Üç aylık pandemi sürecinde ekonomik olarak ciddi sıkıntılar yaşayan lokantacı esnafı Mehmet Emin Kurt, devletten yeteri kadar destek alamadıklarını söyledi. Virüsün, lokantacı esnafını ciddi derece de olumsuz etkilediğini belirten Kurt, 1 Hazirandan sonra yavaş yavaş toparlanmaya başladıklarını kaydetti. Aşağı Eğlencede yemek sektörünün arttığına dikkat çeken Kurt, “Aşağı Eğlencede 30’a yakın yemekçi varız. Bizi farklı kılan en temel özelliklerden birisi disiplin olayıdır. İkinci şey ise kalite, üçüncü şey ise güler yüzdür. Bu üç özelliğimiz olmazsa olmazlarımızdır. Müşteri lezzet ve güler yüze önem veriyor. Onların ikisi de biz de var” dedi. Son dönemlerde usta sıkıntısı yaşadıklarının altını çizen Kurt, böyle devam etmesi durumunda yakın gelecekte usta bulamayacaklarına vurgu yaptı. Kurt, “Lokantacı esnafının en büyük sıkıntısı personel bulamamasıdır. Eskisi gibi kebapçı, fırıncı usta yetişmiyor. Çırak yok, gençler kolay meslekler seçiyorlar ya da çalışmıyorlar. Eskiden okul tatil sürecinde öğrenci bir yerde çırak olarak çalışıyordu ve meslek öğreniyordu. Şimdi bu olay yok, bitmiş durumda. Esnaf ve Sanatkârlar Odası teşvik vermeli. Çıraktan yetişecek bir sistemi her yönden desteklemeli. Yoksa ciddi bir sorun ile karşı karşıya kalırız” şeklinde konuştu. Gazetemize lokantacılık sektörünün bilinmeyen birçok noktasını anlatan Mehmet Emin Kurt’a biz sorduk, o cevapladı. Sizi tanıyabilir miyiz, biraz kendinizden bahseder misiniz? Adım Mehmet Emin Kurt, 25 yıldır Ankara’da yaşıyorum. Evliyim iki çocuk babasıyım. Bir kızım bir de erkek çocuğum var. Kız yedi yaşında, erkek 2 yaşında. 25 yıldır gözlük sektörü ile uğraşıyorum. Beş yıldır da yemek ile uğraşıyorum. Daha önce yaklaşık on yıl gözlük ithalatı ile uğraştım. Ülkenin son ekonomik krizinden dolayı bu işi bıraktım ve eski sisteme devam ettim. “AYDA BİR URFA’YI ANKARA’YA TAŞIYARAK KÜLTÜRÜMÜZÜ TANITIYORUZ” Bize lokantacılık sektörünü ve Urfalı Durum Evini anlatabilir misiniz? Neler yapıyorsunuz? İşletmemizin ismi Urfalı Durum Evi’dir. 5 yıldır bu sektördeyiz. İki tane şubemiz var; biri İskitler’de diğeri ise Aşağı Eğlence’ dedir. Bizde kebap, pide ve çorba çeşitleri mevcuttur. Koronadan önce ayda bir sıla gecesi yapıyorduk. Ama şimdi müzik yasaklı olduğu ve hastalık geçmediği için sıla gecemizi düzenleyemiyoruz. Hastalığın bitmesini bekliyoruz. Sıla gecemiz için önce rezerve yaptırıyoruz, tanıtım yaptırıyoruz. Gelen müşterilerimizin çoğu ailedir. Her zaman dolduğunu söyleyebilirim. Sıla ekibimiz Urfa’dan geliyor. O gece çiğ köfte yapılıyor, yemeğimiz, köftelerimiz oluyor. Şarkılarımızı türkülerimizi çalıyoruz. Kısacası Urfa’yı Ankara’ya taşıyoruz. Bundan hem keyif alıyoruz hem de kültürümüzü tanıtmış oluyoruz. Ürünlerimizi, etimizi, biberimizi ve diğer malzemelerin çoğunu bire bir taze getiriyoruz. Etimiz pazartesi, çarşamba ve cuma günleri olmak üzere haftanın üç günü geliyor. Diğer ürünlerimizi de ne zaman lazım olduğunda getirtiyoruz. “GIDA FİYATLARINA GELEN ZAMMI YEMEK FİYATLARIMIZA YANSITMADIK” Müşteri Urfa Durum Evine geldiğinde neler yiyebilir? Ya da neler yiyebilir? İşletmemizde Adanasından Urfasına, Beytisiden Yoğurtlu Kebabına, pidesinden lahmacununa, kuşbaşısından kıymalısına, kelle paçasından işkembesine her türlü yemek biz de mevcuttur. Kebapçıda ne arıyorsanız fazlası biz de mevcuttur. Her çeşit yemek her saatte bulunur. Saat sabah 9’da da, gece saat 2’de de bu yemekleri bizde bulabilirsiniz. Gıda ürünlerine gelen zamlar sizleri nasıl etkiledi? Fiyat listesinde bir değişiklik oldu mu? Korona virüsten dolayı mümkün olduğu kadar fiyat listesine dokunmadık. Çünkü insanlar her şeyden önce ekonomik sıkıntı yaşıyor. Her şeye zam geliyor, sen niye zam yapmıyorsun diyebilirsin. Az kazançla çok iş yapmaya çalışıyoruz. Önemli olan insanların talebini arttırmak. Yemeklerimizi