Hayat sürprizlerle dolu, ne zaman ne yaşayacağımızı kestirmek çok zor. Ama iyi ama kötü her gün bir hadiseyle karşı karşıya kalabiliyoruz.
Örneğin başımıza bir kazanın gelme ihtimali her saniye güncelliğini koruyor. Başımıza gelen kazalardan dolayı da beklemediğimiz biçimde sonuçları olan kazalar da yaşayabiliyoruz.
Yolda yürürken, evde otururken, trafikte seyir halindeyken, bir sahil kenarında keyif yaparken, spor yaparken kısacası hayatın akış alanı olan her yerde beklemediğimiz anda ve beklemediğimiz bir biçimde kötü şeyler yaşayabiliyoruz.
Hatta bu durumdan ötürü 'Kaza geliyorum demez' cümlesini sıklıkla kullanırız. Evet! Kullanırız ama kaza dediğimiz olumsuz eylem bir kader midir yoksa insanlardan kaynaklanan bir ihmalin sonucu mudur?
Çoğu kişi başına gelen şeylerde dolayı çoğunlukla kadercilik yapabilir.
Kader deyip işin içinden çıkarız. Sorgulama yapmayız. Nedenlerine kafa yormayız. Hem kaza anını hem de kazadan sonra yaşadığımız felaketleri bir kalıba koyarak rafa kaldırmaya çalışırız. Çünkü kendimizi telkin etmek için insanüstü bir olaya sığınmak isteriz.
Oysaki görünürde isteğimiz dışında gelişen ancak temelinde sorumsuzluk olan kazaların birçoğunun bir nedeni vardır aslında.
Mesela işçi kazalarında ülkemizin Avrupa'da birinci, dünyada ise üçüncü olması bir kader midir?
Kaderlerimiz belirlenirken ülke ayrımı mı yapılmıştır sizce?
Ya da trafiğin çok yoğun aktığı bir caddede ışık kurallarını ciddiye almayan bir yayanın çarpma sonucunda sakat kalması, ölmesi bir kader midir?
Yahut hayatımızın hep kaos içerisinde geçmesi aldığımız yanlış kararların sonucu mudur yoksa alnımıza yazıldığını düşündüğümüz kaderin bir cilvesi midir?
Tedbirler alınmadığı için ölen işçiler, dikkatli davranmadığı için araba çarpan yayalar, hayatını kontrol edemediği için darma duman hayatlar…
Tabi tüm bunlar kaderin olmadığı anlamına gelmez. Sıkıntı kaderin varlığı ile kadercilik anlayışının birbirine karıştırılmasıdır. Bana göre kader insan hayatının ana çizgisidir. Kadercilik ise yaşanan tüm olumsuzlukların, sorumsuzlukların, felaketlerin, eğitimsizliğin, cehaletin, gericiliğin kamufle edilmesi ve yok sayılmasıdır.
Dünya üzerindeki ülkelerin yaşam şekilleri, var olan sistemleri. Yaşadıkları standartlar, ilişki biçimleri ve disiplin anlayışlarının arasındaki farklar emin olun kadercilik anlayışının olup olmadığı ile ilgilidir.
Biz hayatımızın her alanında hayatımızı için en iyisi neyse önlemlerimizi almaya devam edelim. Buna rağmen talihsiz olaylarla karşılaşıyorsak o zaman kadere bağlarız..
 

Editör: TE Bilisim