Kitlerin tasfiyesi – özelleştirilmesi sonunda sanayide, enerjide yatırım kapıları kapatıldı. Hiçbir yeni yatırım yapılmadı. Ancak, KİT’lerin özelleştirilmelerinden ve tasfiyelerinden doğan açığı özel sektör yatırımları kapatamadı. Özelleştirmelerden elde edilen gelirin yüzde 60’ı hazineye aktarıldı ve kamu açıklarının kapatılmasında - daraltılmasında kullanıldı. Gelirin diğer yüzde 40’lık kısmı ise sistemin faiz giderlerine, borç taksitlerine, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) bürokrasisine harcandı. Özelleştirilen KİT’lerin büyük bir çoğunluğu birkaç yıllık karlarının toplamı karşılığında, yok pahasına, altın tepside çoğunluğu yabancılara olmak üzere peşkeş çekilmiştir.  Özelleştirilen KİT’ler, özelleştikten sonra vergi vermemeye, vergi kaçırmaya başladılar. Özelleştirilen kuruluşların verimliliği  özelleştirmeden önceki duruma göre azalmıştır. Ülkemizde şimdiye kadar yapılan özelleştirmelere baktığımızda, istihdam olumsuz yönde etkilenmiş, istihdam hacmi yüzde 13 gerilemiştir. Özelleştirilen işyerlerinde işten atılma oranı yüzde 68.2, sendikasızlaştırma ise yüzde 72 olmuştur. Ülkelere göre ekonomide devletin payı Almanya’da %49, Fransa’da %54.25, Avustralya’da %51.7, İngiltere’de %41, İsveç’te %62.3, İsviçre’de %48.8, İtalya’da %50.2, Kanada’da %42.3, Japonya’da %35, Amerika’da %32.3, Türkiye’de ise %26.6’dır. Kamu çalışanlarının nüfusa oranı ABD’de %7.46, Türkiye’de ise %3.34’tür. Görüldüğü gibi, sanayileşmede, kalkınma ve gelişmede, istihdamda, sosyal alanda Türkiye’den çok daha iyi durumda olan ülkelerdeki ekonomik uygulanmalarda kamu ya da devletin ağırlığı Türkiye’den çok daha yüksektir. Türkiye’nin de bu ülkelerin durumuna yükselebilmesi için ekonomide kamu ve devlet ağırlığının en az %50 düzeyinde olması gerektiği ortadadır. Büyük bir çoğunluğu yabancılara peşkeş çekilerek özelleştirilen KİT’ler ve kamu malları ile kapatılan kamu tesisi ve fabrikalardan bazı örnekler Son 16 yılda 278 devlet kurumunda 207’si özelleştirildi. Bu son 16 yıllık dönemde özelleştirilen kamu kuruluşlarından sektörel olarak bazıları şunlardır: Tuz İşletmeleri Sümer Holding Gübre Sanayi İşletmeleri Şeker Fabrikaları Elektrik Santralleri Tekel İşletmeleri Bankalar Elektrik Dağıtım Şirketleri Demir Çelik Fabrikaları Eti Holding Tersane, liman ve gemiler Petkim Türkiye Denizcilik İşletmeleri Tüpraş Seka Çaykur Türk Telekom T.Zirai Donatım A.Ş. Orüs Paşabahçe Cam Sanayi Esgaz 73 tanesi son 16 yıllık dönemde, diğerleri ise daha önceki dönemde olmak üzere, bugüne kadar 113 adet kamu tesisi ve kamuya ait fabrika kapatılmıştır. Özelleştirmenin neden olduğu toplumsal yıkımlar

  • İşsizlik ve yoksulluk arttı
  • Yolsuzluk arttı
  • Dış borçlar büyük miktarda arttı
  • Vergi kaçağı arttı
  • Tüketicilerin borçları en az 70-75 kat arttı
  • Birçok alanda üretimde düşüşler oldu
  • İthalat ve dışa bağımlık arttı
  • Bölgeler arası dengesizlikler arttı
  • Sendikasızlaştırma arttı
  • İşçi sağlığı ve iş güvenliği zarar gördü
  • Verimlilik azaldı
  • Mal ve hizmetler pahalandı
  • İş güvencesi ve sosyal güvenceye erişimleri daha da güçleşti.
  • Tüketicilerin temel gereksinimlerine büyük zararlar verildi
  • Çalışanların ücretleri düştü
  • Tarım Çökertildi
Özelleştirmelerin toplumsal yıkımlarına karşı çözüm var mıdır? Çözüm vardır.  Çözüm, özelleştirmelerin derhal durdurulması ile birlikte, özelleştirilen kuruluşların kamulaştırılmasıdır. Toplumun ve ülkenin temel gereksinimlerini karşılayacak kitlerin yeniden ve ivedilikle kurulmasıdır. Çünkü özelleştirmeler ve tasfiyeler topluma ve ülkemize öyle zararlar verdi ki, bu zararların karşılanması mümkün değildir. Bu sonucu yaratan ve bunun sorumlusu olan hiçbir kimsenin söyleyebileceği hiçbir şey yoktur. Bu durumdan zarar gören halkımız ve tüketiciler ile bu gerçeği görenler ayağa kalkmalı, birleşmeli ve örgütlenmelidir.
Editör: TE Bilisim