Koronavirüs sonrası düğünlerin başlamasıyla birlikte piyasada sahte altın da çoğalmaya başladı. Takı için altın almak isteyen vatandaşlara uyarıda bulunan kuyumcu İrfan Halıcı, güvenilir adreslerin tercih edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Hiçbir kuyumcunun sahte altın satmadığını belirten Halıcı, sahte altın işinin takan kişi ile ilgili bir durum olduğunu belirtti. Normalleşme süreci ile birlikte 1 Temmuz’da açılan düğün salonları faaliyetlerine başladı. Düğün merasimlerinde takı takmak isteyen vatandaşlara çağrıda bulunan kuyumcular, tanıdık yerlerden alışveriş yapılması gerektiğini söyledi. Koronavirüs ile birlikte işlerinin tamamen durduğunu ifade eden Halıcı, “Yaklaşık 30 yıldır Büyük Çarşı’da esnaflık yapıyorum. Şuana kadar böyle bir kriz ile karşılaşmadım. 70 yıllık çarşımız gün geçtikçe küçülüyor ve esnaf sayısı azalıyor. Virüs ile birlikte işlerimiz durma noktasına geldi. Çoğu zaman siftah yapmadan eve dönmek zorunda kalıyoruz. İş yapamadığımız için dükkanımızı geç açmak zorunda kalıyoruz. Birkaç ay sonra ise ne olacağı belirsiz. Zarar eden kuyumcu ise kapatmak zorunda kalıyor” diye konuştu. “GÜVENDİĞİMİZ YERLERDEN ALIŞVERİŞ YAPIYORUZ" Gerçek altınla sahte altın arasındaki farkı anlayamadığını söyleyen Murat Demirel, “Bunun içinde zaten güvendiğimiz yerlerden alışveriş yapıyoruz. Onun dışında yaptığımız yerlerde şüphe içinde kalıyoruz ve gidip bir bilen kişiye gösterme durumunda kalıyoruz" ifadelerini kullandı. Nurcan Yaman ise, “Altının ayarlarına bakarım iç kısmında. Eğer ayar varsa ona göre anlarım. Başka türlü anlayamam" dedi. Sahte altının cam zemin üzerine bırakıldığı zaman çıkardığı sesten anlaşılacağı kaydedildi.  “YARIM GRAM ALTIN BİLE ÇIKTI” Altın fiyatlarının her geçen gün yükseldiğine dikkat çeken Halıcı, “Yükselen altın fiyatlarına talep gittikçe azalıyor. Talep olmadıkça satışta olmuyor. Eskiden Altın ve takı sektörüne talep oldukça yüksekti. Ama şuan talep oldukça düşük. İnsanlar takı takmaktan korkuyorlar. Altın fiyatlar yüksek olduğu için takıya yanaşmıyorlar. Çünkü insanların alım gücü de ciddi derece de düştü. Aile geçindirmek zorunda olan bir kişi, nasıl takı takabilsin ki? Çeyrek alamayan kişiler gram altına yöneliyor.  Yarım gram altın çıktı. İnsanların alım gücü sadece gram altına yetiyor. Dolayısıyla düğünlerde gram altın tercih edilmeye başlandı. Takıyı ekonomik gücünüz belirliyor” şeklinde konuştu.  “ARTAN DÜKKÂN SAYISI REKABETİ ÇOĞALTTI VE KÂRI DÜŞÜRDÜ” Düğünlerde daha ekonomik takılar takmak isteyenlerin çeyrek ve gram altın tercih edebileceğini dile getiren Halıcı, alım gücü olmayan vatandaşların gram altın tercih ettiğini belirtti. Halıcı, “Sektör öldü. Çünkü her köşe başına bir kuyumcu dukanı açıldı. AVM’lerin içinde ve mahalle aralarında bile kuyumcu dükkânı açıldı. Sertifika almadan, bilinçsiz bir şekilde önüne gelen kuyumcu dükkânı açtı. Ondan sonra da sektör haliyle bu hale geldi. Mesela Avrupa’da bu kadar kuyumcu dükkânı yok. Biz de Avrupa gibi olmalıyız. Kuyumculuk mesleği hiçbir zaman yok olmaz. Yani kuyumcu sayısı gittikçe azalır. Bilinçsiz bir şekilde artan sayı krizden etkileniyor ve tekrardan dükkânını kapatmak zorunda kalıyor. Artan dükkân sayısı rekabeti çoğalttı ve kârı düşürdü. Dolayısıyla bu hale geldi” açıklamalarında bulundu. “2006’DA BAŞLAYAN KÖTÜYE GİDİŞ DEVAM EDİYOR” Kuyumculuk sektörünün ne yazık ki istenilen durumda olmadığını kaydeden Halıcı sektöre ilişkin konuşmasına şu şekilde devam etti:  “Çoğu kuyumcu gerçekten iş yapmaz halde. Özelikle 2006’dan beri sektörde kötüye gidiş başladı ve sektörde düşüş hızla devam etmekte. Sürekli ileriye değil, geriye gidiyoruz. İşteki potansiyel her geçen gün düşüyor. Öz sermayesi olan piyasada ayakta kalabiliyor, öz sermayesi olamayanlar ise kapanmayla yüz yüze kalıyor. Daha önceki yıllara rağmen bu sektörle uğraşan insan ya da firma sayısı 2.500’ü geçkin iken şimdi kuyumculuk sektöründe %25-30 oranında gerileme oldu. İnsanların alım gücünün düşmesi ise bunu en çok etkileyen faktörlerden bir tanesi. Bununla birlikte maliyetlerin artması ise bir diğer önemli faktör. Şimdilerde insanlar neredeyse sahte işlerle uğraşmaya başladılar. Sahte kaplama ya da imitasyon gibi işlerle günlerini idame ettirmeye çalışıyorlar. Biz küçük fiyatlarla dönmeye çalışan, ayakta kalan işletmeleriz. Bir çeyrek altın bize 240-250 liraya mal oluyorsa bizim ondan kazancımız sadece 3-4 lira oluyor. Tabi bununla birlikte birde yanımızda çalıştırdığımız işçilerin giderleri de buna ekleniyor. İşçilerin yemekleri, sigortaları, iş yerimizin vergisi derken maliyetimiz git gide artıyor. Tüm bunlara rağmen ayakta kalmaya çalışan küçük işletmeleriz. Biz ayakta kalabiliyorken piyasanın bu durumuna uyum sağlayamayarak batan, iflas eden birçok kuyumcu olduğunu da unutmamak gerekiyor.” Haber-Foto: Kadir GÜRHAN  

Editör: TE Bilisim