İstanbul Fatih’te dört kardeş ilaç içerek yaşamlarına son verdi. Vefat eden bu kişiler ise 50-60 yaş arasında. İnsanların emekli olduğu, artık daha huzurlu ve rahat bir hayat süreceği bir yaşta bu dört kardeş hayatlarını kaybetti. Polis bir cinayetten çok intihar olmasından şüpheleniyor. Çünkü kapıda içeride siyanür var polisi arayın şeklinde bir not da bulunmuş. Yani bu dört insan kendi hayatlarına, kendi kararlarıyla son vermişler. O yaşa gelip ölmeye karar verecek kadar zor bir hayatları olduğu belli. Hayat akıp giderken kimin nasıl yaşadığını, mutlu mu huzurlu mu olduğunu bilmek çok zor. İnsanlar içlerinde ne yaşıyorlar, ne zorluklarla uğraşıyorlar, nasıl bir yaşam mücadelesi veriyorlar bilemiyoruz. Bunlarla karşılaşmamak için çevremize karşı biraz daha duyarlı olmalıyız sanırım. Sıkıntısı olan bir tanıdığımız olduğunda sorunu nasıl çözebiliriz diye düşünmeliyiz. Çünkü yaşadığımız dönemde insanlar hayatlarından vazgeçmeye, savaşmaktan daha meyilliler. Kimsenin bir şeyler için uğraşası gelmiyor. Belki ne yaparsak yapalım sonuçsuz kaldığından, belki umutların tükendiğinden. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; 2002 – 2018 dönemini kapsayan 17 yılda 50 bin 378 kişi hayatına son verdi. Verilere göre söz konusu dönemde, Türkiye’de her sene ortalama 2 bin 963, her ay 246, her gün 8 kişi intihar etti. Bu oran gerçekten yüksek bir oran. Her gün neredeyse 8 kişi kendi isteğiyle hayatından vazgeçiyor. İntihar vakalarının bu kadar artması, sosyal eşitsizlik, psikolojik sorunların artması, insanların mutsuz olması gibi birçok faktöre dayanıyor. Evet yaşadığımız dünya pek yaşanılası bir dünya değil ama bu hayat bize bir kere veriliyor. Elimizden geldiğince güzelleştirmeli ve onun için çabalamalıyız.

Editör: TE Bilisim