Türk Kütüphaneciler Derneği tarafından düzenlenen ve bir dizi etkinliğin yapılacağı Goethe Enstitüsü’nde 54. Kütüphane Haftası’nın açılışı yapıldı. Bu yılın teması ise ‘Kültürel Değişim ve Kütüphaneler’ olarak belirlendi. Açılış konuşmalarında konuşmacılar, kütüphanelerin ve kütüphanecilerin sorunlarına değinirken Goethe Enstitüsü Kütüphane Müdürü Ahmet Terkivatan kütüphaneleri ‘özgürleşmenin alanı’ olarak tanımladı. 26 Mart ile 1 Nisan arasındaki tarihler Kütüphane Haftası olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda ise 1 hafta boyunca kütüphaneler üzerine bir dizi etkinlikler düzenleniyor. Türk Kütüphaneciler Derneği’nin katkılarıyla düzenlenen haftanın açılış programı ise Goethe Enstitüsünde yapıldı. Açılış konuşmalarını Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkanı Ali Fuat Kartal, Üniversite Araştırma Kütüphanecileri Derneği (ÜNAK) Başkanı Nilüfer Saros, Goethe Enstitüsü Kütüphane Müdürü Ahmet Terkivatan yaptı. “HIZLI BİR KÜLTÜREL DEĞİŞİM YAŞANIYOR” Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkanı Ali Fuat Kartal, açılış konuşmasında geleceğimizi gençlerimiz şekillendirecek ama onların sorunları ile ne kadar ilgileniyoruz diyerek kütüphanecilerin sorunları hakkında şunları kaydetti: “Hızlı bir kültürel değişimin yaşanmakta olduğu günümüzde toplumların sürekliliğini sağlayan, yaşatan kültürü koruma ve geliştirme görevini üzerine alan Kültür Bakanlığı’nın bu görevini ne ölçüde yerine getirip getirilmediği tartışılmaktadır. Anadolu’nun yarattığı kültürel zenginlik son yıllarda zayıflamış durumdadır. Oysa bu renkler ülkemizin vaz geçilmez renkleridir.” “KÜTÜPHANELER KÜLTÜREL HAYATA KATILIMI SAĞLAR” Eğitimin durumunun da kültürden pek farklı olmadığının görüldüğünü vurgulayan Kartal, “Eğitim sistemimiz özgür ve yaratıcı düşünceyi benimseyen bireylerin yerine, taklitçi, okuduğunu anlamayan bireyleri yetiştirir duruma gelmiştir. Bu durumda ülkemizin yansıması araştıran insanların geri plana itilmesi, hazır bulduğu her şey ile yetinen kişilerin temel konuma gelmesi şeklinde olmaktadır. Toplumsal bütünleşmenin bir aracı ve kültürel kalkınmanın organik aracı olan kütüphaneler kültürel hayata katılımı ve yaratıcılığı destekleyerek kültürel mirasın yaratılması, korunması ve gelecek nesillere aktarılması bağlamında toplumsal görev ve sorumluluğa sahiptir” diye konuştu. TEKNOLOJİK DEĞİŞİMLER VE KÜTÜPHANE… Kartal sözlerine şöyle devam etti: “İnternetin bilgi hizmetlerine ulaşımda sağladığı olanaklar ve dijital ortamda üretilen bilginin adeta hesaplanmayacak bir oranda hızla artması genellikle kütüphanelerin, özellikle de halk kütüphanelerinin hizmetlerinin etkileri konuşulmalıdır. Bu bağlamda kütüphaneler zorunlu olarak varlıklarını korumak adına hızlı bir değişim sürecine girmişlerdir. Özellikle yeni teknolojilere dayanan bilgi kaynakları bazı insanlar için bilgiye erişimi kolaylaştırırken öte yandan toplumun büyük bir kesimi