Haber: Kadir GÜRHAN Kaledibinde fidan ve su bitkilerini satarak geçimini sağlayan Esnaf Adnan Mercan gecekondu kültürünün yok olmasıyla birlikte, bitki satışlarında düşüş yaşandığını ve üretim şeklinin değiştiğini söyledi. Müstakil evlerin bitmesiyle birlikte talebe göre bodur ağaç üretmeye yöneldiklerini belirten Mercan, “Eskiden insanlar tohumları alarak bahçelerinde yetiştiriyorlardı. Doğal olarak boyları uzun oluyordu. Şimdi ise güneşlerini kapatan bir bitkiyi pek tercih etmiyorlar. Çiçekler ve fidanlar artık saksılara ve balkonlara yönelik üretiliyor” ifadelerini kullandı. Yıllardır elektrik ve su olmadan çalıştıklarına dikkat çeken Mercan, tuvalet ihtiyaçlarını da camiden karşıladıklarını belirtti.  Üretim ve satış yaptıkları yerin Milli Emlaka ait olduğunun altını çizen Mercan, “Burası Maliye Balanlığı’na bağlı. Buradaki bütün esnaflar işgalci olarak gözüküyor. Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin yapabileceği hiçbir şey yok. Bize çık derlerse biz hiçbir şey yapamayız. Biz kendilerinden bir şey beklemiyoruz sadece bize elektrik ve su verebilirler. İmkansız olan bir şeyden bahsetmiyoruz” şeklinde konuştu. Koronavirüsün işlerini yüzde 90’lara varacak şekilde olumsuz etkilediğini de dile getiren Mercan, “Satışlar şu an işçiliğimizi kesinlikle kurtarmıyor” dedi. “18 YIL ÖNCE 5 TL’YE SATTIĞIMIZ BİTKİYİ ŞİMDİ 7,5 TL’YE ZOR SATIYORUZ” 10 yaşından beri hem üretim hem de satış yaptığını söyleyen Mercan, “Eskiden müstakil evler varken insanlar fidan satın alarak müstakil evlerinin bahçelerinde kullanıyorlardı. Şimdi o insanlar emekli olup köylerine yerleştiler. Köylerine yerleşken emekliler köyde bir kaç ay kaldıklarında ancak o zaman fidan ve çiçek satın alabiliyorlar. 2000 yılından bu yana yirmi yıl geçti, yirmi yıldır fidan ve çiçek fiyatlarında pek fazla bir değişiklik olmadı. 2002 yılında 5 liraya sattığımız bitkiyi şimdi 7,5 liraya zor satıyoruz. Yani yirmi yıldır 2,5 lira zam geldi. Alış fiyatlarını daha pahalıya almamıza rağmen satışlarda bir fiyat değişimine gitmedik” dedi. “ÇİÇEKLER VE FİDANLAR ARTIK SAKSILARA VE BALKONLARA YÖNELİK ÜRETİLİYOR” Gecekondu kültürünün yok olmasıyla birlikte, çiçekler ve fidanlar da apartmanlara göre üretilmeye başlandığını dile getiren Mercan, “Hibrit tohum ekiliyor, ekilen hibrit tohumun doğal olarak boyu fazla olmuyor. Saksılara yönelik bitkiler üretiyoruz.  İnsanlar bunları saksılarda besledikleri için daha kısa boylu, daha bodur bitkiler oluyor. Bu tür bitkilerin tohumları Hollanda’dan geliyor. Biz üreticiler de satıcıların taleplerini göz önünde bulundurarak bu şekilde üretim yapıyoruz. Eskiden insanları tohumları alarak bahçelerinde yetiştiriyorlardı. Doğal olarak boyları uzun oluyordu. Şimdi ise güneşlerini kapatan bir bitkiyi seçmiyorlar. Çiçekler ve fidanlar artık saksılara ve balkonlara yönelik üretiliyor” diye konuştu. “SADECE ELEKTRİK VE SU İSTİYORUZ” Elektrik ve su sorunlarının uzun yıllardır devam ettiğini kaydeden Mercan, “Bir ara elektrik kablosu çekildi ama elektriğe gelince verilmedi. Bizim burası Milli Emlak’a bağlı bir yer. Burası Maliye Balanlığı’na bağlı. Buradaki bütün esnaflar işgalci olarak gözüküyor. Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin yapabileceği hiçbir şey yok. Bize çık derlerse biz hiçbir şey yapamayız. Tuvaletimiz de yok. Tuvalet ihtiyacımızı camiye giderek gideriyoruz. Biz kendilerinden bir şey beklemiyoruz sadece bize elektrik ve su verebilirler. İmkansız olan bir şeyden bahsetmiyoruz. Yıllardır burada çıplak köklü ağaç, sökme ağaç yani meyve ağacı satılır. Çam ağaçları, sus ağaçları, çalı türleri ve çiçek çeşitlerini satıyoruz. Tabi tüm bunların satışlarında eski ile şimdiyi kıyasladığımızda ciddi düşüşler yaşandığını söyleyebilirim. Çünkü müstakil ev kalmadı. Bodur ağaçları üretmeye yönelmemizin sebebi de budur” şeklinde konuştu. “KORONAVİRÜS İŞLERİMİZİ YÜZDE 90 ETKİLEDİ” Koronavirüsün kendilerini felç ettiğini beliren Mercan, “İşlerimizin yüzde doksanını etkilediğini söyleyebilirim. Burada bu vakitlerde çift sıra duran müşteriler olması gerekirken, kimseyi bulamıyoruz. Yaptığımız satışlar şu an işçiliğimizi kesinlikle kurtarmıyor. Ama sonuç itibariyle biz canlı ile uğraştığımız için burayı terk edemiyoruz. Mecburen burayı sulayacağız ve başında durmak zorundayız. Atsan atılmaz, satsan satılmaz mantığı. Zaten yılın dört ayında ancak iş yapabiliyoruz. Sezonu şimdi açıldı hazirana kadar devam edecek ama şimdi virüs olduğunu için kimseyi bulamıyoruz” dedi. “BİR MİLYONCU NE ANLAR FİDANIN BAKIMINDAN” Daha önce Karşıyaka’da olduğunu 2002 yılında burayı açtığını vurgulayan Mercan konuşmasına şu şekilde devam etti: “Her gün en az bir doç çiçek satıyordum. Bazen iki doç bile satıyordum. Ama şimdi büyük market zincirlerinin tamamı, kırtasiyeciler, bir milyoncular, öyle an geliyor ki hırdavatçı bile önüne çiçeği koyuyor. Dolayısıyla doğal olarak pastanın dilimi genişliyor. Bize düşen pay da küçülüyor. O da buradaki insanlara yetmiyor. Çünkü biz bu işin dışında bir iş yapmıyoruz. Ama yukarı da saydıklarım kendi mesleklerinin dışında iş yağıyorlar. Herkes kendi alanı ile uğraşmalı, oradan para kazanmalı. Bir milyoncu, bir çiçeğe ve fidana nasıl bakıldığını, fidanın sezonluk mu yıllık mı olduğunu ya da fidanın nasıl sulandığını nerden bilecek. Altının değerini ancak sarraf bilir” ‘Ağaç diken herkesin amel defteri açık olur’ diyen Mercan, şu tavsiyelerde bulundu: “Dolayısıyla herkese ağaç dikmesini tavsiye ederim. Her insanın mutlaka bir ağaç dikmesi gerekiR. Diktiğin ağacının yaprağını tırtıl bile yese sevabı sana yazılır. Tırtılı kış yese, ya da kuş yuva yapsa sevabı yine diken adama yazılı. Gölgesinde oturan, meyvesini yiyen olursa sevabı yine dikene yazılır. Bizim inancımız bize bunu söylüyor. İnsanlara bol bol ağaç dikmeye tavsiye ediyoruz.”  
Editör: TE Bilisim