Ankara Ev Tekstili ve Yorgancılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Temel Çolak ile yorgancılık mesleği ve el yapımı yün yorgana olan ilgiyi sorduk. Pandemi döneminde işlerinde yüzde 20 ila 40 civarında artış olduğunu ifade eden Çolak, “Yazdan kalan taleplerimizi şuan karşılayamayacak durumdayız, çok yoğun çalışıyoruz. El yapımı yün yorgana olan ilginin nedenini ise pandemiye bağlıyoruz. Bunda özellikle temizliğe daha çok dikkat edilmesinin de önemi var” dedi.

Ankara Ev Tekstili ve Yorgancılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Temel Çolak, “Yorgancı esnafımız işini iyi yaptığı kadar hijyen kurallarına da dikkat etmelidir. Eğer ki tüketici yorgan diktirdiği yerde hijyene dikkat edilmediğini fark ederse odamızı arayarak durumu bildirilebilir. Bununla birlikte tüketici yorgancının odaya kayıtlı olduğuna dikkat etmeli, merdiven altı yorgancılarda yorgan diktirmemelidir” dedi.

“YAZDAN KALAN TALEPLERİMİZİ ŞUAN KARŞILAYAMAYACAK DURUMDAYIZ”

Ankara Ev Tekstili ve Yorgancılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Temel Çolak ile yorgancılık mesleğini ve yorgancı esnafının pandemi dönemini nasıl geçirdiğine ilişkin konuştuk. Odaya bağlı üyeleri ile görüşmeler neticesinde Ankara’da yorgan siparişinde geçen seneye göre yüzde 20 ila 40 artış yaşandığına dikkat çeken Çolak, “Hal böyle olunca mesleğe geri dönülmeye de başlandı. Yazdan kalan taleplerimizi şuan karşılayamayacak durumdayız, çok yoğun çalışıyoruz. El yapımı yün yorgana olan ilginin nedenini ise pandemiye bağlıyoruz. Bunda temizliğe daha çok dikkat edilmesinin de önemi var.” dedi.

Organik yorganın yani el yapımı yorganın Türkiye’de fabrikasyona giremediğine değinen Çolak, “Girse dahi makine dikişi değdiği için rağbet olmuyor. Bizim yorganlarımızın dikişi el emeği olduğundan ve geri dönüşümü daha sağlıklı olduğundan el yapımı ürünler tüketiciler tarafından tercih ediliyor. Yani bugün bir yorgan diktirdiğiniz zaman 10 sene sonra da olsa bunun geri dönüşümü sağlanabiliyor. El yapımı yorganlar daha kullanışlı ve daha uzun ömürlü oluyor” dedi.

Mesleklerini renklendirdiklerini, daha cazibeli hale getirmeye çalıştıklarını belirten Çolak, buna odalarının ismini ev tekstili ve yorgancılar odası olarak değiştirmekle başladıklarını ifade etti. Çolak aynı zamanda mesleklerinin alanını genişletince taleplerin de çoğaldığını ekledi.

“YORGANCILIĞA SADECE DİKİŞ OLARAK BAKMAMAK LAZIM”

Yorgancılığın genel kültür anlamında Hallacı Mansur’dan, Osmanlı Devleti’nden kalan bir meslek olduğundan kaybolmaması gereken mesleklerin arasında yer aldığını belirten Çolak, yorgancılık mesleğine ilişkin şunları söyledi: “Tarihi öneminden dolayı da Türkiye’de sanat haline getirilmiş meslekler arasında yer alıyor. Yorgancılığa sadece dikiş olarak bakmamak lazım... Biz de sanat olarak bize intikal eden bu mesleği ayakta tutmaya çalışıyoruz. Şunu da eklemek gerekir ki sanatkârımız çok az ve son zamanlarda neredeyse sanatkâr yetişmiyor bile. Bundan dolayı da Türkiye’de yorgancılık mesleği yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerin arasına girmeye başladı.”

Ankara’da odaya bağlı 140 yorgancının bulunduğuna değinen Çolak, bu sayının gün geçtikçe arttığını ifade etti. Son 10 yılda yorgancı sayısının yüzde 20 arttığını söyleyen Çolak bunun sebebini ise şöyle açıkladı: “Kilis’te yorgancılık makine ile yapılmaktaydı. İran, Irak, Suriye tarafının ihracatı kesilince Kilis’teki meslektaşlarımız Türkiye geneline yayıldı ve yaklaşık yüzde 20’si Ankara’ya geldi. Böylelikle Ankara’daki yorgancı sayımız da yüzde 20 civarında arttı.”

