Modern çağın en sık görülen hastalıklarından biri olan kanser, tüm dünyada hızla artıyor. Erken teşhis ve tedavideki yeni gelişmeler hastalığın tedavi edilmesine olanak sağlıyor. 1-  7 Nisan Kanser Haftası sebebiyle bir araya geldiğimiz Türk Tıbbi Onkoloji Derneği üyesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Ömür Berna Öksüzoğlu ile kadınlarda en sık görülen kanser türlerini ve kadının sağlık sektöründeki yerini ele aldık. Öksüzoğlu, meme kanserinde epey bir yol kaydedildiğini dile getirerek  kadınların sağlık kuruluşlarına artık  daha çabuk erişebildiğinin altını çizdi. Öncelikle sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? Onkolog olmaya nasıl karar verdiniz? Ömür Berna Öksüzoğlu, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği üyesiyim. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’ne  uzmanlığım sırasında üye oldum. Uzman olduğum sıralar yaklaşık 150 kişi civarında tıbbi onkolog vardı, sayıca oldukça azdık ama şimdi Türkiye çapında  bildiğim kadarıyla  700’e yakın tıbbi onkolog var. Onkolog olma serüvenime gelecek olursak, liseden sonra Hacettepe Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi’ni kazandım. O dönemden beri de Ankara’dayım. Tıbbi Onkolog olabilmek için önce İç Hastalıkları Uzmanı olmak gerekiyor ardından yan dal olarak tıbbi onkoloji tercih edebiliyorsunuz. İç hastalıkları uzmanlığımı Ankara’da bulunan bir  devlet hastanesinde yaptım. Ardından baş asistantanlık deneyimim oldu. O dönemde çalışırken dahiliyede ağırlıklı olarak onkoloji hastalarını takip ediyorduk, dolayısıyla en başından beri böyle bir ilgim vardı. Sonrasında bir fırsat doğdu ve  yine bir devlet hastanesinde tıbbi onkolojide yan dal yapma fırsatım oldu. Üç senelik yan dal uzmanlığımı tamamladıktan sonra kısa bir süre özel sektörde ardından da devlette görev aldım. ‘’KADIN OLMAK, BAZI HASTALARLA DAHA İYİ İLETİŞİM KURMAYI SAĞLAYABİLİYOR’’ Kadın onkolog olmanın artı ve eksileri nelerdir? Sağlık sektöründe kadınların yeteri kadar aktif rol oynadığını düşünüyor musunuz? Cinsiyet ayrımcılığına kendi mesleğim açısından çok olumlu ya da olumsuz bakmıyorum . Kadın onkolog olmanın bir ayrıcalığı var mı derseniz bir kötülüğü de yok bir ayrıcalığı da yok. Çalışma ortamlarımız belki bir miktar daha psikolojik destek, hastayı anlayabilmek, destek olabilmek, konuşabilmekle ilişkili olduğu için kadın olmanın bu noktada bir avantajı  olabilir. Kadın olmak, bazı hastalarla daha iyi iletişim kurmayı sağlayabiliyor. Öte yandan, bir psikolojik yükü de var. Bu yükü kaldırabilmek herkesin harcı olmayabilir çünkü onkoloji deyince insanın aklına ilk gelen şey ne yazık ki ölüm oluyor. Hastalarımız ve toplumdaki sağlıklı kişiler çoğu zaman onkolojiyi ölümle bağdaştırıyor. Dolayısıyla zor bir görev olduğu da kesin. Kadın ya da erkek açısından çok büyük farklılıklar olduğunu sanmıyorum. Kadınların en az erkekler kadar başarılı olduğunu düşünüyorum. ’’TÜRKİYE’DE KADIN KANSERLERİ İÇERİSİNDE MEME KANSERİ EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRÜDÜR’’ Bir hekim olarak kadınların düzenli kanser taraması yaptığını gözlemliyor musunuz? Yaş aralıklarına göre rutin kontroller hangi sıklıkta olmalıdır? Toplum tabanlı olarak yanıt vermek daha doğru olacak. Toplum tabanlı olarak yapılan kanser taramaları yani sağlıklı kişilerde yapılan ya erken tanıyı sağlayan ya da riskli grupları tanımlamak için yapılan taramalardır. Bunu ülkelerin sağlık otoriteleri planlar. Kendi toplumlarının ne kadar taranması gerektiğini ve ihtiyaçlarını öne alarak. Tabi Türkiye’de kadın kanserleri içerisinde meme kanseri en sık görülen kanser türü ve meme kanseriyle ilgili tarama programları da var. Türkiye’de yine Sağlık Bakanlığı’na  bağlı Kanser Erken Tanı ve Teşhis Merkezleri (KETEM) var. Erken teşhis hayat kurtarır prensibiyle yola çıkarak Sağlık Bakanlığı kanser savaş daire başkanlığınca oluşturulan politikalar doğrultusunda meme, rahimağzı ve kolorektal kanserler ile ilgili tarama programları yürütmektedir.  