Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.  Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, İstanbul Karaköy'de iki başörtülü kadına yapılan saldırıya tepki göstererek "Hiç kimse unutmasın, hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmesini asla ve asla kabul etmiyoruz’’ dedi. CHP Grup Toplantısı'nda konuşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme dar değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu toplantıda ,ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektupla ilgili olarak ‘’Sana mektup nasıl geldi aynı yolla iade edeceksin, üstüne de Türkiye'nin şanını şerefini koruyan mektup yazacaksın..’’ ifadesini kullandı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satır başlarını şunlar oluşturdu: ‘’Sanat bir ülkenin entelektüel düzeyini gösterir. 21. yy’da sanat alanında güçlü olan ülkeler diğer ülkelere göre daha güçlü olurlar. Dizilerimiz sinemalarımızın da böyle gücü var. Sanatçılarımızı baş tacı yapmak hepimizin görevidir. Yıldız Kenter bu bağlamda hayatını kaybeden değerli bir sanatçımızdır. Kendisini yanlış hatırlamıyorsam 2 hafta önce evinde ziyaret ettim. Kısa bir görüşmemiz oldu kendisini yormak istemedim. Yıldız Kenter gerçekten de hayatını sanata adayan bir sanatçıydı. Onun şöyle bir cümlesi var: Sahneye baktığım zaman bütün Türkiye’yi kucaklıyormuşum gibi geliyor diyordu. Şimdi bütün Türkiye onu kucaklıyor. Onu asla unutmayacağız. ‘’ ‘’YAŞAM TARZINA MÜDAHALE EDİLMESİNİ ASLA VE ASLA KABUL ETMİYORUZ’’ ‘’Bayrağımız var, güzel bir vatanımız var mı, var. Güzel insanlarımız var mı, evet bütün ülkede güzel insanlarımız var. O zaman bizler barış ve huzur içerisinde yaşamak zorundayız. Dolayısıyla kadının kılık kıyafeti, insanların inançları, insanların kimlikleri ayrışmamıza yol açmamalı. Herkesin kimliği, yaşam tarzı, inancına saygı gösteren bir toplum olmak zorundayız. Huzuru böyle yakalayacağız.’’ ‘’Başörtülü iki kızımıza saldırı yapıldı. Bu ülkede bu tür provokasyonlar olabilir, asla üzülmeyiniz. Bu ülkenin sağduyulu insanları, bu ülkenin güzel insanları hep yanınızda olacaktır' dedim. Onlara moralinizi bozarsanız bu provokatörün amacına ulaştığını gösterir, moralinizi bozmayacaksınız, kimliğinizi yaşam tarzınızı sürdürür veya sürdüremezsiniz, bu tümüyle iradenize bağlı ama hiç kimse unutmasın, hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmesini asla ve asla kabul etmiyoruz. Bir insanın yaşam tarzı, kimliği, inancı asla ve asla siyasete konu olmamalı. Bize düşen, bu anlamda bu insanlara saygı göstermektir." KILIÇDAROĞLU'NDAN TANK-PALET FABRİKASI YANITI Tank Palet Fabrikasına yönelik eleştirilerini sürdürerek sözlerine devam eden CHP lideri, şunları aktardı: ‘’ Birileri bir şeyler almış. Birileri yurt dışındaki bankalarına para yatırmış, kesin. Kesin olmazsa benim mal varlığımı araştırmazsan namertsin diyebiliyor musun? Diyemiyorsun!. Türk-Katar ortaklığına devretmişler tank palet fabrikasını, kaça devrettin? Neden gizli kararname çıkarıyorsun? Sen kararnameyi gizliyorsun, demek ki bu milletten bir şeyi gizliyorsun. Özellikle benim öğrenmemi istemiyorsun. Senin boyun buna yetmez, ben her şeyi öğrenirim. Bunu soracağım da daha bir protokol var. O protokolü de gizliyorlar. Tank palet dolayısıyla gizlediğin protokolü açıklayacak mısın? Bu beyler çalıştıracaklar, asker bizim, tezgâhlar, fabrika bizim, orada mal üretilecek, bana satacaklar. Ben üretiyorum zaten, neden bana satıyorsun? Ben bunu soruyorum zaten. Efendim 'Kılıçdaroğlu bilmez, biz onu işletmesi için devrettik.' Kaça devrettik kardeşim? Hangi gerekçeyle ihaleyi yapmadın? Sana bu yetkiyi kim verdi? Bu soruların tamamı havada. Onlar sanıyorlar ki biz bunları söyleyince Kılıçdaroğlu geri adım atacak! Ne Kılıçdaroğlu, ne CHP ne de 82 milyon geri adım atmayacak. Bunlar aynı zamanda Türkiye'de adaletsizliğin boyutunu gösteriyor. Kendisine şu soruyu da sordum; bana bir tane ülke gösterin kendi silah fabrikasını yabancı bir ülkeye kiralasın? Var mı böyle bir örnek? Yok. Peki sen neden kiralıyorsun? Üstelik bedavaya! Kendi silah fabrikasını yabancı bir ülkeye peşkeş çekenlerin bu ülkeye değil ceplerine faydası olur. KILIÇDAROĞLU: DÜNYA TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ YOK DİYE BİLİYOR Konuşmasında kayyum tepkisini de dile getiren Kılıçdaroğlu, ‘’Üretim için de adalet, tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak da bir adalettir. Seçim yapıyoruz, gidiyor vatandaş ben belediye başkanı olacağım diyor. Savcıya başvuruyor bu kişi, benim engelim var mı diyor. Savcı engel yok derse YSK’ya başvuruyorum. Dosyaya bakıyor onlar da. Sonra seçim yapılıyor. Seçimi kazanıyor o kişi 31’inde, sonra ayın 1’inde vali bu belediye başkanı görevden alınmalı diye yazı yazıyor. Benim seçime girmemde bir sıkıntı varsa bunu baştan yaparsın. Eğer yasal gerek varsa alınabilir, haklı bir gerekçe varsa alınabilir ama ne yaparsınız? Belediye meclis üyesi var, orada seçim yapılır, yeni aday seçilir. Diyorsunuz ki şimdi, seçimi kazandığın için seni cezalandırıyorum, oraya bir memur tayin ediyorum, ayrıca senin belediye meclisini de saymıyorum.’ Bu demokrasi midir? Dünya Türkiye’de demokrasi yok diye biliyor. Doğru. Bu demokrasi midir? Benim gibi düşünmeyenlerin de hakları vardır. Bu ne demektir? Ben seni seçen bütün seçmenlerin iradesini kabul etmiyorum demektir, o oylar benim için geçersizdir demektir. Demokrasi kültürüne yakışmayan bu durum yanlıştır’’ dedi. ‘’SANA MEKTUP NASIL GELDİ AYNI YOLLA İADE EDECEKSİN’’ Erdoğan’ın ABD’de Başkan Trump ile yaptığı görüşmeyi eleştiren Kılıçdaroğlu, Trump’ın mektubu hakkında şu açıklamalarda bulundu: ‘’ Bir mektup geldi Erdoğan'a Trump tarafından bizim tarihimizin kabul etmediği ağır bir mektup geldi. Türkiye'nin şan ve şerefini korumak zorunda olan kişi koruyamadı. Mektubu aynen iade et dedik etmedi bu mektup doğru değildir lafını bile kullanmadı. Mektubu Trump'a takdim edeceğim dedi bu kadar ağır bir hakareti Türkiye yaşamamıştır. Oy verene de şunu söylemek isterim sen bu kadar ağır bir hakarete layık mısın kardeşim? Aptal diyor akıllı ol diyor senden tek laf çıkmıyor. Koşa koşa gitti gitme dedim. Sen mektupçu başı mısın posta memuru musun? Sana mektup nasıl geldi aynı yolla iade edeceksin. Üstüne de Türkiye'nin şanını şerefini koruyan mektup yazacaksın.. ABD'ye gitti ne elde etti? Sen oraya S-400 pazarlığı yapmaya mı gittin? Mektubu Trump'a takdim ettim diyor. Kendisini bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görüyor. Trump PYD ile YPG ile aynen çalışacağız diyor gıkı çıkmıyor çalışamazsın diyemiyor. Gülen'in iadesini istedi verilmedi ama Rıza Zarrab'ın iadesini isteyemiyor. Zarrab rüşvet dağıtıyordu herkese Zarrab için 2 nota verdi mektuba cevap bile veremedi’’ (Oktay BİNGÖL)
Editör: TE Bilisim