasındaki ilişki çok da pozitif yönde girmiyor demektir. Bu sadece kadın erkek için değil bütün ilişkilerde geçerli bir durumdur. Gerçek gülümsemeyi sergilediğinizde dünyanın en çirkin adamı ya da kadını olalım yüzde 25 oranında daha çekici ve daha güzel olarak algılanıyoruz.’’ 72 SAAT KRİTİK EŞİK Mimiklerin, duyguların ve öğrenmenin belli bir aşamadan sonra kalıcı hale geldiğinin altını çizen Benlioğlu, ‘’Bütün bu 7 duygu, bizim beynimizde bulunan badem şeklinde amigdalada gerçekleşiyor. Bizim mimiklerimizi amigdala yönetiyor. Duygu ne kadar yoğunsa, mimik de o kadar yoğun çıkıyor. Yani siz ne kadar yoğun bir duygunun içindeyseniz, mimik de yüzünüze o kadar yoğun yansıyor. Amigdala aynı zamanda 72 saat kuralı ile çalışıyor. Amigdala hem duyguları hem de öğrenmeyi yönetiyor. Örneğin bir seminerden çıktınız, 72 saat içerisinde öğrendiklerini tekrar ederseniz, konuya odaklanırsanız, bir şeyler okursanız, amigdala sizin o bilgiye ihtiyacınız olduğunu ve kullandığınızı anlıyor ve o bilgiyi ana hafızaya alıyor. Ama hiç tekrar etmezseniz, amigdala 72 saat içerisinde bu bilgiyi kullanmadığınız için bu bilginin kullanılmadığını söylüyor ve çöpe atıyor. Bu diyete başlama konusunda da geçerli. Örneğin siz diyet yapma fikrine kapılıp 72 saat içerisinde bunu uygulamaya geçirmiyorsanız, beyin diyeti kabul etmiyor’’ dedi. YALAN SÖYLEYENLER FAZLA GÜLÜMSÜYOR Yalan söyleyen insanların en çok kullandığı mimiklerden bir tanesinin de mutluluk ifadesi olduğunu hatırlatan Benlioğlu, ‘’Diyelim ki ben yalan söyleyen biriyim. Dikkat ederseniz yalancıların en sık kullandığı ifade anlamsızca sırtarma halidir. Çok fazla bir şekilde ve gereksizce gülümserler. Peki, neden gülümsüyoruz? Çünkü bu 7 duygunun arasındaki tek pozitif mimik bu. 7 duygunun 5 tanesi negatif sadece şaşkınlık nötr. Biz mimiklerimizi kullanmaya başladığımızda amigdala bu duyguyu içeride yaşamaya başlıyor. Yani üzgün olduğunuz zamanlarda gülümserseniz beyniniz mutluluk duygusunu yaşamaya başlar ve psikolojik olarak rahatlarsınız. Yalancılar bu nedenle bu ifadeye çok sık kullanıyorlar. Çünkü yalan söyleme sırasında stres seviyesi arttığı için beyin gerilim halinden kurtulmak için mutluluk sergilemeye çalışıyor. İkinci sebep ise; karşı taraf mutluluğu hissettiğinde sizi otomatik sempatik, iletişime açık bulmaya başlıyor. Bu da karşı tarafın sempatisini kazanmak için yapılan bilinçsiz bir hamle’’ diye konuştu. ŞİDDET GELİYORUM DİYOR! Negatif duygulardan bir diğerinin öfke olduğunu söyleyen Benlioğlu, öfke ile birlikte gelen dudak bastırma hareketinin şiddet mesajı olduğunu kaydederek, ‘’Öfke erkeklerin en sık kullandığı mikro ifadelerden bir tanesi. Öfkede kaş uçları aşağı iner, iki kaşın arasında bir çizgi oluşuyor. Bu hareketin ardından kişi eğer dudaklarını bastırıyorsa fiziksel şiddet uygulama ihtiyacı hissediyor demektir. Yani dudakları birbirine bastırılmış öfkeli birini gördüğünüzde ardından fiziksel hamlenin geleceğini bilin. Bu olay en yakın Rus Büyükelçi’yi öldüren suikastçının son görüntüsünde adamın dudaklarını bastırdığını ve ardından hamleyi yaptığını görüyorsunuz. Eğer eğitilmiş bir göz bunu görseydi belki olay engellenebilirdi. Bunun için kesin engellerdi diyemeyiz ama bu bir ihtimal. Siz öfkelenip dudaklarını bastırdığınızda otomatikman eliniz yumruk şeklini alıyor zaten’’ ifadelerini kullandı. ‘’ÖNDEN GİREN SÖZ DİNLER’’ Öfke kontrolü ve tartışma anlarında, konuşmacıların ara vererek ortamı sakinleştirmesi gerektiği ifadelerini kullanan Benlioğlu, ‘’Bunu birinin yüzünde gördüğünüzde, müzakerenin iki numaralı kuralı ara vermenin gücünü kullanın. Yani o an ki ilişkiye ara vermenin zamanı gelmiştir. Bizim Türkiye’deki ilişkilerimiz birazcık sorunlu. Şöyle ki; pes edene kadar tartışmaya devam ediyoruz. Bu diyaloğun sonunda birinin vazgeçmesi gerekiyor. Bu kaliteli bir iletişim değil. Baktınız anlaşamıyorsunuz gidip bir 5 dakika hava almakta ve duyguları biraz nötüre çekmekte fayda var. Bunu yaptığımızda ara vermenin gücünü kullanırsak durum daha kolay oluyor. Müzakerenin 50 tane kuralı var. Bunlardan ilki ‘önden giren söz dinler’ kuralıdır. Yani mesela kadın erkek ilişkilerinde bir ortama girerken erkekler genelde kadınlara yol verirler ve önden onun girmesi kibarlık olarak algılanır. Ama bu aslında kişinin ‘benim dediğim üzerinden gidecek’ demesidir’’ dedi. ÜZÜLÜRKEN 44 KASIN 43’Ü ÇALIŞIYOR Üzüntü anlarında, yüzde bulunan 44 kastan 43’ünün kullanıldığını belirten Benlioğlu, ‘’Üzüntü bütün duygular arasındaki en güçlü duygudur. Bu duygunun ardından en güçlü diğer bir duygu tiksinme duygusu. Üzülme anında yüzümüzdeki bütün kaslar hareket geçiyor. Yüzümüzde toplamda 44 kas bulunmakta. Biz üzün sırasında bu kasların 43’ünü kullanıyoruz. Mutlulukta ise 17 tanesini kullanıyoruz. Mutluluk anında yüzümüzdeki bütün kaslar yukarıya doğru hareket ediyor, üzüntüde ise 43 kas aşağı doğru hareket ediyor. Siz 10 saniye kadar üzülmüş bir suratı taklit ettiğinizde bütün psikolojiniz alt üst olur. Yüzünüzdeki mimiklere dikkat ettin bütün hayatınızı etkileyebilir. Çok sık bu üzüntü mimiğini kullanıyorsanız bu mimik bir yerden sonra yüzünüze yapışır. Hangi mimiği ne kadar çok kullanırsanız, o mimik yüzünüze o kadar yapışır ve insanlar tarafından öyle bir insan olarak algılanırsınız’’ şeklinde konuştu. (Rozita Merve HAMİDİ)

Editör: TE Bilisim