Kadınlar, sağlık kuruluşlarına artık daha çabuk erişebiliyor ve daha çok bilgilendirilebiliyorlar. Bu anlamda meme kanserinde epey bir yol kaydedildiğini düşünüyorum. Türkiye’de ikinci bir tarama yöntemi Serviks (Rahim ağzı) kanserinde var. Bu kanserin Türkiye’de görülme sıklığı esasen çok yüksek değil ama yine de taramayla çok erken safhalarda hatta kanserleşmemiş, kanser öncüsü safhasında rastlanabildiği için cinsel hayatı aktif olan kadınlarda tarama yapılması öneriliyor.  Daha bütüncül baktığımızda kadın- erkek bütün sağlıklı kişilerin 50 yaşından sonra bağırsak taramasına yönlendirmemiz gerekiyor eğer ailede bağırsak tümörü daha erken yaşlarda varsa, bunları da daha erken taramalara yönlendirebiliyoruz. Tarama konusunda şunu belirtmeden edemeyeceğim, her hastalığın taraması yok.  Her kanserin taraması yapılması gerekli diye bir kaide yok çünkü bazı tümörleri erken tespit edebilmemiz çoğu zaman mümkün olmuyor. Erken tanının işe yarayabileceği kısıtlı sayıdaki tümörlerde tarama öneriliyor. Bunun dışında  önceden önleyebileceğimiz kanser türleri var yine meme kanserinden örnek vermek gerekirse  obezite, sigaradan sonra en sık kanser  sebebini oluşturuyor, meme kanserinde de önemli bir risk faktörü. Dolayısıyla elimizden geldiği kadar, önleyebileceğimiz risk faktörlerini en aza indirmeliyiz. Bütün konuşmalarımda sigara faktörüne değinirim çünkü kendimize yapabileceğimiz en büyük kötülük nikotin bağımlılığıdır. Nikotin ve nikotin içerikli bütün tütün ürünlerini kapsıyor bu söylediklerim. Pipo,puro,nargile bunların hepsi aynı kavram içerisinde… Gençlerimiz özellikle nargileyi daha az zararlıymış gibi görüyor ama öyle değil, hepsi tütün ürünü sınıfında yer alıyor. Hiç başlamamak hep tavsiye ettiğimiz şeydir. Tütün ve tütün ürünleri sadece kanser için değil birçok hastalık içinde bir sebep oluşturur.  Örneğin, kardiyovasküler hastalıklar. Dünyada en sık ölüm nedenlerine baktığımızda ilk sırada kardiyovasküler hastalıklar (kalp-damar hastalıkları), ikinci sırada ise kanser görülüyor. Kadınlarda Dünya ve Türkiye genelinde en çok görülen kanser türleri nelerdir?  Bunların sık görülme nedenleri nelerdir?  Kadınlarda Türkiye’de de dünyada da tüm kanserler içerisinde en sık görüleni meme kanseridir. Dikkatinizi çekmek isterim en çok öldüren değil, en sık görülendir. Daha sonraki sıralamada ufak tefek değişikliklerde olsa ilk beşe giren tümörler içerisinde bağırsak kanserleri yani gastrointestinal kanserler, akciğer kanseri, mide kanseri ve jinekolojik tümörleri bazı sıralamalarda ilk 10’a giriyor ama bazılarında da daha az görülebiliyor. Gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkelerde ufak tefek değişiklikler olabiliyor. Türkiye’de tiroid kanseri de kadınlarda sık görülen bir kanser türüdür. Kadınlarda görülen kanser türlerinin sık görülme nedenlerine gelecek olursak,  meme kanserinde östrojen maruziyeti kanserin oluşumunda bir etkendir. Kısaca kadın olmamız, meme kanseri olmamızda en önemli risk faktörüdür. Bunun yanı sıra erkeklerde de  yüzde bir oranında meme kanseri görülebiliyor. Her iki cins için de akciğer kanseri önem teşkil ediyor.  