Özel Haber: Kadir GÜRHAN

Artan döviz fiyatları ilaç sektörünü de olumsuz etkiledi. Maliyetlerinin artması nedeniyle üretim düşerken, piyasada ilaç bulmak da zorlaşıyor.  Özellikle son üç aydır piyasada ilaç sıkıntısı yaşandığını belirten Eczacı Tekin Çiftçi, 19 Şubat'taki sabit kur güncellemesiyle birlikte bu sorunun nispeten çözüme kavuştuğunu söyledi. Çiftçi, “Her yıl Şubat ayında yaşanan kur güncellemesi yılda 3-4 kez yapılmalı ve yerli üretim teşviki arttırılarak dışa bağımlılığın azaltılmasıyla birlikte sektörde yaşanan ilaç sıkıntısına çözüm bulunabilir” diye konuştu. 

Daha çok ithal ilaçlarda sıkıntı yaşandığına dikkat çeken Çiftçi, ilaç fiyatları kur üzerinden belirdiği için olası bir kur artışıyla birlikte tekrardan ilaç sıkıntısı ile karşı karşıya kalınabileceğini belirtti. Marketlerde satılan takviye edici gıdaların toplum sağlığını tehlikeye attığının altını da çizen Çiftçi, “Bu ilaçların neden kullanılmasını gerektiğini, nasıl bir etki yaratacağını, hastanın başka bir rahatsızlığının olup olmadığını, ilaç kullanıp kullanmadığını bilmiyoruz. Hasta ilaç kullanıyorsa kullandığı bu ilacın satılan ürünle etkileşime girip girmediğini bilmiyoruz. Böyle davranırsak sadece kar amacı güderek toplum sağlığını ciddi tehlikeye atarız. Bu anlamda ilaç ve gıda takviyelerinin etkin, güvenilir kullanımı doktor ve eczacı kontrolünde olması gerektiğini belirtiyoruz. Bu ürünlerin kesinlikle marketlerde satılmasına karşı çıkmalıyız” şeklinde konuştu. 

Sizi tanıyabilir miyiz, kendinizden kısaca bahseder misiniz?

1994 yılında Muş’ta doğdum. İlk orta ve lise öğrenimimi Muş’ta tamamladım. 2017 yılında Ankara üniversitesi eczacılık fakültesinden mezun olduktan sonra 2 yıl Ankara’da bir eczanede ikinci eczacı olarak çalıştım. Daha sonra İstanbul’da eczane açtım ve hala burada devam ediyorum.

Kaç yıldır eczacılık sektöründe çalışıyorsunuz, çalışma sürecinde ne tür zorluklarla karşılaştınız?

Yaklaşık olarak 5 yıldır bu sektörde çalışıyorum. Her sektörde olduğu gibi bu sektöre de başlarken belli sıkıntılar yaşıyorsunuz ama daha çok ikinci eczacı olarak çalıştığım dönemde zorluk yaşadığımı söyleyebilirim. Bunun sebebi de aslında kendi işini kuramamak ve bunun yarattığı belirsizlik. Bu belirsizliğin oldukça yorduğunu belirtebilirim. 

“KUR GÜNCELLEMESİ SORUNLARI NİSPETEN ÇÖZÜME KAVUŞTURDU”

Sektörde ilaç sıkıntısı yaşanıyor mu, yaşanıyorsa nedeni nedir? Nasıl bir çözüm bulunabilir?

Son 3 aydır sektörde ciddi sorunların yaşandığını herkes görebiliyor. Hastalar ilgili ilacı bulabilmek için eczane eczane dolaşıyor.  Yaşanan bu sorun 19 Şubattaki sabit kur güncellemesinden sonra nispeten çözüldü gibi. Aslında yaşanan bu sorunun çözümü oldukça basit. Her yıl Şubat ayında yapılan kur güncellemesi yılda 3-4 kez yapılmalı. Yerli üretimi teşvikini arttırıp dışa bağımlılığın azaltılmasıyla birlikte bu sorun ortadan kaldırılabilir.  

“YAŞANAN SORUNLAR HASTA İLE ECZACIYI KARŞI KARŞIYA GETİRİYOR”

Sağlık Bakanlığı ve SGK’dan kaynaklı doğan bir sorun karşısında eczacılar ne tür sorunlar yaşıyor. Vatandaş ile karşı karşıya geldiğiniz konular oluyor mu?

Aslında çok sık sorun yaşadığımızı söyleyebilirim. Bu sorunları maddeler halinde sıralarsak; SGK tarafından sık sık güncellenen ilacın ödeme koşularından kaynaklı fatura ödemelerinden yapılan kesinti. Muayene ücretlerinin eczane tarafından tahsil edilmesi hastayla eczacıyı karşı karşıya getiriyor. Bürokratik yaptırımların sık sık değişmesi ve bunların takibinin zorlaşması. Hastaların reçetede yazılı ilacı alabilmek için ilacın fiyatı ile devlet tarafından ödenen tutar arasındaki fiyat farkını ödemek istememesi. Eczacıların yetki ve sorumluluklarını belirleyen yasaların yetersiz oluşu. Bütün bu bahsettiğimiz sorunlar SGK ve Sağlık Bakanlığı tarafından çok rahat çözülebilir. Umarım bu konuda en yakın zamanda gerekli adımlar atılır.