Oda başkanı olarak özellikle Ankara’da sayının artmasından memnun olduğunu dile getiren Çolak, “Çünkü tüketici alışverişte alternatif aradığından yorgancı sayısı arttıkça daha verimli, başarılı işler ortaya çıkmaya başlıyor. Hatta iyi işler ortaya çıktığından dolayı tüketiciler bizim reklamlarımızı kendi aralarında yapmaya başlıyor” diye konuştu.

“MANEVİYATI DÜŞÜK OLAN BİR ŞEYİN MADDİYAT OLARAK BİR FAYDASI DA OLMUYOR”

Çolak, yorgancılık mesleğinin özelliğinin kış mevsiminde kullanılacak yorganın yazdan hazırlanması olduğunu ifade ederek şunlara değindi: “ El yapımı yorganlar en sağlıklı yorganlar. Zaten fabrikada dikilen yorganların yorgan olduğunu söylemek hata olur. Fabrikasyonun bizim mesleğimize kattı bir şey de yok. Üstelik maddi olarak tüketiciye de zararı var. Maneviyatı düşük olan bir şeyin maddiyat olarak bir faydası da olmuyor. Bir süre sonra fabrikasyon yorganlar iş görmediğinden çöpe atılıyor. Tüketicinin parası da boşa gidiyor.”

Evde kullanılacak yorganların geri dönüşümünü sağladıklarını da belirten Çolak, “Talep üzerine birinci sınıf yorganlar dikiyoruz. Şuanda Ankara’da seçkin yorgancılarımızda 90 derece yıkanmış, gerekli bütün hijyeni sağlanmış yünler, organik pamuklar bulunuyor. Tüketiciler odamıza ulaştıkları takdirde onları yorgancılarımıza eşit şartlarda yönlendiriyoruz. Yönlendireceğimiz arkadaşların esasen odaya bağlılığını ve kendi işyerinde uyguladığı KDV’yi de önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.

“YORGANCI ESNAFININ ZOR DURUMDA OLDUĞUNU SÖYLEMEK MÜMKÜN”

Fiyatlandırmaya gelindiğinde Türkiye genelinde işçilik ücretlerinin çok yüksek olmadığına vurgu yapan Çolak, “Yani emeğimizin karşılığını çok alamamakla birlikte mesleği ayakta tutmaya çalışıyoruz. Türkiye’de fiyatlarına şuana kadar doğru düzgün zam yapmayan bir sektörün başkanlığını yaptığımı söyleyebilirim. Bununla çok gurur duymamakla birlikte yorgancı esnafının zor durumda olduğunu söylemek de mümkün. Tekstil sektörüne son zamanda yüzde 25 zam geldiğini ve bizim yorgan dikimine zam yapmadığımızı düşünürsek bu hem meslektaşlarımızın fedakârca çalıştığını hem de bundan dolayı sıkıntılı günler yaşadığını gözler önüne sermekte. Sektörümüzde kışın iş olmuyor, bundan dolayı da zammı yılda bir yapıyoruz. Bölge bölge değişiyor fiyatlar ama bana göre bir yorgan zanaatkârının gündeliği 150 liradan aşağıda olmamalıdır” diye konuştu.

“HİJYEN KOŞULLARINA DAHA ÇOK ÖNEM VERİYORUZ”

Yorganın temizliğinin yorgancıda yaptırılması gerektiğine dikkat çeken Çolak, “Yorgan halı yıkamacıda yıkatılmaz, kuru temizlemecide temizletilmez. Yorgan nasıl ki bir yorgancıda diktiriliyorsa temizliği ya da geri dönüşümü de yine bir yorgancıya yaptırılmalıdır. Yani uzun bir süre kullanıldıktan sonra yorgan yorgancıya götürülerek söktürülüp tekrardan revize ettirilmelidir. Revizyon işlemi ise yünler taranarak su değmeden yenilenebiliyor” dedi.

Pandemiden dolayı meslektaşlarının hijyen koşullarına daha çok önem verdiğine de değinen Çolak, eğer ki meslektaşlarından birisi korona geçiriyorsa kesinlikle işini bırakıp karantinaya girdiğini ve iyileşene kadar işine dönmediğini belirtti. Oda olarak kendilerinin de sık sık üyelerine bu noktada uyarılarda bulunduğunu ifade etti.

Tüketicinin sanata önem vermesi gerektiğini söyleyen Çolak sözlerini şöyle sonlandırdı: “Yorgancı esnafımız ise işini iyi yaptığı kadar hijyen kurallarına dikkat etmelidir. Eğer ki tüketici yorgan diktirdiği yerde hijyene dikkat edilmediğini fark ederse odamızı arayarak durumu bildirilebilir. Bununla birlikte tüketici, yorgancının odaya kayıtlı olduğuna dikkat etmeli, merdiven altı yorgancılarda yorgan diktirmemelidir.”

(Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim