Maske konusunun neden bu kadar tartışıldığını anlamak mümkün değil. Herkes bir şeyler söylüyor, bazıları isyan ediyor, bazıları da isyan edenlere isyan ediyor. Bu kadar abartılacak ne var anlamak mümkün değil. Hem kendimizi hem de karşı tarafı korumak için bu maskeyi kullanmamız gerekiyor. Bu konuda en tecrübeli ülke Çin… Çin solunum yolu ile bulaşan salgın hastalıklara karşı ilk önlem olarak hemen maske uygulamasına geçiyor. Orada yaşayan insanlar maske konusunda hemen harekete geçiyorlar ve bir zorlama olmadan maske kullanımını yaygınlaştırıyorlar. Evet maske takmak zor, insan nefes alamıyor, bunalıyor, daralıyor… Peki bizim gündelik hayatta kullandığımız maskelerin kat ve kat daha güçlü olanlarını, tıbbi tulumlarla birlikte kullanarak, kat kat giyinerek hastanelerde çalışmak zorunda olan doktorları düşündünüz mü siz? En çok isyan etme hakkı onlarda var ama hiçbir şey demiyorlar, diyemiyorlar. Biz dışarı çıktığımızda bunalıyoruz diye maske takmak istemiyoruz. Bunu yapmadığımız içinde hastanelerin daha fazla dolmasına neden oluyor ve sürecin bitişini uzatıyoruz… Hastalıktan korkmayan bir çoğunluk oluştu. Ne olursa olsun artık yakalanalım, nasılsa öldürücü etkisi bize denk gelmek diye düşünüyorlar. Bu yüzdende bir anda aşırı rahat davranmaya başladılar. Bu etki nedeniyle doktorların bu ekipmanlarla çalışma süresi biraz daha arttı. İnsan her zaman duyduğu, gördüğü şeylerin kendisini bulmayacağını, bulamayacağını düşünüyor. Başkalarının başına geldi ama bizi nereden bulacak gibi bir algıya kapılıyor. Bu iyi olaylardan çok kötü olaylar için geçerli. İnsan başına hiç kötü bir şeyin geleceğini düşünmüyor çünkü… Halbuki kötü şeyler yaşayan insanlar da başlarına gelmeden önce aynı böyle düşünüyorlardı. Hastalık nedeniyle ölen insanların sayısı az mı sizce? Günde 20-30 kişinin ölmesi gayet doğal mı yani? O küçük ihtimal denk gelmez mi sanıyorsunuz? Bu rahatlık hem kendimizi hem de toplumu riske etmemiz demek. Bu nedenle önlem olarak ne yapılması gerekiyorsa hepsini yapmalıyız.Hem de fazlasıyla ciddiye alarak yapmalıyız…

Editör: TE Bilisim