için güçleştirmektedir. Dünyanın nüfusunun yarısı internetten uzaktır. Türkiye’de ise bu oran yüzde 69’lardadır. Bu veriler göz önüne alındığında özellikle halk kütüphaneleri görev ve sorumluluklarını halkın bu değişen yeni gereksinimlerine göre bilgiye erişim için yeni beceriler kazandırmak durumundadır.” HALK KÜTÜPHANELERİNİN ÖNEMİ Halk kütüphaneleri dezavantajlı gruplara hizmet veren en önemli kurumlardır diyen Kartal, “Halk kütüphaneleri dijital öğrenme ile klasik öğrenme arasında bir köşe konumundadır. Avrupa’nın birçok ülkesinde halk kütüphaneleri sadece kitap ödünç alıp verme yerleri olmaktan çoktan çıkmış durumda. Kütüphaneler öğrenme merkezlerine dönüşmeye başlamışlardır. Kütüphanecilik mesleğinin en önemli sorunu değişen bilgi alma ortamlarına nasıl uyum sağlayacağı ile ilgilidir” ifadelerini kullandı. ÖZGÜRLÜK ALANINDA YAŞANAN SORUNLAR Son zamanlarda Türkiye’de yaşananlara da değinen Kartal, “Türkiye Yayıncılar Birliği’nin düzenlediği yayımlama özgürlüğü raporuna göre kitaplarla ilgili geçtiğimiz yıllardan alışık olduğumuz kitapların yasaklanması, toplatılması, sansürlenmesinin yanı sıra yayınevlerine saldırılar gibi manzaraları yeniden yaşar duruma geldik. Öte yandan dünyanın en büyük internet ansiklopedisi Wikipedia’nın kapatılması ve sosyal medya sansürleri gibi sorunlar Türkiye’nin özgürlük alanında yaşadığı sorunlardır ve bir an önce bu sorunlardan kurtulmasını temenni ediyorum” dedi. 121 İLÇEDE KÜTÜPHANE YOK Türkiye’nin 81 il ve 957 ilçesinde 1137 halk kütüphanesi olduğunu ifade eden Kartal, elindeki istatistiklerle ilgili şunları söyledi: “Bunlardan 126 tanesi ise personel yokluğu nedeniyle kapatılmıştır. Bizim araştırmalarımıza göre ise 121 ilçede kütüphane bulunmamakta. 121 ilçede yaşayan yaklaşık 11 milyon vatandaşımız için kütüphane kavramı hayatlarında yok. Oysa kütüphanecilik mesleğinin görev alanlarından biri de büyük kentler dışında yaşayan insanlara da kütüphane hizmeti sunmaktır. Bu bağlamda gezici kütüphane sayısı artırılmalı, kütüphanesi olmayan yerlere gezici kütüphane ile hizmet götürülmelidir.” EN İYİ KÜTÜPHANE: ŞANLIURFA İL HALK KÜTÜPHANESİ Son yıllarda kütüphanecilerin ciddi anlamda istihdam sorunları yaşadıklarını ifade eden Kartal şunlara değindi: “Türkiye’nin genel anlamda yaşanan işsizlik durumundan bunu ayrı tutmuyoruz. Son zamanlarda özel kütüphaneler ve kamu kütüphaneleri personel ihtiyaçları olduğu halde bu ihtiyacı karşılamıyorlar. Bu ise istihdam sorununu çözmek yerine yoğun bir şekilde yaşanan emek sorununu da gündeme getirmektedir. Her yıl geleneksel olarak seçtiğimiz yılın en iyi kütüphanesinde bu yıl Şanlıurfa İl Halk Kütüphanesini, seçmiş bulunmaktayız. Kütüphanelerden aldığımız istatistiklerle kütüphanelerde en çok okunan kitap olarak yetişkinlerde İletişim Yayınlarından çıkan Tutunamayanlar seçilirken, çocuk kitaplarında ise Beyaz Balina Yayınlarından çıkan Canavar Peşinde adlı kitap seçilmiştir.” “MESLEĞİMİZİN