Kemal Sunal aramızdan ayrılalı 20 yıl oldu. Türkiye'nin yetişdirdiği komedi değerlerinden şüphesiz ilk akla gelen, hiç konuşmadan bile güldüren, filmlerini ilk günkü tazeliğinde izleten adam, Kemal Sunal. İşçi bir babanın oğlu olarak başladığı hayatı, milyonları güldürerek sürdürdü. Her filminde ağlanacak halimize nasıl güleceğimizi, nasıl bir koca, nasıl bir baba, nasıl bir ev erkeği olacağımızı öğrendik ondan. İşte bu yüzden evimizden biri sayıp soframıza, muhabbetimize, 5 çayımıza konuk ettik, o hiç bilmeden... 10 Kasım 1944'te annesi Saime Hanım ve babası Mustafa Bey'in ilk çocuğu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Ama o doğum gününü Atatürk'e saygı sebebiyle hep 11 Kasım'da kutladı.

Annesi ilkokula başladığı gün Kemal'in farklı bir çocuk olacağını anlamıştı. Çünkü Kemal tezat duyguları bir arada tutabiliyordu. Okulun ilk günü diğer bütün çocuklar ağlarken o annesinin yanında öylece durdu ve sadece etrafı izledi. Gözlem yapmaya o gün başlamıştı. Çekingenliği, o utandıkça yüzünün kızarmaları liseye kadar sürdü. Vefa Lisesi'ne başladığında artık kendini daha iyi ifade ediyordu. Bu onu daha neşeli ve güler yüzlü gösteriyordu.

Kemal, Kenter Tiyatrosu'nda bir yıl kaldı. Daha sonra Pendik Tiyatrosu'nun kurulacağını öğrendiğinde oraya gitti. Kadim dostu olacak Bülent Kayabaş ile burada tanıştı. Pendik Tiyatrosu ilgi göremedi ve onlar çok fakirdi. Hayatın içinde sürüklenecekler, ama oyunculuk sevdasından vazgeçmeyeceklerdi. Kemal'in Pendik Tiyatrosu'ndan sonraki durağı, Devekuşu Kabare Tiyatroları oldu. Onu bize tanıtan talih yüzüne burada güldü. Çünkü kabarede sergilen oyunu Münir Özkul ve Ertem Eğilmez izlemeye gelmişti. Böylece Kemal, Ertem Eğilmez'in yönetmelik koltuğuna oturacağı ''Tatlı Dillim'' sinema filminin oyuncu kadrosundaydı.

1973 yapımı ''Tatlı Dillim'' filmiyle kamera önüne adım atan Kemal Sunal, artık yürüyebilirdi. Bundan sonra bugün hala sıkılmadan izlediğimiz, İnek Şaban, Süt Kardeşler, Davaro, Sakar Şakir, Çöpçüler Kralı, Kapıcılar Kralı ... filmlerinde rol aldı. Özellikle ''Hababam Sınıfı'' serisindeki rolü ile anıldı. Kendine özgü tavırları, güler yüzlü karakteriyle her zaman izleyicisinin sevgilisi oldu. 7'den 70'ye herkesin gönlünü kazanmayı bildi ve halkın sanatçısı olarak unutulmazlar listesine adını yazdırdı. Her zaman saf bir karakter olarak karşımıza çıkan Kemal Sunal, artık hepimizin sevgilisi olmuştu. Bu süreç ona maddi manevi kazançlar sağladı. Çocukluk yılları ve özellikle tiyatroya ilk başladığı zamanlarda yaşadığı parasızlıktan sonra, bugün onun için rüya gibiydi.

Kemal ve Gül aşık olmuşlardı. 1974'te aşklarını evlilikle taçlandırdılar. Tüm Türkiye'yi güldüren adamla evlenmek muhtemelen sürekli bir filmin içinde yaşamak gibi büyülü bir şeydi. Bu evlilikten Ali ve Ezo dünyaya geldi. 1976 yapımı ''Kapıcılar Kralı'' filmi Kemal Sunal'a 1977'de Antalya Film Festivali'nde Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazandırdı. Kuşkusuz ki, komedi dalında görüp görebileceğimiz en iyi oyuncu oldu. Mezuniyetinin üzerine yüksek lisans yapmaya karar verdiğinde tez konusu olarak kendi filmlerinin sosyolojik incelemesini seçti. Daha sonra tezini bir kitap haline getirdi ve ona ''Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü'' adını verdi.

Toplamda 82 filmde rol alan Kemal Sunal 83. filmi olması gereken Balalayka'nın çekimi için bindiği Trabzon uçağında kalp krizi geçirerek hayata veda etti. Takvimler 3 Temmuz 2000'i gösteriyordu ve Kemal Sunal 56 yaşındaydı. O güzel kalbi, gülen yüzü hayatın içinde her zorluğa dayandı da uçak korkusuna yenik düştü. Bu an muhtemelen güldürmediği tek andı. Çünkü biz onun en acıklı sahnelerinde bile gerçekten üzülmedik aslında. Çünkü bıyık altından gülüşünü, içten gelen enerjisini hep hissettirdi. Çünkü o Kemal Sunal'dı. Çünkü o, İnek Şaban'dı. Çünkü o, çöpçüler, kapıcılar, ama hepsinden önce kalbimizin kralıydı. Seni, hiç unutmayacağız... (kaynak ensonhaber)

Editör: TE Bilisim