“ARTAN ECZACILIK FAKÜLTELERİ İŞSİZ ECZACI SAYISINA BİR YENİSİNİ EKLİYOR”

Eczacıların ve çalışanlarının ne gibi sorunları var? Sorunların çözümü için neler öneriyorsunuz?

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sorunlardan biz eczacılar da haliyle nasibimizi alıyoruz. Hükümetin uyguladığı ilaç politikaları ve eczanelerin artan maliyetleri eczacıları ciddi anlamda zorlamaya başladığını söyleyebiliriz. Herhangi bir sağlık kuruluşunun yakınında olmayan eczanelerin iflasın eşiğinde olduğunu görüyoruz. Bütün bu sorunlar yetmezmiş gibi istihdam alanı yaratılmadan, bilimsel alt yapısı yeterli olmayan üniversitelerde, son 10 yıl içinde otuza yakın eczacılık fakültesi açıldı görüyoruz.  Bu da beraberinde işsiz eczacılar sayısına her geçen gün bir yenisini ekliyor. Büyük durumda YÖK’ün yeni fakülte açmaması, var olan kontenjanların düşürülmesi ve devletin yeni istihdam alanların yaratması gerektiğini düşünüyoruz. 

“DAHA ÇOK İTHAL İLAÇLARDA SIKINTI YAŞIYORUZ”

Pandemi işinizi ve sektörü nasıl etkiledi?

Pandemide insanların alışkanlıklarının ciddi anlamda değiştiğini görüyoruz. Pandemi öncesi hastalar akut rahatsızlıklarla daha sık hastaneye uğruyorlardı ve hastaneden aldıkları reçeteyle eczaneye başvurup ilaçlarını alıyorlardı. Pandemiyle beraber eczane ve hastanelerin bulaş riskinin yüksek olmasından kaynaklı daha az uğradığını görüyoruz. Bu da alımı az da olsa düşürdü diyebiliriz. 

Sizce önünüzdeki süreçte ilaç sıkıntısı yaşanabilir mi? Daha çok hangi ilaçlarda sıkıntı yaşanıyor?

Az önce belirtiğim gibi İlaç fiyatları sabit kur üzerinden belirdiği için olası bir kur artışıyla birlikte tekrardan böyle bir sorun ile karşılaşabiliriz. Türkiye’de ilaç piyasasında baktığınız zaman yaklaşık olarak yüzde 60’ı dışarıdan ithal edilen ilaçlardan oluşuyor. Yerli üretim ilaçlara baktığınızda ise etken maddelerin yine yurtdışından ithal edilmesi gerekiyor. Bu yüzden dövize bağlı kalıyoruz ilaç sektöründe. İlaçlar için belirlenmiş kur ile piyasa arasındaki makas büyüdüğü için de şu anda sıkıntı yaşanıyor. Daha çok ithal ilaçlarda sorun yaşanıyor. Örnek vermek gerekirse; kanser, şeker, tansiyon ilaçları ithal olduğu için bu ilaçlarda sıkıntılar yaşayabiliyoruz.  

“MARKETLERDEKİ TAKVİYE EDİCİ İLAÇLAR TOPLUM SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLİYOR”

Yakın gelecekte ilaçlar marketlerde de satılabilir mi? Çünkü bunun alt yapısı hazırlanıyor ve tartışması yürütülüyor.

Bu konu daha önce kamuoyunda gündeme gelmişti ve ciddi tepkiler almıştı ama tüm tepkilere rağmen olabilir mi?  Olabilir. Çünkü bu ülkede yöneticiler her an fikir değiştirebiliyorlar. Neden bu duruma karşı o olduğumuza gelirsek; bugün zincir marketlerde satışı yapılan takviye edici gıdaların toplum sağlığını tehlikeye attığını görüyoruz. Bu ilaçların neden kullanılmasını gerektiğini, nasıl bir etki yaratacağını, hastanın başka bir rahatsızlığının olup olmadığını, ilaç kullanıp kullanmadığını bilmiyoruz. Hasta ilaç kullanıyorsa kullandığı bu ilacın satılan ürünle etkileşime girip girmediğini bilmiyoruz. Böyle davranırsak sadece kar amacı güderek toplum sağlığını ciddi tehlikeye atarız. Bu anlamda ilaç ve gıda takviyelerinin etkin, güvenilir kullanımı doktor ve eczacı kontrolünde olması gerektiğini belirtiyoruz. Bu ürünlerin kesinlikle marketlerde satılmasına karşı çıkmalıyız. Son olarak dile getirdiğimiz bu sorunların çözüm bulması temennisiyle. 

Editör: TE Bilisim