Özel Haber: Türkan Çatal Yıldız

Döviz kurunda yaşanan yükseliş gündelik hayatımızın birçok kalemini etkilerken en büyük darbeyi kâğıdı yıllardır ithal eden yayın dünyası aldı. Kâğıt fiyatlarında yaşanan yükseliş hem okurları hem de kitapevlerini etkilerken, ek kaynak arayışında olan öğrencileri ise kitap alamaz hale geldi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan kitabevi sorumlusu Kutsay Gökçe, birçok öğrencinin fiyatları duyunca kaynak kitap alamadan kitapevinden çıktığını ifade etti. Özellikle tıp kitaplarının 250 liradan başladığına değinen Gökçe, bu fiyatın bin 200’lere kadar çıkabildiğine vurgu yaptı. 

Hayatın birçok alanını olumsuz etkileyen döviz kurunda yaşanan yükseliş kültür-sanat alanını da olumsuz etkiledi. Kağıt fiyatlarının artması kitap fiyatlarına yansırken, ders çalışmak için ek kaynak almak durumunda kalan öğrenciler alamaz oldu. Olgunlar Sokak’ta yer alan bir kitabevinin sorumlusu Kutsay Gökçe öğrenciler için şu anki fiyatların yüksek olduğunu ifade ederek, öğrencilerin kitap fiyatlarının düşürülmesini talep ettiklerini belirtti. Türkiye Yayıncılar Birliği ise yaptığı açıklamada, “Ülkemizin kültür sanat ortamını çoraklaştıran engellerin ivedilikle kaldırılmasını talep ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.

“40 LİRAYA SATTIĞIMIZ BİR ÜRÜNÜ 120 LİRAYA SATIYORUZ”

Kitap fiyatlarının artışına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kutsay Gökçe, “Son zamanlarda yaşanan fiyat artışı, kırtasiye ve kitap satışlarını büyük oranda etkiledi. Bizden alışverişe gelen öğrenciler de bundan dolayı kitap fiyatlarının düşürülmesini talep ediyorlar. İşin kötüsü bizim de pek yapabileceğimiz bir şey yok” dedi. 

Bir kitabın ortaya çıkması için birçok kaleme ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Gökçe, matbaadan baskısına, nakliyesinden diğer maliyetlere kadar birçok masrafın arttığını belirtti. Fiyatlar bu kadar artmadan önce günde yaklaşık bin kitap sattıklarına değinen Gökçe, şimdilerde ise günde 250 kitap anca sattıklarını söyledi. 

Gökçe sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kitap fiyatlarında geçen yıla hatta son 6 aya oranla bir artış yaşanıyor. Örneğin; geçen yıl Kasım ayından bu yana yaklaşık olarak 3 kat bir fiyat artışı var. 40 liraya sattığımız bir ürünü şu anda 120 liraya satıyoruz. Hammaddesi ithal olarak gelen ürünlerde fiyat artışı kaçınılmaz oluyor… Bunun haricinde dolar kurundaki artış da fiyatları doğrudan etkiliyor. En önemli faktörlerden birisi de ne yazık ki kağıda gelen zam... Yani çocuk boyama kitaplarından tutun test, akademi kitaplarına kadar hemen hemen bütün kitaplarda fiyat artışı yaşanıyor.”

“ÖĞRENCİLER BİZE SİTEM EDİYOR”

Kağıtla üretilen her şeyin fiyatının son süreçte 3-4 kat arttığını söyleyen Gökçe, “Matbaasından baskısına, taşımasından diğer maliyetlere kadar masraflar arttı. Tüm bunlarda kitap fiyatlarına yansır oldu. Şu anda en uygun fiyatlı kitap, modern klasik serisi… Onları da eskiden 4-5 liraya satıyorduk şu anda 15-20 liradan gidiyor. Fiyatı en yüksek kitaplara gelecek olursak da akademi kaynak kitapları göze çarpıyor. Mesela, tıp kitaplarından, anatomi atlası bin 200’lü rakamlara kadar çıkabiliyor. Çünkü tıp kitaplarında anatomi de olduğu için görselliğe daha çok önem veriliyor. Fotoğraf daha fazla yer alıyor, kuşe kağıdına basılıyor. Dediğim gibi bu kitaplar, 250 liradan başlıyor bin 200'e kadar çıkabiliyor. Öğrenciler haliyle kaynak kitap almaya geldiğinde fiyatları görünce direkt olarak bize sitem ediyor. Fakat bu bizim elimizde olan bir durum değil” dedi.

“SATIŞLAR DÜŞTÜ”

Gökçe, kitap sektörünün kur hareketlerinden oldukça etkilenen bir sektör olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Yine ciroyu yakalıyoruz ama işlerimizde tabii ki gözle görülür bir düşüş yaşanıyor. Yaklaşık olarak 4’te 1 oranında müşteri kaybı yaşadık. Günde bin kitap satıyorsak bu sayı 250'ye düştü. Bir top A4 kağıdının içinde 500 tane kağıt oluyor, şu anda fiyatı 90 lira. Geçen yıl Eylül ayında ise 20 liraya satıyorduk. Sadece kitap değil kırtasiye ürünleri de satıyoruz. 15 liraya sattığımız defterler şu anda 70 lira. Eskiden öğrenci gelirdi, 8 kitaplık seri alırdı yaklaşık olarak 200-250 lira ödemeyle çıkardı. Şu anda aynı setlerin fiyatı bin lira civarında. Bu yüzden, öğrenci gelip her hafta kitabın bir tanesini satın alabiliyor. Yani, set halinde değil de bunu günlere, haftalara bölerek satın alabiliyor.”

