Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar ile indirim günleri diye adlandırılan günlerin tüketicilere olan etkisine ilişkin konuştuk. Çakar, indirim günlerinin bir yasal düzenlemeye bağlanması gerektiğini ifade ederek, “İndirimli satışlarda tüketicilerin aldatılıyor, istismar ediliyor. Tüketiciler firmaların istismar edici tavırlarına karşı dikkatli olsunlar, aldanmasınlar.” dedi. Dünyada ‘Black Friday’, Türkiye’de ise ‘Muhteşem Cuma’ olarak bilinen ve firmaların indirime girdiklerini iddia ettikleri gün olan Muhteşem Cuma, 1961 yılından bu yana tüm dünyada uygulanıyor ve bu yıl 29 Kasım 2019 tarihinde başlayacak. Tüketici örgütleri ise firmaların, indirime girdiklerini ilan ettiklerini fakat birçoğunun esasında indirim yapmadıklarını ifade ederek tüketicileri temkinli olmaya çağırıyor. “TÜKETİCİLER İNDİRİMLERE KARŞI TEMKİNLİ DAVRANMALILAR” Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, indirim günleri diye addedilen günlerde indirim yapıldığına inanmadığını ifade ederek, indirimli ürün satmanın artık Türkiye’de gelenekselleşmiş vaziyete geldiğini ifade etti. Çakar, firmaların kapatıyoruz, indiriyoruz, gidiyoruz gibi sloganlarla tüketicileri kendilerine çekmeye çalıştıklarını ama çoğu zaman kapatıyoruz diye mağazasına ilan asanların mağazalarını kapatmadıklarını ve tüketicileri kandırdıklarını ifade etti. İndirime dair çeşitli kuralların önceden olduğunu ama zamanla hepsinin birer birer kaldırıldığını belirten Çakar, “Eğer ki bir indirim söz konusu ise önceki fiyat ile indirimli fiyatın etikette yazması gerekiyor. Yazsa dahi yazılan fiyatın ne kadar doğru olduğu da tartışılır” dedi. Tüketiciler indirimlere karşı temkinli davranmaları gerektiğine dikkat çeken Çakar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tüketiciler güvendikleri, düzenli şekilde alışveriş yaptıkları ya da fiyatlarını takip ettikleri mağazalardan ya da firmalardan alışveriş yapmalılar. Ya da genelde indirimler sezon sonu diye adlandırılan mevsimlerin sonlarında yapılıyor. Sezon sonlarını bekleyip o vakitlerde alışveriş yapabilirler. Sadece sezon sonunu beklemek yeterli değil. Tüketici sadece bir giyim mağazası vitrininde sergilediği ürünleri mi indirime koyuyor ya da vitrinde olmayan, satılmayan ürünlerimi indirime koyuyor buna da dikkat etmelidir.” “FİRMALAR İÇİN YASAL DÜZENLEME GETİRİLMELİDİR” Tüketicilerin kandırılmamak için her şeyi yapmalarının mümkün olmadığını dile getiren Çakar şunları söyledi: “Bunların hepsi resmi kurumların eliyle yapılan bir denetim sonucunda gerçekleşmelidir. İndirim ile ilgili ne yazık ki kurallar yok, önceden vardı kaldırıldı. Bununla ilgili yasal düzenlemeye, mevzuatlara ihtiyaç var. Firmaların yasal düzenlemelere uyup uymadıkları da gene resmi kurumlar tarafından kontrol edilmelidir. Etiketlere yazılan indirimli fiyatlar gerçekten indirimli fiyat mı? İndirimden önceki fiyatı sadece etiket üzerinde yazan ve doğru olmayan bir fiyat mı? İndirimli gün sayısı kaç gün sürecek? Bunların hepsi kontrol edilmeli ve hazırlanan mevzuatta yer almalıdır. Bu düzenlemeler belediyelerin eliyle