SORUNLARINI DİLE GETİRMEK İSTİYORUZ” Üniversite Araştırma Kütüphanecileri Derneği (ÜNAK) Başkanı Nilüfer Saros, kütüphane haftasının programını hazırlarken Türk Kütüphanecileri Derneği ile birlikte hazırladıklarını ve herkesin fikrini aldıklarını belirterek konuşmasında şunlara yer verdi: “Mesleğimizin kadro, özlük hakları, ücretlendirme gibi kişisel ve satın alma, bütçeleme gibi hukuki bürokratik gibi sorunları burada dile getirmek istiyoruz. Mevcut tüm derneklerimiz sorunlarımızın çözülmesi için ellerinden gelenleri yapıyorlar. Ve mesleğe katkı sağlamaya devam ediyorlar. Mücadelemizin devamlılığı ise derneklerimizin maddi ve manevi devamlılığı ile söz konusudur. Maddi kaynaklarımızın azlığı nedeni ile ayakta zor kalan derneklerimize iş partnerlerimizin de derneklerimize gereken desteği göstermelerini istiyoruz.” “VERGİ SORUNU ÇÖZÜLMELİ” Üniversite kütüphanelerinin de halk kütüphaneleri gibi çok büyük sorunları olduğunu ifade eden Saros, “Bunların en başında ise personel sorunlarımız yer alıyor. Bizim temennimiz önümüzdeki yıllarda sorunların çözülmesidir. Satın almada yer alan katma değer vergilerinde yer alan karışıklıkların giderilmesini de ayrıca temenni ediyoruz. Çünkü hala hangi katma değer vergisinin uygulanacağı belli değildir. Meslektaşlarımız evrakları düzenlemekteler ve imza amirleri de kendileri olduklarından cezasını da sonradan onlar çekmektedir. Aynı şekilde üniversite bütçelerinden kütüphanelere ayrılan payın çoğaltılması da Türkiye’de bilimin gelişmesi açısından son derece önemlidir. Bu konuda da ümit ediyorum ki hükümetimizin ve maliye bakanlığımızın çalışmaları olur ve bu sorunlar çözülür” dedi. “KÜLTÜRLERİ DE KORUYACAK OLAN KÜLTÜREL HAKLARDIR” Bu senenin temasının ‘Kültürel Değişim ve Kütüphaneler’ olduğunu hatırlatan Goethe Enstitüsü Kütüphane Müdürü Ahmet Terkivatan, konuşmasında şu sözlerle devam etti: “Var olan kültürlerdir. Kültürleri de koruyacak olan kültürel haklardır. Bundan acı çekmemek lazım. Başkasının başkası olmasından, başka kültürden acı çekmemek lazım. Bu bir zenginliktir. Unutmayalım ki kültürler öğrenilir, aktarılır, değişime uğrar ve asla sabit değildir ve gök delinmez. Bunun da sonucu en azından şudur,  kütüphaneler üçüncü mekan olabildiği kadar insanı kendi özgürlüğüne teslime etmelidir.” “KÜTÜPHANELER KORKUYA ASLA YER VERMEMELİDİR” Terkivatan, kütüphaneler korkuya asla yer vermemelidir ifadelerini kullanarak, “İnsanın kendini özgür hissedeceği ortamı ona sağlamalıdır. Kütüphaneler, özgürlüğün ve özgürleşmenin alanıdır. Sadece bu değildir, nedenlerin alanı da özgürlüğün alanıdır. Bu söylediklerim kimilerine yabancı gelebilir. Goethe Enstitüsü’nün temeli de bunu esas alır. Kültürel değişime inanır. Bu doğrultuda çalışmalar, faaliyetler yürütür. Kültürel değişime biz saygılı bir kurumuz ki bizim kütüphanemizde evlenilebilmesi bile mümkündür” dedi. (Türkan ÇATAL YILDIZ)          

Editör: TE Bilisim