"Kent İnsanın en büyük sanat yapıtıdır der" Lewis Mumford. Eski Türkçe'de ' kendi' biçiminde söylenen sözcük bazen her tür yerleşimi tanımlarken, çokça belirli ölçütleri içeren büyük kasaba ya da şehrin karşılığı olarak kullanılırmış.

  • Kent ve şehir sözcükleri, birincisi Türkçe, ikincisi Farsça, kültürel ideolojik konumlanmanıza göre tercih edilen kelimeler.
  • Arap dilinde Medine ile karşılanan kent batı dillerinde Latince Civis (vatandaşlık),civitas,(kendi kendini yöneten şehir devleti)
  • İngilizce City ,Fransızca Cite' İtalyanca Citte Almanca Stadt,yönetsel ve siyasal bir anlam da içerir.
  • Latince civis kökünden üretilen civilis (vatandaşlara ait) sözcüğü, İngilizce ve Fransızca ya civil olarak girmiş, giderek civilisation “uygarlık ”anlamında kullanılır olmuş. Demek ki “uygarlık ”ya da medeniyet bazı çirkin örneklerine rağmen kentli bir kavramdır.
  • Wolf Schneider: ”Kent, insanın kendisi için yarattığı bir dünyadır”. Kent kentsel yaşamın oluştuğu ve insan yapısı örüntülerin, doğal çevreye egemen olduğu bir ortamdır.
  • Kent tanımı itibari ile halkının büyük çoğunluğunu tarım dışı işlerle uğraşan, insanların oluşturduğu, demografik,ekonomik, kültürel ve heterojen sosyolojik yerleşme olarak tanımlanıyor.
  • Kent, uygarlık ve demokrasi... kentbilimci Amerikalı düşünür Lewis Mumford, kentlerin kültürü adlı yapıtında “ kent bir topluluğun kültürünün ve erkinin yoğunlaştığı yer olarak tanımlar. Ama öncelik kültür'ündür.
  • Yaşam daha çok kentte siyasallaşmakta, temsili demokrasinin yanı sıra, doğrudan demokrasinin katılımcı yöntemlerinin de uygulandığı bir ortam olmaktadır. Batı dillerindeki citizen sözcüğü hem yurttaşı hem de hemşehriyi karşılar.
  • Demokrasi bilincini geliştirmenin en önemli koşullarından biri, insanın kentine ait olduğunu hissetmesi duyumsaması ve kente sahip çıkabilmesi için de,fiilen kent üzerine söz sahibi olabilmesidir.
  • Bu bağlamda yurttaşların ya da kentlilerin kentlerine sahip çıkmasını doğal ve kültürel varlıkların korunmasına yönelik duyarlılık ve hassasiyetlerin  son yıllarda az da olsa arttığına dair tanıklıklarımız ve gözlemlerimiz artıyor.Kentlere ve çevre ye yapılan vahşi saldırılara oranla ,çok umut var olmamakla beraber kentlilerin yurttaşların civillerin kentlerine sahip çıkma reflekslerin de bazı  gelişmeleri görmek sevindirici.
  • Bu örneklerde biri'de kentimizde yaşanıyor.1992 Yılında Ankara’daki seğmenler parkına konulan büyük sanatçı İlhan Koman'ın bir eseri “bir gece ansızın” çalınır. Çalındığı iddia edilir. Ankara’nın göbeğinde büyükelçilik korumalarının olduğu bir ortam da bu eserlerin çalınması imkansızdır. Ama Ankara'yı Jurasic parka çeviren bir başkan için imkansız diye bir şey yoktur. Hem bu Ankara'dan çalınan! İlk heykel de değildir.
  • Murat karayalçın'ın belediye başkanlığı döneminde Büyükşehir belediyesi “Çevresel sanat programı” dahilinde Ankaranın değişik yerlerine 14 adet heykel yerleştirir. Bu heykellerden biri de İlhan Koman ın heykelidir.
  • İlhan Koman dünyaca ünlü bir sanatçı. Biyografisi başarılarla dolu ve en önemli eserleri yurdışında kamusal alanlara konulmuş yaşarken efsaneleşmiş bir sanatçı.1921 Yılın'da Edirne'de doğmuş 1986 yılında Stockholm'de  vefat etmiş.1941 yılında İstanbul  Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümüne girmiş,42 de Heykel bölümüne geçmiş  ünlü Rudolph Belling'in öğrencisi olmuş. Akademiyi bitirdikten sonra Avrupa sınavlarını kazanıp Paris'e gitmiş 50 li yıllara kadar Paris'te çalışmalarını sürdürdükten sonra Türkiye'ye döner. Güzel Sanatlar Akademisi heykel bölümünde asistan olarak çalışmaya başlar. Soyut sanatın Türkiye'deki öncülerinden biridir Koman.İsveç stockholm'deki bir meydan için açılan yarışmada birinci olur ve projesi uygulanır.Anıtkabir in büyük merdiveninin doğu kanadındaki  rölyefleri de  yapmıştır .1959 da üniversitedeki görevinden ayrılarak İsveç'e yerleşen  Koman çalışmalarını ve hayatını burada sürdürür.1967'de Stockholm  uygulamalı sanatlar yüksekokulu öğretim üyeliğine getirilmiş.Aynı yıl Sundsvall meydan projesinde birinci seçilir ve projesi uygulanır .1970 de Örebro belediye binası önüne  yerleştirilecek heykel için yapılan yarışmada birinci olur ve projesi uygulanır. 'Leonardo'ya selam' adlı anıtsal heykeli İsveç hükümetince satın alınarak Stockholm Mimarlık fakültesinin önüne yerleştirilir. Tanımayanlar için belki de en bilinen heykeli dört ton ağırlığındaki  'Akdeniz' heykelidir. Aynı zamanda halk sigortanın (daha sonra yapı kredi sigorta adını aldı )  da logosu olarak kullanılan bu heykel  mutat israil protestolarından birinde hasar gördüğü için restore edilerek yapı kredi bankasının kültür sanat  binasına taşınarak vandallardan korunmuş oldu. Ama denir ki : İlhan Koman  heykelin bir Akdeniz kentine konulmasını gelen geçen gemileri selamlamasını hayal etmişti.İşte bir gece ansızın 'çalınan'  heykel bu büyük sanatçının ölümünden sonra Ankaraya konulan işlerinden biridir.
  • Şimdi başta galeri Nev Ali Artun olmak üzere, Mimarlar Odası Ankara şubesi , Yaygara Sanat İnsiyatifi’nin girişimleri Ankaralıların bağışlarıyla bu heykelin özgün kalıbından yeni bir bronz dökümü yapılarak eski yerine 31 Aralık ta konması planlanıyor.Umarım bu girişim akamete uğratılmaz da güzel(!) Ankaramız dinazorlar la değil de gerçek sanatçıların gerçek sanat eserleriyle zenginleşir ve kent bir artı değer kazanır.
 
Editör: TE Bilisim