sağlanabilir. Ya da Ticaret Bakanlığı’nın İl Ticaret Müdürlükleri ile de sağlanabilir. Kime yetki verildiyse artık o kurum takip etmeli ve gerekli düzenlemeleri yapmalıdır. Firmalar da yetkisini düzenlemeyle ilgilenen kurumlardan almalıdır.” “TÜKETİCİLER PSİKOLOJİK OLARAK TÜKETMEYE ZORLANIYOR” İndirim günleri diye adlandırılan günlerin tüketicileri istismar ettiğini ifade eden Çakar, tüketicilerin psikolojik olarak tüketmeye zorlandıklarını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Genel olarak insanlar yapılan reklamlarla gün boyunca televizyonlarda, radyolarda, sosyal medyalarda, billboardlarda karşılaşıyorlar. Çocuk annesinden doğar doğmaz reklamlarla karşılaşıyor dersek abartmış olmayız. Reklamlar tüketicilerin algısını yönlendiren, tüketim eğilimlerini belirleyen araçlardır. Bu ise tüketim toplumunun tipik göstergesidir.” Anneler günü, babalar günü, yılbaşı, muhteşem cuma gibi günlerle tüketicilerin sürekli tüketmeye sevk edildiklerine dikkat çeken Çakar, “Bunlar hep firmaların para kazanma yollarının göstergesidir. Burada ise istismar edilen tüketicilerdir. Tüketiciler de ne yazık ki bu tuzağa düşmüş durumda” dedi. “TÜKETİCİLER GÜVENDİKLERİ FİRMALARDAN ALIŞVERİŞ YAPMALILAR” Tüketicilerin indirimli günlerde istismar edilmemeleri için çeşitli öneriler sunan Çakar şunları dile getirdi: “İlk elden yapılacak şey indirimli günlere dair bir yasal düzenleme getirilmelidir. Bu düzenlemede yetki verilecek resmi kurumlar da tüketicileri düşünerek kararlar almalıdır. Tüm bunlar yapılırken tüketici örgütlerinden de görüşler alınmalı, onlar da bu sürece dahil edilmelidir. Ancak mevzuatı düzenlemek yetmez, denetime ağırlık verilmeli ve bu bir güvenceye bağlanmalıdır. İndirim yapılacağı zaman her firma yetkisini alıp, sonrasında indirime girdiğini duyurmalıdır. Eğer ki bu saydıklarım gerçekleşmezse insanlar da aldatılmaya devam ederler.” İndirimli satışlarda tüketicilerin aldatıldığını, istismar edildiğini ifade eden Çakar tüketicilere ilişkin ise şu öneride bulundu: “Tüketiciler firmaların istismar edici tavırlarına karşı dikkatli olsunlar, aldanmasınlar. Güvenilir firmalardan düzenli olarak alışveriş yapsınlar. Tabi vatandaşın da her firmayı bilmesi ya da her firmaya güvenmesi mümkün değil. Genelde neresi daha indirimli ise oradan alışveriş yapıyorlar. Yine de birçok firmayı gezerek, fiyat kontrolü yaparak ve fiyat karşılaştırması yaparak alışverişlerini yapmaları kendilerinin karına olacaktır.” Son olarak, tüketicilerin bir ürünü alırken ihtiyacı olup olmadığına bakması gerektiğini ifade eden Çakar sözlerini şöyle sürdürdü: “Esasında insanların ihtiyaçları da karışmış durumda. TÜİK’in verilerine göre yaklaşık 70 milyon kişinin geliri sınırlı ve dar gelirli ya da yoksulluk sınırında yaşayan insanlar olarak ifade ediliyorlar. Bu nedenle o insanlar birinci ihtiyacım ne olmalıdır ve ben neye harcama yapmalıyım diye düşünmekte. Tabi o aileler için ise birinci ihtiyacı gıda oluşturmaktadır. İhtiyaçlarında öncelikleri ne ise ona göre alışveriş yapmaları kendilerinin yaranına olacaktır.” (Türkan ÇATAL YILDIZ)  
Editör: TE Bilisim