Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Moskova ziyaretinde yaşananlara ve Rusya medyası tarafından yayınlanan videoya tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Bunu asla kabul etmiyorum ve doğru bulmuyorum" şeklinde konuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin, haftalık TBMM  grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Konuşmasına kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlayarak başlayan Kılıçdaroğlu, “Kadınlar dünyada seçme seçilme hakkına çok daha sonraları kavuştu. Buradan Mustafa Kemal Atatürk’e bir kez daha şükran borçluyuz” dedi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle: “Kadınlar, bu ülkenin kadınları, dünyanın kadınları, hep beraber siz 8 Mart'ı kutluyorsunuz. 8 Mart'ın geçmişindeki acı olayı biliyorsunuz. Kadın kırsalda tarlada 24 saat çalışır. Kentte de çalışır ama bunun için belli bir eğitimi alması gerekiyor. O nedenle kız çocuklarının okuması lazım diyoruz. Meydanlarda sokaklarda bir araya gelirler, sıkıntılarını anlatırlar, bir şekilde toplumun duyarlılığını harekete geçirmeye çalışırlar. Bunu yaparken de kadınlar saldırmazlar, ellerinde silah yoktur.” “Onların yüreklerinde vatan, bayrak, insan sevgisi vardır. Siz bu sevgiyi onların rahatlıkla kendi gösterilerini yapabilecekleri bir alanı açarak katkıda bulunabilirsiniz. İstanbul'da da kadınlar yürümek istediler, yasak getirdiler. Hangi gerekçeyle yasak getiriyorsunuz? Yasak geldiği zaman Türkiye'nin demokrasisi gelişmiş mi olacak? Tam aksine. O nedenle biz yasakçı zihniyetlere karşıyız. İnsanlar silahsız ve şiddetsiz olmak kaydıyla her türlü yürüyüşü yapabilirler. “1934 yılında kadınlara seçme-seçilme hakkı verildi. 1935’te Cenevre’de bir kadın gazeteci şunu yazar: Ne yalan söyleyeyim, Türk kadınını çok kıskanıyorum. Eşitlik var. İsviçre’de bunun için çok çalıştık tam dört kez mücadelemiz baltalandı.” “MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü BİR KEZ DAHA SAYGIYLA ANIYORUZ” “Kadınlar dünyada seçme seçilme hakkına çok daha sonraları kavuştu. Buradan Mustafa Kemal Atatürk’e bir kez daha şükran borçluyuz. Ne kadar büyük olduğunu görüyoruz. Fransa’da tam on yıl sonra İtalya, Arjantin ve Meksika’da 1946 yılında veriliyor. Çin’de 1945’de, İsviçre’de 1971 yılında bu haklara sahip oluyorlar. Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha saygıyla anıyoruz. “BÜYÜK LOKMA YE BÜYÜK LAF ETME’ DEMİŞ ATALARIMIZ” Meclis'te yaşanan kavga hakkında konuşan CHP lideri, “Parlamentoda gereksiz bir kavganın parlamentoya hiçbir kazanç sağlamayacağını da ifade etmek istiyorum. ‘Büyük lokma ye büyük laf etme’ demiş atalarımız. Neden büyük lafın arkasında durmak kolay değildir. Büyük laf ediyorsanız önünüze büyük bir hedef koymuşsunuzdur. Eğer yapmazsanız itibarınız zedelenir, o makama da itibar açısından zarar vermiş olursunuz. Biz itibarı kaybeden kişilerin ya da söylediği sözleri tutamayan veya gerisine düşen kişilerin bir memleketi yönetmesini doğru bulmayız. Sonuçta o laflar döner dolaşır TC’ devletine zarar verir, uluslararası itibarını sarsar. Ülkeyi yönetenler konuşurken çok daha dikkatli olması gerekir. “ “TÜRKİYE SINIRINA YABANCI BİR DEVLET GELİP YERLEŞSEYDİ BUGÜN TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN DURUMU NE OLURDU?” Suriye'de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Söylediğimiz ‘Bizim Orta Doğu bataklığında ne işimiz var’ idi. Sorunu çözmek için evet ama bize danışılırsa. Türkiye’nin böyle bir pozisyonu vardı. Orta Doğu’da bir sorun çıktığında başvurulan ülke Türkiye’ydi. Neden Suriye sınırına mayınlar temizlendikten sonra 49 yıllığına yabancı bir ülkeye vereceğiz, neden? Önce kararname, CHP iptal ettirdi, sonra kanun çıkardılar. Anayasa Mahkemesi’ne gittik. Türkiye sınırına yabancı bir devlet gelip yerleşseydi bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin durumu ne olurdu?” dedi. Moskova ziyaretinde yaşananlara değinen CHP Lideri şunları kaydetti: "Putin 'sizin askerleriniz olduğunuz bilmiyorduk' demesinin ardından Erdoğan'ın ne dediğini merak ediyorum. Erdoğan hiçbir şey söylemiyor. Sonunda bir anlaşmayı imzaladılar. Birinci sonucu şu; ortada bir ateşkes yok. Askeri faaliyet durdurma kararı var. Böylece sorun biraz daha ileri atılıyor. İkinci sonuç, Türkiye bu anlaşma ile Suriye rejimini resmen tanıyor. Üçüncü sonuç, Türkiye Suriye'nin toprak bütünlüğünü kabul ediyor. Dördüncü sonuç, terörizmle mücadele. ÖSO ne olacak? Beşinci sonuç, yaşadığımız sorunun Suriye'nin öncülüğünde ve sahipliğinde çözüleceğini kabul ettik. Altıncı sonuç, M4 ve M5 karayollarının açılması. Yedinci sonuç, Suriye hava sahasının açılması sadece Rusya'nın kabul edilmesiyle olacak. HTŞ anlaşmalara uymayacağını açıkladı.” “26 Şubat'ta Sayın Erdoğan, 'Bugün Suriye ile olan 911 km sınırımızın ötesinde verdiğimiz her mücadeleyi yarın kendi topraklarımızda bugünkünden 10 kat 100 kat büyük yürütmek zorunda kalacağız' diyor. Yarın Türkiye'ye gelirlerse bela olmayacaklar mı? Dokuzuncu sonuç, gözlem noktaları geri çekilmeyecek. Anlaşmada Esad'ın da görüşü alındı. Onuncu sonuç, gözlem noktalarındaki kuşatma kalkmıyor. On birinci sonuç, tampon bölge söz konusu değil." (Oktay BİNGÖL)

Editör: TE Bilisim