Kızının geçirmiş olduğu ağır bir rahatsızlık sonucu mantar üretimine gönül veren ve şuan 18 bin üyenin bulunduğu bir gurubun yöneticisi olan, İstiridye Mantar ve Mantar üreticileri Derneği Başkanı Şimal Karaslan, istiridye mantarı yetiştiriciliğini, mantarın besin değerini, önemini, pazar payını, mantarın ülke ekonomisine katkısını ve bir kadın olarak bu sektör içerisinde verdiği mücadeleyi anlattı. İstiridye mantarı üretimine aşkla bağlı olduğunu belirten Karaslan, “Kızımın hasta olduğu dönem de, saf yüksek protein kaynağı gereken, içerisinde yağ bulunmayan, kimyasaldan tamamen arınmış bir kaynak gerekiyordu ki o da istiridye mantarıydı. Çünkü hücrenin yapı taşı proteindir. Bütün canlılar proteine ihtiyaç duyarlar. Maalesef ki dünyada ve ülkemizde karşılaştığımız en büyük terör, gıda terörüdür. Ve gıda teröründen arındırılmış besinleri bulabilmek çok önemlidir. Ve ben o dönemde bu ihtiyacımı karşılayamadığım için, mecburen bunu kızım için üretebilmek, onun sağlıklı beslenmesini sağlamak ve vücudunun ihtiyacı olan o zengin besin değeri olan besine ulaşmak için, bu işe başladım” şeklinde konuştu. “MANTARLARIN BİZE, BİZİMDE ONLARA İHTİYACIMIZ VAR” İstiridye mantarının doğanın en büyüleyici iki canlısından biri olduğunu söyleyen Karaslan, “Dünya var olduğu andan itibaren, dünyanın oluşumunda yer alan iki faktör vardır; birisi bakteriler diğeri mantarlardır. Mantarlar hala gizemleri çözülememiş ama büyüleyici taraflarıyla keşfedilmeyi bekleyen inanılmaz mikro canlılardır. Ki şayet mantarlar olmasa yeryüzünde hayat olmaz. Mantarlar ve bakteriler insan vücudunda olan ve bizimle soluyan canlılardır. Biz buna karşılıkçılık formu deriz. Onların bize bizim de onlara ihtiyacımız var. Yaşayan her canlının onlara ihtiyacı vardır. Mantarları ve bakterileri özel kılan özellikler de bunlardır” dedi. “İSTİRİDYE MANTARININ KIRMIZI ETTEN DAHA FAZLA DEMİR İÇEREN, İNANILMAZ BİR LEZZETİ VARDIR” İstiridye mantarının besin değeri çok yüksek, kırmızı etten daha fazla demir içeren, inanılmaz bir lezzete sahip olduğunu aktaran Karaslan, “İstiridye mantarı içeriğinde bulunan enzimlerle ne nedir nasıl tam olarak bilmesek de, bizlere antikorlarıyla birlikte, içerdiği yüksek besinlerle birlikte bir sağlık ve şifa kaynağıdır. Bir insanın günlük en az 400 gram kadar mantar tüketmesi gerekir. Sağlıklı beslenmek için, mantar tüketiminin arttırılması gerekir. Tüketici bundan pek haberdar değil. Halbuki bitkisel proteinler insan vücuduna çok daha faydalı. Çünkü içerisinde yağda yok aynı zamanda” dedi. “OLUŞUM ŞARTLARINDA EN ÖNEMLİ MADDE TOHUMDUR” Dünyada kültürü yapılan pek çok mantar türü olduğunu vurgulayan Karaslan konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bizim ülkemizde en yaygın olan beyaz şapkalı kültür mantarı diye tanımladığımız mantar ve istiridye mantarıdır. İstiridye mantarının oluşum şartlarında en önemli madde tohumdur. Kompost, oda ve oda şartlarıdır. İklimlendirme yaptığımız, oda şartları dediğimiz dört ana prensibe bağlı olarak yapılır. Kompostu uygun PH değerlerinde ayarlarız. Doğadaki o serbest değerleri, mantarın ihtiyaç duyabileceği tüm besin maddelerini ve mikro elementleri hazırlayıp, tohumlamasıyla birlikte kompostomuzu oluşturuyoruz. Bu bir çevredir. Mantarın yetişebileceği bir çevre oluşturuyoruz. Bir yatak oluşturuyoruz. Sonrasında bir kuluçka dönemi ile birlikte gelişen bir sürecimiz var. Bunun için de odaya ihtiyacımız var. Çünkü doğayı taklit ettiğimiz iklimlendirme yapabileceğimiz, o odadaki tüm iklim şartlarına hakim olabileceğimiz, belli ısı dereceleri yükseltip, düşürebileceğimiz, belirli nem oranlarını ayarlayabileceğimiz, mantarın en çok ihtiyaç duyduğu oksijeni sağlayabileceğimiz iklim koşulları yaratıyoruz. O odaya tamamen biz hakimiz.” “TOPRAĞIMIZI, HAYVANLARIMIZI VE GIDALARIMIZI KORUMALIYIZ” “Kompostun içerisine koyduğunuz besin kalitesi ne kadar yüksek ise, mantarın kalitesi de bir o kadar yüksektir. Çünkü kompostun iç malzemesi çok önemlidir. Ben uygulamalarımda iyi tarım yöntemleriyle hazırlanmış materyaller seçmeye çalışıyorum. Ki şuan yasa alanında kimyasalla bir savaş var. Artık çete dönemi geldi. Bu hepimiz için çok güzel bir şey. Mantarı ürettikten sonra kompost ile işimiz bitiyor. Mantar ile birlikte daha da güçlenmiş bu besin kaynağını Kaliforniya solucanı yetiştirme de uyguluyorum. Aynı şekilde hayvancılıkta da uygulanabilir. Çünkü çok zengin bir maddedir. Pek çok alanda kullanılabilir. Valizimizi alıp gideceğimiz başka bir dünyamız yok. O yüzden de bu doğayı korumamız lazım. Kendi sağlığımız önemlidir. Kendi sağlığımızı koruyabilmemiz için önce kendi çevremizi korumamız gerekir. Toprağımızı, hayvanlarımızı ve gıdalarımızı korumalıyız. İstiridye mantarını üretmeyi çok seviyorum. Çünkü bu bir aşktır. En büyük devrim aşktır. Her şey aşk ile yapıldığında başarılı olur.” “İNSANLARA BİR BAŞVURU MERKEZİ OLUŞTURMAK İÇİN DERNEĞİMİZİ KURDUK” “İstiridye mantarını üremek için bir staj dönemi gerekir. Çünkü hiç bilmediğiniz bir şeyi yapamazsınız. Bir de bir mikroorganizma üretiyorsunuz. Ne bitki ne hayvan, ikisinin sentezinden oluşan çok güçlü bir mikroorganizma var. Bir eğitim gerekiyor, bu konuda bir bilinç gerekiyor. Gereken bilinç oluşturulduktan sonra herkes yapabilir. Her bütçedeki insan yapabilir. Biz şuan atıl durumda olan yerleri değerlendiriyoruz. Onları mantarhanelere çeviriyoruz ve üretim yapıyoruz. Derneğimizin kurulma amacı insanlara bir başvuru merkezi üretmektir.” “DEVLET, ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ ARASINDA KÖPRÜ GÖREVİ GÖRÜYORUZ” “Kalıntı bırakan maddedeler kullanıldığı için, hammadde seçmekte zorlanıyoruz. Bu işin her şeyden önemlisi pazarı çok önemlidir. Ülkemizde istiridye mantarı çok fazla tanınmıyor. Halbuki bizim damak tadımıza çok uygun, çok lezzetlidir. İçerisindeki yüksek besin değeriyle Türk mutfağına çok uygun bir besin. Ama tanıtımı yapılamadığı için bu konuyla ilgili satış sorunları var. Burada dernek olarak devlet, üretici ve tüketicinin bir araya getirilmesini ve köprü olabilmeyi midsyon edindik. Geniş coğrafyada yeni Pazar yerleri bulabilmek, tüketiciye gıda teröründen arınmış sağlıklı ürün sunmak. Ve her şey den önce bu işe yeni başlayacak insanlarla birlikte gerekli bilinci oluşturabilmek ve onlara bir başvuru merkezi olmak istedik. “   “İSTİRİDYE MANTARI DÜNYA ÇAPINDA RAĞBET GÖREN BİR MANTARDIR” “Devletin kimyasalla almış olduğu mücadele bizi çok memnun etti. Son yıllarda ülkemizde karşılaşılan kanser vakalarının büyük çoğunluğu gıda teröründen kaynaklanmaktadır. Hükümetimiz bu konuda çok bilinçli, çok geniş çapta çalışmalar ve teşviklerle ülkenin geleceğini inşa etmekle çok kesin kararlar almış bulunmakta. Bu anlamda bizde devletimizin sağlanmış olduğu bu imkanlara genç çiftçi projeleri, kırsal kalkınma projeleri ve hibe destek projelerinde yeni girişimcilere yardımcı olmayı planlıyoruz. Amacımız ülkemizde ekonomik düzeyi düşük insanların da bu işi yapabilmesini sağlamaktır. İstiridye mantarı dünya çapında rağbet gören bir mantardır. Bunu çok rahatlıkla ülkemizde yetiştirebiliriz. Hatta talebi arttırıp ihraç edebiliriz. Ülkemizin iklim koşulları bu ürünü yetiştirmek için çok uygundur. Ülkemiz için çok güzel bir gelir kaynağı olabilir. Dernek olarak sadece üretici ve tüketiciye değil, coğrafyamıza da, ülkemize de hizmet etmek istiyoruz.” “ÜRETİCİYE YENİ PAZAR YERLERİ BULABİLEK İÇİN TEK ÇATI ALTINDA TOPLANDIK” “Sektör Pazar payı açık olan bir sektördür. Ama henüz sektör olarak gelişmemiş. Sektörün bir takım sorunları var. Bunların e başında üreticilerin, yeni girişimcilerin bu işe teşvik edilmesi ve desteklenmesi sırasında doğru kaynaktan beslenemiyor olmaları, ikincisi de pazar problemidir. Evet üretmek istiyor fakat ben bunu satabilecek miyim diye bir korkusu var. Biz bu konu da dernek olarak faaliyete geçebilmemizin ana prensibi, yeni pazar yerleri bulabilmektir. Bir çatı altında olduğumuz sürece pek çok şeyi gerçekleştirebiliriz. Bir kişi hiçbir şey yapamaz ama iki kişi devrim yapar. Mantar üreten herkes büyük bir aşk ile mantara bağlıdır. Mantar üreticisi zarar da etse asla pes etmez.” “YETİŞTİRME İŞİNİ KADINLARDAN DAHA İYİ YAPABİLECEK BİR CANLI YOKTUR” Ben dernekte de özellikle kadın girişimcileri desteklemek adı altında bir bölüm açtım. Bende bir kadınım. Sektör her zaman ki gibi erkek egemen bir sektör. Ama aslında bu iş tam da kadınlara göredir. Eğer söz konusu bir şey yetiştirmekse yetiştirme işini annelerden ve kadınlardan daha iyi yapabilecek hiçbir canlı yoktur. Çünkü işin içinde bir mikroorganizma var. Prematüre bebeklerimiz var onlara en iyi de biz bakarız. Ankaralıları davet ediyorum gelip görsünler, mantar üretimi nasıl üretilir, gelip burada tadına da baksınlar. Hepsini davet ediyorum. Kadir GÜRHAN Mesut KETE    

Editör: TE Bilisim