Yeni eğitim ve öğretim yılının başlamasıyla birlikte yoğunluk, dert, yolculuk ve yoksulluk da başlamış oldu. Eylül ayı, oldum olası bana hep hüznü ve yoksulluğu hatırlatır. Çiftçi ve ekonomik durumu iyi olmayan bir babanın oğlu olarak, babamın beni üniversiteye bırakıp köye döndüğü bu ayı hüzün ayı olarak hatırlarım. Bu ayın hafızamda silinmeyen görüntüler bıraktığını söyleyebilirim. Peki, Eylül ayına neden yoksulluk ayı dediğimi biliyor musunuz? Çünkü Türkiye’nin bir yanından diğer yanına öğrencisini okumaya götüren ailelerin yeterli olmayan bütçelerinden para harcama ayıdır Eylül. Paranın nereye harcandığına gelirsek; okul harç parası, yurt depozitosu, yurt parası, ev kirası, evin masrafı, elektrik, su ve doğalgaz açma parası, yol parası, evrak çıktı parası, üst baş parası, hocaların ders kapsamında verdiği kaynak parası, ıvır-zıvır parası ve öğrenciye verilen harçlık ile bu liste uzayıp gidiyor. Ekonomik durumu iyi olmayan, kendi boğazından keserek çocuğunu zorluklar içerisinde okutmaya çalışan bir ailenin yoksulluk durumunun tekrardan tescillendiği aydır Eylül. Üniversite okuyan ve yoksul bir çiftçinin çocuğu olarak her eylül ayında bunu iliklerime kadar hissediyordum. Babamın bu durumu nasıl yaşadığına ise değinmek bile istemiyorum. Bu yıl eğitim ve öğretim yılı başladığında beni okutan babamın en küçük kızı ve göz bebeği olan Reyhan’ın tercihleri ile ben ilgilendim. Reyhan, Kırklareli Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümünü kazandı. Ders kayıt günü gelip çattığında Rayhan’ı alıp Kırklareli Üniversitesinin yolunu tuttum. Babamın rolünü bu kez ben üstleniyordum. Reyhan, benim yıllar önce yaşadığım hisleri ben ise yıllar önce o merak ettiğim babamın hislerini taşıyordum. Kırklareli Otogarında indikten sonra 1 nolu belediye aracına binerek şehrin dışında kurulan, çevre düzenlemesine bakılırsa oldukça yeni olan üniversiteye geldik. Kayıt işlemlerini bitirdikten sonra yurt işlemlerini halletmeye koyulduk. Bu yazıyı Reyhan’ı yurda bıraktıktan sonra yolda Ankara’ya dönerken, yıllar öncesinin hislerini yaşayarak kaleme aldığımı belirtmek istiyorum. Siz bu satırları okurken ben Ankara’da çalıştığım gazetede işbaşı yapmış olacağım. Yazıyı niye kaleme aldığıma gelince. Okul işlemlerinin ardından yurt işlemleri için yeni yapıldığı belli olan yurtların yolunu tuttuk. Üniversiteden görünen yurtlara yaya gitmeye çalıştık. Fakat karşılıklı görünen yurt ve üniversite arasında yayalar için bir yolun olmadığını aradaki tarlaları ve patika yolları aşmamız gerektiğini anladık. Bu kısa mesafe için neden yol yapılmadığını düşünerek geri döndük. Bir kaç öğrenciye yurtlara nasıl gideceğimizi sorduk. Belediye araçlarının gittiğini söylediler. Kırklareli Üniversitesi Rektörlüğü ya da Kırklareli Belediyesi yeni yapılan KYK yurtları ve üniversite arasında bulunan mesafeye öğrencilerin yürüyerek okula gitmesi için bir yol planı düşünememiş mi? Peki ne yapmış Üniversite ya da Belediye? Yurt ve üniversite arasında bulunan kısacık mesafeye belediye araçları koymuşlar ve yolu dönemeçlerle hafif uzatarak gidiş geliş dört liranın ödendiği bir ulaşım ağı kurmuşlar. Öğrenciler dört lirayı beş dakikalık yol için veriyorlar. Yanlış duymadınız beş dakikada dört lira. Son bir yılda bir milyon işsizin hanemize yazıldığı, elektriğe, doğalgaza, ulaşıma, alkole, tütüne zammın yapıldığı bir dönemde günlük dört lira. Yani aylık 120 lira. Yani askeri ücretin yüzde 5’i, yani öğrenci burslarının yüzde 20’sinden bahsediyoruz. Kırklareli Üniversitesi Rektörlüğü ve Kırklareli Belediyesi bu kısa mesafe için ücretsiz ring hizmetini sağlarsa daha iyi olmaz mı? Bu durum hem üniversitenin itibarını hem de şehrin gelişimine sosyal devlet anlayışı kapsamında katkı sağlamaz mı? Bahsedilen kısa mesafenin büyük bir maliyeti olmadığı açık ortadayken bu yöntem neden denenmiyor. Ya da öğrenciler için neden yaya yolu yapılmıyor? Neden ring hizmeti yerine paralı ulaşım tercih ediliyor? Anadolu’nun bağrından okumak için kopup gelen dar gelirli ailelere neden bu hizmet verilmiyor? Yakın bir zamanda ring hizmeti düşünülüyor mu? Bu soruların muhatabı Kırklareli Üniversitesi Rektörlüğü ve Kırklareli Belediyesidir? Bu soruları kamu adına kendilerine yöneltiyorum.  Çünkü öğrencilerin ve ailelerinin tek temennisi kısa mesafe için alınan ücretlerin bir an önce düşürülmesi ya da ring ve yol hizmetinin sağlanmasıdır. Üniversite kurmanın ve eğitim vermenin amacı nitelik değil mi? Son dönemlerde artarak yaygınlaşan üniversitelerin kaçında bu nitelik mevcut ki? Her yere üniversite açmak önemli değil, önemli olan nitelikli eğitim vermektir. Öğrencilere nitelikli eğitim verirken bu eğitimi etkileyen olumsuz çevresel koşulları minimize etmektir. Kırklareli Üniversitesi ve Belediyesi işe ring hizmeti vererek başlayabilir..

Editör: TE Bilisim