aynı fiyattan satmaya devam ediyoruz. Pamdemi süreci boyunca işyerimiz kapalıydı. Garsonlar çalışmıyordu. Paket sistemi olduğu için fırıncı ve kebapçı çalışmaya devam etti. Ama paket sistemi bittikten sonra ve işletmemiz normale döndüğü gibi aynı ekip ile devam ettik değişen bir şey olmadı. İşten kimseyi de çıkarmadık. “ESNAF VE SANATKÂRLAR ODASI ÇIRAKLIK SİSTEMİNE TEŞVİK VERMELİ” Sizce lokantacı esnafının en temel sıkıntısı nedir? Bence lokantacı esnafının en büyük sıkıntısı personel bulamamasıdır. Eskisi gibi kebapçı, fırıncı usta yetişmiyor. Çırak yok. Gençlerin meslek seçimi arasında bu meslekler yer almıyor. Kolay meslekler seçiyorlar ya da çalışmıyorlar. İnsanlar artık eskisi gibi çalışmıyor. Eskiden okul tatil sürecinde öğrenci bir yerde çırak olarak çalışıyordu ve meslek öğreniyordu. Şimdi bu olay yok, bitmiş durumda. Sanki çocuklarının ezilmesini istemiyorlar. Biraz daha rahata alıştılar. Birkaç nesil sonra usta sorunu yaşanırsa hiç şaşmayın. Bu sorunun yaşanmaması için Esnaf ve Sanatkarlar Odası teşvik vermeli. Çıraktan yetişecek bir sistemi her yönden desteklemeli. Bunlar olmadığı zaman bu sorunu çözmek mümkün gözükmüyor. Artık üretilen bir makine bu işi yapabiliyor. Ama aynı tadı vermesi mümkün değil. Çünkü lahmacuna, pideye, kebaba insan eli değmeli ve tat vermeli. “LEZZET VE GÜLERYÜZ HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR” Sizi diğer işletmelerden farklı kılan özelliğiniz nedir? Aşağı Eğlence’de 30’a yakın yemekçi varız. Bizi farklı kılan en temel özelliklerden birisi disiplin olayıdır. İkinci şey ise kalite, üçüncü şey ise güler yüzdür. Bu üç özelliğimiz olmazsa olmazlarımızdır. Her gelen müşteriye bizzat kendim ilgileniyorum. İkramlarımız oldukça fazladır. Yemeğin yanında salata, ezme, çiğ köfte ve soğan salatası veriyoruz. Hijyen kurallarına özellikle çok dikkat ederiz. Bndan 10 gün önce İlçe Tarım Bakanlığından denetlemeye geldiler ve bize teşekkür ettiler. Her şeyden önce ürünün lezzetli olacak, lezzetli olmadığında gelen müşteri ilk ve son defa gelir. Lezzet ve güleryüz her şeyin başıdır. Biz, saat sekiz ve dokuzdan sonra yoğun olmaya başlıyoruz. Bu yoğunluk gece geç saatlere kadar sürüyor. Aşağı Eğlence yemek sektörünün yeridir. Böyle olunca da gece geç saatlerde yemek yemeğe gelen birçok kişi oluyor. Her şeyde önce kelle paça çorbamızın çok meşhur odluğunu söyleyebilirim. Bizde tavuk yiyen müşteri başka yer de tavuk yemez. Devamlı buraya gelir yer. Urfa’dan biber getiriyoruz. Bu ayın sonu itibariyle Urfa Birecik’in meşhur patlıcanını getireceğim. Eşi ve benzeri olmayan bir patlıcan, sadece Urfa’nın bu beldesinde yetişiyor. “PANDEMİ DÖNEMİNDE HİÇBİR EKONOMİK DESTEK ALAMADIK” Gençler tarafından Lahmacun ve pide yerine Burger daha çok tercih ediliyor, Bu konudaki yorumun nedir? Lahmacun bizim özümüzde yer alan bir yemek kültürüdür. Lahmacunu pizza ya da burger ile kıyasladığında ikisi de ayrı bir dünyadır. Lahmacunda olan hamur kesin ve kesin kilo aldırmıyor. Ama pizza ve burger için bunu diyemiyoruz. Yeni neslin çoğu obez durumda. Bu obezitenin nedenlerinden birisi de budur. Hatta en önemli nedenlerindendir. Pandemi döneminde dört tane işletme sahibi olmama rağmen 1 TL bile almadığımı söyleyebilirim. Başvurduğumuz hale alamadık. Üç aylık pandemi süreci bizi ekonomik olarak ciddi derece de etkiledi. Ama şimdi işlerimiz yavaş yavaş eski haline dönmeye başladı. Sektör olarak devletten yeteri desteği almadığımızı söyleyebilirim. Şahsım olarak bir destek almadım. Biz kebap konusunda ciddi anlamda iddialıyız. Çorbada çok iddialıyız. Müşterilerimiz bu çorbadan 7-24 saat yararlanabilir. Urfalı olmayıp, Urfa ve Adana Kebap açanlar var. Kebabın K’sini bilmez ben kebapçıyım der. Urfalı değilse kebapçı olmadığını net söyleyebilirim. Haber-Fotoğraf/Kadir GÜRHAN
Editör: TE Bilisim