Bunda az önce de bahsettiğim gibi tütün ürünleri büyük bir risk oluşturuyor. Erkeklerde sigara bırakma oranlarında son on yıl içerisinde kampanyalarla vs  %20-%30 oranında sigarayı bırakma sağlanmış ama kadınlarda maalesef içme oranı az buna nazaran bırakma oranı da çok az. Kadınlar istikrarlı bir şekilde daha bağımlı gidiyorlar. Dolayısıyla kadın erkek fark etmeksizin tütün ürünü kullanımının azalması ve yok edilmesi kapsamında  elimizden gelen tüm fedakarlıkları yapmamız lazım.  ‘’HER HASTA BİR HİKAYE GİBİDİR’’ Erken teşhis sayesinde hayatlarına eskisinden daha güçlü bağlanan hastalarınız oldu mu? Öykülerini bizimle de paylaşabilir misiniz? Bana sorarsanız her hasta ayrı bir hikayedir. Ameliyat, kemoterapi, ışın tedavisi, hormonal tedavi gibi zor zamanları atlattıktan sonra gerçekten yaşam stillerinde bir değişiklik fark ediyorlar. Eskiden çok ufak, basit şeylere kafa yorduklarını anlayıp hayatlarını daha da bir sadeleştirmeye başlıyorlar. ‘’Eskiden olsa bunu dert ederdim ama şimdi yaşamın değerini daha iyi biliyorum’’ diyenler daha doğru yaklaşımı sergileyebilenler, özel hayatını daha çok düzene sokanlar oldu. Her insan çok ciddi bir sınavdan geçtikten sonra yaşamı bir daha gözden geçiriyor. Erken teşhisten öte, kanser tanısını alan ve yaşamına devam eden ‘’survivor’’ olarak adlandırılan bir kitle var. Bu kişilerin uzun dönem takiplerinde eski aldıkları tedavileri takip ediyoruz, tekrar nüks etmemesi için aynı şekilde düzenli takiplerini gerçekleştiriyoruz ama erken  dönem tedaviler bittikten sonraki konuşmalarda  gerçekten yaşama bakış açılarının değiştiğini görebiliyoruz.   ‘’YAŞAM STİLİNİZİ MAKSİMUM EN İYİ HALE GETİRİN’’ Her yıl olduğu gibi bu sene de 1- 7 Nisan Kanser Haftası. Buna ilişkin olarak gazetemiz okurlarına vermek istediğiniz herhangi bir mesaj var mıdır? Mutlaka tütün ve tütün ürünlerinden uzak durmak, çocuklarımızı koruyabilmek ve  en önemlisi karşımızdakine saygı duyabilmek için toplu yerlerde izin dahi verilse sigara içmemek, içimine de çok fazla müsaade etmemek, çocuklara bunun ne kadar zararlı olabileceğini anlatabilmek gerekir. Başladıktan sonra bırakmak gerçekten zor..Kullanan insanların bıraktıktan sonra geri başlayabildiklerini ve herhangi bir yardım almadan %10 civarında kişinin bırakma konusunda başarılı olduğunu bildiğim için sigara konusunda ne yapılabilirse maksimum onu yapmak gerektiğini düşünüyorum. Bunun haricinde erken teşhis edilebilecek bazı hastalıkların tarama programlarını takip edebilmek, nerelerde tarama yapılıyor onu öğrenmek gerek. Aile hekimlerinden bu konuda bilgi alınabilir. Üçüncüsü de yaşam stilimizi maksimum en iyi hale getirebilmek kanserde önleyici ve koruyucu bir kalkan görevi üstlenir. Kilo almamaya özen göstermek, sağlıklı ve doğal beslenmek, fiziksel aktivitelere yer vermek gibi birtakım temel şeylere dikkat etmek gerekiyor.  Aslında tüm bunları hepimiz sözde  çok iyi biliyoruz ama çoğumuz uygulamakta zorluk çekiyoruz. Kanserli hastalarımın çoğu kendilerine daha çok vakit ayırabildikleri için, bağımsız hale geliyolar, kendilerine geliyorlar ve yaşam stillerini bu ölçüde önemli bir değişikliğe uğratmış oluyorlar. Tüm bu önerileri hasta olmadan da yapabilmek, kendimize bakabilmek, ileriki yaşlarımıza yatırım yapmak önemlidir. Kanser haftasında farkındalığın en üst seviyede olması lazım. Toplumda da yanıtlanabilir soruların bizlere ulaşıp, bizlerin de paylaşabileceği bir ortam yaratılabilmesi yapılabilecek en güzel şeylerden biri olur.  Buradan herkese sağlıklı günler diliyorum.

Editör: TE Bilisim