Hayatta hiçbir şeyin karşılıksız olmadığını düşünüyorum. Yani yaşatılan yaşanıyor, yaşanan da yaşatılıyor. Hiçbir şey olduğu gibi kalmıyor ya da kimsenin yaptığı yanına kar kalmıyor. Anlattıklarımı kimisi ‘karma’ diye tanımlıyor. Karmaya göre; herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda ve herhangi bir şekilde yaptığınız her eylem bir gün mutlaka size döner. Yaptığınız hiçbir hareketi geriye döndüremez, olmamış gibi davranamazsınız, er veya geç onun sonucuyla karşılaşacak ve yüzleşeceksiniz. Zira kendinizden kaçamazsınız. Aslında “karma” kendi kendine fonksiyon gösteren bir güç olduğundan, hiçbir insan veya insanüstü güç bu işleyişi değiştiremez.  Karma kadar bir gerçek daha var ki o da aklımızdan geçenin gerçekleşmesi. Er ya da geç, iyi ya da kötü artık neyi düşlüyorsak muhakkak gerçekleşiyor. Diyorlar ya iyi düşün iyi olsun boşa denmiyor. Kimi zaman işlerimiz yolunda gitmediği zaman hayıflanırız. Şanssız olduğumuzu düşünürüz. Kimi zaman ise isyanlara gireriz. Bir şeyler isteriz hayattan gerçekleşmesi için, ama hayat o bir şeyleri bize ısrarla vermez. Belki de o istenilen şeyin zamanı gelmemiştir. Dileğin gerçekleşmesine daha vakit vardır. Çoğu zaman hayattan istediklerimiz oluyor ama biraz geç oluyor. Ve o süreç yıpratıcı olabiliyor. O zaman gelin şu kısa hikayeye bir göz atın bakalım: “Adamın biri satmak için pazara buğday götürmüş. Akşam olmuş, pazar toplanmaya başlamış. Herkes malını satıp savmış. Bu adamın malına müşteri çıkmamış. Çıkan da pazarlıkta uyuşmamış. Adam koca çuvalı geri getirmenin sıkıntısıyla düşünürken Meşâyih’tan birinin yolu pazara uğramış: O zat sormuş: “-Ne o evladı’ Malını satamadın mı? Bak pazar toplanıyor.” Adamcağız boynu bükük: “-Müşteri çıkmadı, Efendi Hazretleri!” demiş. Şeyh efendi yerden avuç avuç kum alıp buğdaya karıştırmaya başlamış ve: “-Şimdi çıkar evlat!” demiş. Adam şeyhin bu hareketine itiraza yeltenecekmiş ki; hemen yanı başında beliren müşteri mala talip olmuş. Tebessümle oradan ayrılmak üzere olan şeyhin eteğine yapışıp: “-Bu ne haldir Efendi Hazretleri!” diyen buğdaycıya şeyh şu cevabı vermiş: “-Sus! Para, layık olduğu mala gider.” Özetle hayatta her şeyin bir karşılığı vardır. Ama iyi, ama kötü… Ama çabuk, ama geç… Yeter ki her şey birbirinin layığını bulsun…

Editör: TE Bilisim