Yıllar önce TRT’nin efsane belgesel dizilerinden olan gerek müziğiyle gerekse modern dönemde ekrana taşıdığı develerin yükleri çektiği, mistik havasıyla akıllarımıza kazındı: İpek Yolu Nedense Japonlar yapmıştı ve sonunda Van’da bitmişti belgesel. Çok şaşırmıştık. “Demek ki Türkiye’de bitiyor ya sonrasında… Adını Alman coğrafyacı Ferdinand von Richthofen’in verdiği Çin’den Avrupa’ya uzanan ve en çok ipek satılan yol aslında tek değil. Örneğin Kürk Yolu var daha kuzeyde İpek Yolu’na bağlı olarak. Neler öğrendik bu yolla: Barut, kağıt, top, mantı vs vs…  Ve bizler yine tarihin sahnesindeydik. O kadar ki elimizde tuttuğumuz yollar yüzünden Avrupalılar ekonomik gelişme için mecburen yeni coğrafi keşifler yapmak zorunda kalmıştı. Yüzlerce yıl sonra Çin’den Avrupa'ya modern bir  İpek Yolu, bu kez demirden yollarla bağlandı. “Bir Kuşak Bir Yol” projesiyle ilk tren 7 Kasım’da Marmaray ile Avrupaya geçti. İlk tren 42 konteyner yük taşıdı ve toplam 820 metre uzunlukta. 10 ülke ve iki denizi aşıp 12 günde 11 bin kilometreden fazla yol katedecek. Türkiye bu yolda kilit ülke diyebiliriz. Keza yükün yarısını TCDD lokomotifi çekti kalanı ise Çin lokomotifi! Kapasitenin artırılmasıyla birlikte yaşanacak ekonomik ivme kısa zamanda etkisini gösterecektir. Devasa bir ekonomik büyümeye sahip bir devletin dünyaya açılan kapılarından birine sahibiz. Ekonomik işbirliği yeni bir coğrafi keşfe sebep olmadan bunu hakkıyla değerlendirmek artık devletimizin elinde. 6 Kasım’da Ankara Garından resmi törenle uğurlanan ‘demirden İpek Yolu’ kervanı bizlere çok şey katabilir.  

Editör: TE Bilisim