“BİZ YAYINCILAR BUGÜN CİDDİ BİR GELECEK ENDİŞESİ İÇİNDEYİZ”

Türkiye Yayıncılar Birliği ise yükselen fiyatlara ilişkin duydukları endişeyi şöyle ifade etti: “Gelecek kuşakların, kültürel çeşitliliği koruyan gelişmiş bir okuma kültürü içine doğması, okuma kültürüyle yoğrulmuş bireyler olarak yetişmesinin temel koşulu, yüksek nitelikli bir yayıncılık sektörüdür. Ülkemizin çok renkli ve zengin kültür mirasının değerli bir parçası olan kitaplardan, süreli yayınlardan ve yeni dijital çözümlerden sorumlu olan yayıncılığımız, tarihinde görülmemiş bir tehditle karşı karşıyadır. Her yaştan okura kitap hizmeti sunmak için çalışan biz yayıncılar, bugün ciddi bir gelecek endişesi içindeyiz.”

Çözümün, kitap kâğıdı ve hammadde tedarikinde dışa bağımlılıktan kurtulmaktan geçen Türk Yayıncıları Birliği alınabilecek önlemlere ilişkin şunları belirtti:

“Devlet, birçok sektöre uyguladığı gibi, yayıncılık sektörüne destek ve teşviklerini artırmalı, dövize bağlı olarak aşırı yükselen hammadde ve telif maliyetlerimiz için acil ek kaynak yaratmalıdır. Sektörde ağır kayıplara neden olan basılı ve dijital korsan yayın-dağıtımla mücadelede hızla sonuç alıcı adımlar atılmalı; dijital “pazar yerleri”ndeki korsan kitap satışının önüne geçilmesi için gerekli yasa güncellemesi acilen yapılmalı ve uygulanmalıdır. Ülkenin her köşesinde kitabevlerinin açılmasını özendirici teşvikler getirilmeli, kitabevlerine belirli bir süre vergi ve sigorta muafiyeti tanınmalıdır. Kitabevlerinin, zincir perakende ve e-ticaret firmalarıyla rekabet edebileceği adil bir ticari ortam hızla düzenlenmeli, e-ticaret firmalarının uyguladığı yıkıcı indirimlere izin verilmemelidir. Kütüphanelerimiz yaygınlaştırılmalı, fiziki koşulları, donanımları güçlendirilmeli; sunduğu kitap sayısı, çeşidi ve niteliği artırılmalı; güncel kitaplarla zenginleştirmek için bütçeleri artırılmalıdır. Öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu yardımcı kaynakları ve edebiyat kitaplarını zorunlu tutmadan öğrencilerine önermelerine olanak sağlanmalı; bunun için teşvik edilmelidirler. Milli Eğitim Bakanlığı, 5. ve 6. Ulusal Yayın Kongreleri’nde alınmış kararlar gereğince, düzenleyici konumuna geçip yayıncılıktan tamamen çekilmelidir. Tüm kamu kuruluşları ve yerel yönetimler, asıl görevi olan kültürel, sanatsal ve bilimsel üretimi destekleyici misyonunu üstlenmeli, yayınevlerinin rakibi olmamalıdır. Kitap ve okuma edimi hiçbir nedenle ve hiçbir alanda (eğitim, hukuk vb.) ceza unsuru olmamalı; bu konudaki uygulamaların ceza hukukundan çıkarılması sağlanmalıdır. Öğretim programları, eğitim araç gereçleri ve tüm eğitim ortamları okuma kültürünü destekleyecek ve geliştirecek şekilde, çocuğun gelişim evrelerine uygun olarak yeniden düzenlenmelidir. Basılı kitaplarda olduğu gibi farklı okuma ihtiyaçlarını karşılayan e-kitap, sesli kitap, veritabanları, eğitim portalları ve diğer hibrit çözümlerin üretiminin yaygınlaşması için yüzde 18 KDV kaldırılmalıdır. Engelli okurların yararlanması için telif haklarını koruyan, abonelikle işleyen yüksek güvenlikli dijital kitaplıkların kurulması için yapıcı işbirlikleri ve destekler geliştirilmelidir. Sosyal medya içerik üreticilerine KDV istisnası ve yüzde 15 gelir vergisi uygulanırken; yazar, çevirmen, editör ve illüstratörlerden yüzde 17 gelir vergisi ve yüzde 18 KDV uygulaması adil değildir ve muafiyet getirilmelidir. Küresel iklim kriziyle mücadele ve uyum kapsamında, yayıncılık sektörünün verilerinin toplanması, iklim risklerimizin saptanması ve gerekli dönüşümlerin sağlanarak takibi için acil destekler yaratılmalıdır.”

Editör: TE Bilisim