İnsanlar, kötü davranışta bulunan kişilerin cezalandırıldığını görmekten memnuniyet duyar. Bu intikam duygusu insanlarda son derece tatlı bir his uyandırır. Pek çoğumuz bu hissin nasıl bir duygu olduğunu biliriz. Peki intikam almanın insana bu denli haz vermesinin sebebi nedir? sorusuna bilim adamları, "intikam hissi, beynimizin ödül merkezlerinde bir beklentiye sebep oluyor ve cezalandırma ortaya çıktığında, bu durum beynimizin haz ve tatmin bölgelerinde aktifleşmeye neden oluyor" şeklinde yorumluyor. Yapılan beyin tarama çalışmaları, başkasının kötü davranışını cezalandırdığımızda bu durumda memnuniyet duyduğumuzu ortaya koyuyor. Daha da derinleştirirsek, bu hazzın beklentisi bizi “kamçıyı ele almanın” sırasının bizde olduğu dürtüsüne yönlendiriyor. Science’da yayımlanan bir araştırma; özgeci cezalandırma olarak bilinen intikam davranışına dair açıklamalar getiriyor. Yürütülen çalışma, doğrudan bir fayda elde etmesek bile, toplumsal kuralları bozan ya da güvenimizi kötüye kullanan insanları neden kınadığımızı ve onlardan neden intikam alma hissi güttüğümüzü sorguluyor. Aldatılan bir insanı düşünün, kendisi son derece kötü bir durumda ve kötü hislerle başbaşadır. Eğer ki kişi, aldatan kişiye kendi cezasını uygulayamazsa hisleri daha da kötü bir hâl alacaktır" deniyor. İnsan toplulukları, hayvanlar aleminde davranışsal olarak bazı ayrılıklar gösterdiğini araştıran bilim insanları şu bilgileri paylaşıyor: " Bizler, geniş gruplar içerisinde genetik bağımızın olmadığı kişiler ile detaylı bir işbirliği ve ayrıntılı bir işbölümü temelinde hareket ederiz. İnsanların özgeci cezalandırmalardan duydukları tatmin hissi, toplumları bir arada tutan bir “tutkal” görevi görebilir" şeklinde değerlendiriyor. Evrimsel ve deneysel modeller, özgeci cezalandırmanın, insan işbirliğinin evriminde son derece güçlendirici olduğunu ortaya koyuyor. Yapılan deneylerde, eğer ki özgeci cezalandırma mekanizması işlemezse, yabancılar arasındaki işbirliğinin de bölündüğü görülüyor. Yani ihanet edenin cezalandırılması söz konusu ise, grup içindeki işbirliği de güçleniyor. PET TARAMALARI Yürütülen deneylerde, pozitron emisyon tomografisi (PET) kullanılarak, deneklerin beyinlerindeki kan akışı ölçüldü. Araştırmaya katılan her deneğin damarlarına belli bir işaret gösteren su enjekte edildi ve sonrasında da su kan aracılığıyla taşınıp beyne ulaştığında kişinin beyni görüntülendi.Belirli bir beyin bölgesindeki serebral kan akışında artış görülmesi, bu bölgede daha fazla beyin aktivitesi gerçekleştiği ve daha fazla oksijen tüketimi olduğu anlamına geliyor. Yürütülen deneyde, para değişimine dayalı bir oyuna katılan erkek deneklerin beyin aktiviteleri tarandı. Oyun kuralı gereği; "eğer ki, bir oyuncu ortak fayda yerine kendi çıkarına dayalı bireyci bir seçim yaparsa, diğer oyuncu bu kişiyi cezalandırma hakkına sahip olacaktı" şeklinde değerlendiriliyor. DUYGUSAL DENGE Özgeci cezalandırma, kişisel çıkarlar açısından irrasyonel gözüküyor. Fakat yürütülen çalışma, özgeci cezalandırmanın “soğuk yenen bir yemek” yerine intikamın tohumlarını eken bir tutku olabileceğini göstererek bu irrasyonel davranışı açıklıyor. Dorsal striatumdaki aktifleşme, sosyal kuralları bozan kişilerin cezalandırılmasının bir sonucu olarak beklenilen hazzın bir yansıması olduğu ifade ediliyor. Yani aktifleşme arttıkça, insanlar cezalandırmaya daha istekli hale geliyor. Görünüşe göre, bir kişiden ya da gruptan zarar gördüğümüzde, intikam hissi, beynimizin ödül merkezlerinde bir beklentiye sebep oluyor ve cezalandırma ortaya çıktığında, bu durum beynimizin haz ve tatmin bölgelerinde aktifleşmeye neden olduğunu ortaya koyuyor.   (Güçlü ANADOLU )

Editör: TE Bilisim