Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan İstiklal Marşı, 12 Mart 1921'de TBMM tarafından “Millî Marş” olarak kabul edilmişti. 1920 tarihinde Burdur Mebusu olarak Birinci Büyük Millet Meclisi’ne seçilen büyük şair Mehmet Akif Ersoy, 17 Şubat 1921 günü İstiklâl Marşı’nı yazdı. “İstiklâl Marşı” şairi olması bakımından “Millî Şair” ismini alan Mehmet Âkif Ersoy, “Vatan Şairi” ve “Millî Şair” unvanları ile tanınmaktadır. TBMM, 4 Mayıs 2007’de “İstiklal Marşı’nın Kabul Edildiği Günü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü Kanunu”nu kabul etmiş böylece 12 Mart millî günler arasına girmişti. “O şiir bir daha yazılamaz, onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için, o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O milletin malıdır. Allah bir daha bu millete, bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.” diyordu Mehmet Akif Ersoy. İstiklal Marşı'nın yazılış serüveni Maarif Vekâleti (Millî Eğitim Bakanlığı) memleketin bütün şairlerini millî marşın yazılması için davet eder. Sonunda 724 parça şiir gelir. Bunların içinden bazıları seçilerek basılıp, bütün Meclis üyelerine dağıtılır. Gelen şiirler incelenir. Fakat hiç biri istenilen ölçüde değildir. Buna karşın gösterdikleri hassasiyet ve duyarlılıktan dolayı Maarif Vekili, Meclis kürsüsünden bütün bu kıymetli şairleri takdir duygularıyla anar, onlara saygılarını sunar, teşekkür eder. Yazılan 724 parça şiiri iftiharla, göğsü kabararak okumasına okur, fakat asıl aradığı, istediği şiiri bulamamıştır. Mücadelenin büyüklüğü nispetinde kuvvetli bir şiir, gönülleri heyecana verecek heyecanlı bir ses istenmektedir. Büyük şaire müracaat Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver milletin hislerine, duygularına, ıstıraplarına kimin tercüman olacağını, milletin marşının kimin tarafından yazılabileceğini biliyordur. Fakat ne çare ki büyük şair Mehmet Akif, marşı yazana para verilecek, diye yarışmaya iştirak etmemişti. Maarif Vekili bunu sezer ve yarışma haricinde olmak şartıyla şair Mehmet Akif'e müracaat eder. İstiklal Marşı’nın, onun yüksek ve ilahi kalemiyle yazılmasını rica eder. Onun üzerine Üstat Mehmet Akif, Tâceddin Dergâhı’nın odasına kapanır, o günkü heyecanlardan ilham alarak “İstiklâl Marşı”nı yazar. 12 Mart 1921’de Maarif Vekili Hamdullah Suphi, Üstat Mehmet Akif'in yazmış olduğu “İstiklâl Marşı”nı Büyük Millet Meclisi kürsüsünden okuduğu zaman mebusların alkışlarından Meclis’in tavanları sarsılır. Ruhları heyecan kaplar, bütün Meclis yekpare bir kalp hâlinde dalgalanır. Üstat Akif ise mahcubiyetinden, başını kollarının arasına sokarak, sıranın üstüne kapanır. Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlık ettiği bu oturumda Hamdullah Suphi Bey, İstiklâl Marşı'nı o gün gelen yoğun talep ve genel beğeni üzerine tamı tamına dört kez okumuştur. M. Kemal Paşa marş okunurken sırasının önünde ayakta dinliyor ve devamlı alkışlıyordu. Milletvekilleri de marşla bütünleşmişler, alkışlar ve gözyaşları içinde bir daha okunmasını istemişler ve henüz millî marş olarak kabul edilmemiş İstiklâl Marşı'nı dört defa ayakta dinlemişlerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 12 Mart 1337/1921 tarihli toplantısında kabul edilen İstiklal Marşı, ilk olarak Meclisin resmî gazetesi Ceride-i Resmiye’nin 12 Mart 1337/1921 tarihli 7. sayısında yayımlanır. “Kahraman Ordumuza” ithaf edilen bu muazzam şiir, Mehmet Akif'in başyazarı olduğu Sebilürreşad’ın dergisinin 17 Şubat 1337 (Sebilürreşad, XVIII/ 468, s. 10) tarihli sayısının ilk sayfasında çıkmıştır. Şiir, 14 Mart 1921 tarihli Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde de yayımlanır. Mehmet Akif İstiklâl Marşı’nın bir nüshasını kendi eliyle yazıp Kastamonu’daki Açıksöz gazetesine göndermiştir. İstiklâl Marşı, 21 Şubat 1337 Pazartesi günü Açıksöz gazetesinde de yayımlandı. “İstiklâl Marşı” Tâceddin Dergahı’nda Yazıldı Her yıl 12 Mart tarihinde İstiklal Marşı, 98 yıl önce millî şair Mehmet Akif Ersoy tarafından yazıldığı yer olan Hamamönü’ndeki Tâceddin Dergahı’nda düzenlenen anma toplantılarında okunmaktadır. Anma toplantısına sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra Millî Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ile öğretmen ve öğrenciler katılmaktadır. Millî Marşımızın yazıldığı ortamda okunması elbette ki ayrı bir değer taşıyor. Özellikle çocuk ve gençlerimize o günlerin coşkusunu yeniden yaşatmak, Marşın yazıldığı dönemdeki ülke koşullarını anlatabilmek için bu tür programların binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirilmesi gerekir.    

Editör: TE Bilisim