Koronavirüs önlemleri kapsamında açıklanan ekonomi paketinin en önemli maddelerinden biri kısa çalışma ödeneği oldu. İşletmelerin istihdamı koruması ve ekonomik zarara uğramaması için ihtiyaç duyacakları destek Kısa Çalışma Ödeneği formülüyle İşsizlik Fonu’ndan karşılanacak. Kısa çalışma uygulanmasından yararlanmak isteyen işverenin, zorlayıcı sebeplerle iş yerindeki çalışma süresinin önemli ölçüde azaldığı veya durduğu yönünde İŞKUR’a başvuruda bulunması gerektiğini dile getiren Avukat Şeyma Kesim, “Günlük kısa çalışma ödeneği, sigortalının son on iki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır” şeklinde konuştu. Dünyada ve ülkemizde yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgınının oluşturduğu sağlık tehdidi sebebiyle birçok iş yeri ve işletmenin 'geçici süreyle' kapanması işveren ve işçilerin yasada var olan haklarını gündeme getirdi. Dün yayımladığımız yazının devamı niteliğinde olan korona virüs tedbirleri kapsamında alınan esnek çalışma modeli ve kısa çalışma ödeneğini Avukat Şeyma Kesim ile ele aldık.   Korona virüs salgını nedeniyle işverenler, çalışanlarını ücretsiz izne gönderebilir mi? Öncelikle bu röportajda soruların tamamına  kanun maddeleriyle cevap vermenin daha doyurucu olacağı kanaatindeyim. Bu nedenle açıklamalarımda bilhassa kanun maddelerine değineceğim. 4857 Sayılı İş Kanunu Madde 56 ve 74'te işçiye hak olarak verilen ücretsiz izinler dışında diğer tüm ücretsiz izinlerin tarafların karşılıklı rızasıyla kullanılması gerekmektedir. Dolayısıyla İşverenin işçiyi ücretsiz izne çıkarması ise tek taraflı bir irade beyanı ile mümkün değildir. Çalışma Koşullarında Değişiklik ve İş Sözleşmesinin Feshi başlıklı 22. Maddesi kapsamında işveren tarafından ücretsiz izin teklifinde bulunularak 6 (altı) iş günü içerisinde bu hususa ilişkin yazılı olarak onay alınması gerekmektedir. Aksi halde işçinin onayı olmadan uygulanan ücretsiz izin uygulanması haksız fesih niteliğinde olacaktır. Ancak çalışanların ücretsiz izin kullanmaya rızası olmadığı takdirde çalışanlara ücretli izin verilmesi, telafi çalışması yaptırılması veya evden çalışma yaptırılması seçenekleri değerlendirilmelidir. Karantina altındaki işçi açısından yıllık izin ve ücret nasıl belirlenir? Yurtdışından dönen işçilerin halk sağlığı için kendini karantinaya alması zaruridir. Dolayısıyla bu durumda işçiden, işini bizzat işyerinde yerine getirmesi beklenemeyecektir. İş Kanunu’nda bu hususta doğrudan bir düzenleme bulunmamakla birlikte işçinin rapor alması halinde 3.günden itibaren işçinin ücretinin bir kısmı SGK tarafından iş göremezlik ödeneği altında karşılanacaktır. Ancak işçinin rapor alamaması halinde sorunun çözümü için izlenecek yol işçinin yıllık izin kullanmasıdır. Zira aksi halde işverenin, 14 günlük bir karantinada olması nedeniyle işçiye bir ücret ödemesi zorunluluğu yoktur. İşçi açısından, İş Kanunu 24/III’e göre, işçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. İşveren açısından, İş Kanunu 25/III’e göre, işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde işveren işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir.   Son günlerde  salgın sebebiyle sıkça duyduğumuz  telafi çalışma uygulaması nedir? Biraz açabilir misiniz? Coronavirüs nedeniyle işyerinin geçici olarak kapatılması, çalışma saatlerinin azaltılması halinde gündeme telafi çalışması hususu gelecektir. İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin 7.maddesinin ‘’Telafi Çalışması’’ başlıklı 7. Maddesinde bu çalışma türünden tüm ayrıntılarıyla bahsedilmiştir:   ‘’Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine 4857 sayılı İş Kanunu, iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile öngörülen yasal izinleri dışında izin verilmesi hallerinde, işçinin çalışmadığı bu sürelerin telafisi için işçiye yaptırılacak telafi çalışmasıdır.   Telafi çalışması yaptıracak işveren; bu çalışmanın 4857 sayılı İş Kanunu’nun 64 üncü maddesinde sayılan nedenlerden hangisine dayandığını açık olarak belirtmek, hangi tarihte çalışmaya başlanacağını, ilgili işçilere bildirmek zorundadır. Telafi çalışması, kaynağını oluşturan zorunlu nedenin ortadan kalkması ve işyerinin normal çalışma dönemine başlamasını takip eden 2 ay içerisinde yaptırılır. Telafi çalışması, günlük en çok çalışma süresi olan 11 saati aşmamak koşulu ile günde 3 saatten fazla olamaz. Telafi çalışması, tatil günlerinde yaptırılamaz.’’ Telafi çalışmaları fazla mesai kapsamında değildir; dolayısıyla telafi çalışmasına zamlı ücret de uygulanmayacaktır. Ayrıca belirtmeliyiz ki Cumhurbaşkanlığı tarafından Corona virüsüne karşı açıklanan ‘İstikrar Kalkanı’ isimli paketin 19. Maddesinde, yönetmelikte 2 ay uygulanması öngörülen telafi çalışma süresinin 4 aya çıkarıldığı belirtilmiştir.   Koronavirüs salgını sebebiyle alınan tedbirler doğrultusunda, salgından olumsuz yönde etkilenen işletmeler için devreye alınan Kısa Çalışma Ödeneği ve ayrıntıları hakkında neler söyleyebilirsiniz? Cumhurbaşkanlığınca açıklanan İstikrar Kalkanı Paketi’nin 15. Maddesinde kısa çalışma ödeneğinden bahsedilmiştir. Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmeliğin 3.Maddesinin h bendinde yer alan ‘’Zorlayıcı sebepler’’ : ‘’İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumları ifade eder.’’ denilerek tanımlanmıştır.   Bu nedenle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, kısa çalışma uygulaması devreye sokularak ilgili işyerinde üç ayı aşmamak üzere (Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir.) sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği, işçilere kısa çalışma ödeneği ödenmesi ve Genel Sağlık Sigortası primleri ödenmesi hizmetleri sağlanmaktadır.   Kısa çalışma uygulanmasından yararlanmak isteyen işverenin, zorlayıcı sebeplerle işyerindeki çalışma süresinin önemli ölçüde azaldığı veya durduğu yönünde İŞKUR’a başvuruda bulunması ve müfettişlerce yapılan uygunluk tespiti sonucu, işyerinin bu durumlardan etkilendiği sonucunun çıkması gerekmektedir. Buna ilişkin başvuru formu ise İşkur’un resmi internet sitesinde bulunmaktadır. Böylece işverenler, genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle Kısa Çalışma Talep Formunu ve kısa çalışma yaptırılacak işçilere ilişkin bilgileri içeren listeyi manyetik ve yazılı ortamda doldurarak kısa çalışma başvurusunda bulunulabilir. Normalde İŞKUR Yönetim Kurulunca değerlendirilerek verilen kısa çalışma ödeneği kararı salgın hastalık gibi durumlar için yapılan başvurularda Yönetim Kurulu Kararı aranmaz. Nitekim müfettişlerce yapılan uygunluk tespiti sonucu, işverene İŞKUR tarafından bildirilir. İşveren de durumu, işyerinde işçilerin görebileceği bir yerde ilan eder ve varsa toplu iş sözleşmesine taraf işçi sendikasına bildirir. İlan yoluyla işçilere duyuru yapılamadığı durumlarda, kısa çalışmaya tabi işçilere yazılı bildirim yapılır. Ancak kısa çalışma ödeneği uygulamasından her işçinin faydalanması söz konusu değildir. Zira bunun için de işçide varlığı aranan bazı koşullar mevcuttur. İşçinin kısa çalışma uygulamasının başladığı tarihte, çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması gerekmektedir. Bunun için de işçinin uygulamanın başladığı tarihten önceki son 60 gün hizmet akdine tabi olanlardan son üç yıl içinde en az 450 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olanlar uygulamadan yararlanmaya hak kazanacak işçilerdir.   Normalde kısa çalışma ödeneğinden, 120 gün hizmet akdine tabi olanlardan son üç yıl 600 gün süreyle işsizlik sigortası ödemiş olanlar yararlanabilecek iken bu olağanüstü koşullardan ötürü TBMM’de gerçekleştirilen son yasa değişikliği ile süreler yukarıdaki şekilde azaltılarak daha çok kişinin kısa çalışma ödeneğinden faydalanması sağlanmıştır.   Günlük kısa çalışma ödeneği, sigortalının son on iki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçemez. Buna göre; 2020 yılı için aylık ödeme tutarı en az 1.765,8 TL iken en fazla ödeme tutarı 4.414,40 TLdir. Kısa çalışma ödeneği, çalışmadığı süreler için, işçinin kendisine ve aylık olarak her ayın beşinde ödenir. Ödemeler PTT Bank aracılığı ile yapılmaktadır. Ödeme tarihini öne çekmeye Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı yetkilidir. Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER    

Editör: TE Bilisim