Değerli Okurlarım; COVID 19 virüsü nedeniyle tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de hayat durmuş durumda. Belki bir kısım okurlarım için züğürt tesellisi yaptığım düşüncesi hasıl olacaktır ama, ben hiçbirimizin istemediği bu durumdan dersler çıkarmamız gerektiğine de inanıyorum. Getirilen kısıtlamalar; bir yanda neredeyse tüm alışkanlıklarımızın temelinde ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN olduğunu bize göstermişken bu kısıtlamaların diğer yanda da vahşi kapitalizmin hayatımızın her yanına girerek aslında insanı insan yapan değerleri yok ettiğini görmüş olduk. Tüm dünyada üretimin durması ve fabrika bacalarının tütmemesi ile egzoz dumanlarının olmaması en basitinden dünyamızın nefes almasına katkı sağladı. Belki de yüzyıl sonra havası temizlenen İstanbul’dan Uludağ görüldü, Kuzey Kutbu üzerindeki delinen ozon tabakası kapandı,, gençlerimizle yaşlılarımız hayattan birlikte zevk alacakları ortamlar yarattılar ve buna benzer yüzlerce örnek sayabilirim. Değerli Okurlarım; Corona virüs ile birlikte ortak ya da kolektif akılın ne denli önemli olduğunu da gördük. Virüsün dünyayı tehdit etmesiyle birlikte her siyasal düşünceden bilim adamlarından oluşan BİLİM KURULU dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeleri yakından takip ederek aklın ve bilimin ışığında ülkemizin bu pandemiden en az hasarla çıkması için önemli kararlar aldı. Sağlık Bakanımız da bu kurulun çalışmalarına katkı sundu ve saygı gösterdi. Bilim Kurulu tarafından alınan kararlara da halkımız Sağlık Bakanımız gibi saygı gösterdi ve uydu. Bu sayede ülkemizin bu pandemiden en az hasarla çıkacağına dair sinyalleri sevinçle görüyorum. Değerli Okurlarım; Kollektif/Ortak akılın yani akıl ve bilimin ışığında tartışarak alınan kararların en doğru kararlar olduğunu Bilim Kurulumuz vesilesiyle gözlemlerken bireysel kararların da ne kadar yanlış olduklarını yine pandemi sürecinde gördük ve yaşadık. Şöyle ki; geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımızın talimatıyla İçişleri Bakanımız tarafından yasağın başlamasına iki saat kala alınan sokağa çıkma yasağı futbol lügatinde söylendiği üzere ülkemizi adeta “direkten döndürdü”. Yüz binlerce insanımız 2 günlük ihtiyaçlarını gidermek için sosyal mesafe ya da pandemi dinlemeden panikle marketlere koştuğunda “bir çuval incir zayi olmak üzere” dediğimizde Allah ülkemizi korudu. Değerli Okurlarım; Bu süreçte bir kez daha anladığımız diğer bir husus ta önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün büyüklüğü oldu. Büyük önder; ülkenin işgal altında olduğu bir dönemde bile kolektif akıla önem vererek 23 Nisan 1920’de TBMM’yi kurdu. TBMM ise bugünkü Bilim Kurulu gibi aldığı akılcı kararlarla ülkemizi işgalden kurtardı. Bu örnekten hareketle başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bu ülke yönetiminde bulunan herkese çağrıda bulunmak isterim; lütfen bireysel egolarınızdan uzak kalarak ortak aklın ve bilimin ışığında hareket edin. Bu pandemiden ülkemizin en az hasarla çıkması için her kurumumuzun üzerine düşeni yapmasının önünü açın. Örneğin; TBMM’nin geçmişte olduğu gibi yine etkin bir kurum olmasının önünü açın, birtakım anayasal yetkilerinizi en azından siz gönüllü olarak kullanmayın, sosyal belediyecilik anlayışı çerçevesinde belediyelerimizin halkımızın yardımına koşmasını engellemeyin. Gaziantep Belediye Başkanı Fatma ŞAHİN gibi akılcı düşünen en yakınlarınız bile yeri ve zamanı gelince “size katılmadıklarını” söyleyerek sizi “boşluğa düşürürler”. Yani bireysel kararlar en fazla zararı halkımıza ve size verir. Sağlıkla ve sevgiyle kalın…

Editör: TE Bilisim