Toplumlar, sürekli olarak bir dönüşüm ve değişim içerisinde, kültürel yapılarını koruyup geliştirmektedirler. İletişim işte böylesi bir dönüşümün içerisinde toplumun kültürel kodlarının bir bileşeni olarak ortaya çıkar. Bu işleyiş, en yalın haliyle geniş bir iletişim ağının ortaya çıkmasına yol açmıştır. İnsanlık tarihi pek çok kültürel değerin asırlar boyunca aktarımıyla gelişim göstermiş, öyle ki, Homo sapiens, üst paleolitik dönemde İspanya’nın kuzeyindeki Altamira mağarasına yaptığı duvar resmi ile aslında bir kültürel mirası bizlere bırakmıştır. Bu miras, insanın iletişim kanallarının gelişimindeki ilk uğrak olmakla birlikte, iletişimin aktarım zenginliğinin de ilk örneği olarak görülebilir.

İletişim insanoğlunun zorunlu ihtiyacıdır. Geçmişten günümüze insanlar, değişik yollar kullanarak iletişim kurmaya çalışmıştır. İnsanlar bu zorunlu ihtiyaçlarını gidermek ve kolaylık sağlamak için zaman içerisinde sürekli gelişme göstermişlerdir. İnsanlığın ilk dönemlerinde iletişimde sadece ses vardı. Bu nedenle konuşmak, haberleşmenin ve iletişimin başlangıcını oluşturmuştur. Bu sürecin sonu Telgrafla, radyoyla, Sinemayla, Televizyonla ve Bilgisayarla gelişim göstermektedir. Ve bu süreç kitlesel iletişim araçlarıyla gün gün gelişmeye devam etmektedir.

İnsanların ilk başlarda çıkardıkları sesler rastgele, doğayı ve daha çok hayvanları taklit ederek çıkardıkları seslerdi. Zaman içerisinde belli konuları anlatabilmek için aynı sesleri kullanarak dilin ortaya çıkmasını sağladılar. Dünya çapında anlık haberleşme modern dünyanın belirleyici niteliği haline geldi. 200 yıl önceye kadar, uzağa giden mesajlar ancak onları taşıyan at veya gemilerin hızıyla seyahat edebiliyordu. İletişimi değişime uğratan şey 19. yüzyılda elektriğin kullanıma girmesi oldu.

Fransız ordusu 18. yüzyılda gemiler arasında talimatları iletmek için semafor bayraklarının kullanıldığı bir sistem geliştirdi. 1790'lardan itibaren semafor, karada da kullanılmaya başlandı. Birbirini görebilen istasyonlar büyük sinyal cihazlarıyla şifreli mesajlar gönderiyordu. 1830'larda geliştirilen elektrikli telgraflar bu sistemin yerini aldı. Amerikalı Samuel Morse geliştirdiği basit bir aç-kapa anahtarıyla üretilen kodların kablo vasıtasıyla iletildiği güçlü ve uygulanması kolay bir sistem üretti. 1860'larda telgraf hatları kıtaları sardı ve su altı kabloları okyanuslar arasında anında haberleşmeyi mümkün kıldı.

19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyıl başlarında telefonun bulunması konuşmaların elektronik olarak iletilmesini sağladı. Radyo dalgalarının sesi iletilebileceğinin keşfi yeni bir yayın imkanı yarattı. 1920'lerden itibaren eğlence ve haber temin eden "telsiz setleri" evlerin alışıldık bir parçası haline geldi. Ancak televizyon 1950'lere kadar bir kitle iletişim aracı haline gelmedi. Birkaç gelişim çizgisi İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ''Bilgi Çağını" yaratarak iletişimi devrime uğrattı. 

Transistörlerin kullanıma girmesi elektronik cihazları küçülterek ucuzlattı ve füze teknolojisindeki ilerlemeler uyduların uzaya konuşlandırılarak iletişim ağlarına küresel erişim imkanı sağladı. Dijital teknolojinin ve 1980'lerden itibaren mikro işlemcilerin başarısı bilgisayarları evrensel hale geldi. Bilginin dünya çapında dolaşım kapasitesi artık sınırsızdı.

Editör: TE Bilisim