Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Atatürk Orman Çiftliği arazisinin Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçilik arazisi olarak satışının gündeme gelmesi üzerine basın açıklaması yaptı. Algı yönetimi yapmadıklarını ve arazinin şartlı bağış ile Gazi Üniversitesine devredildiğini hatırlatan Candan, ‘’Hukuksal süreci başlatıyoruz. Hepsiyle ilgili suç duyurusunda bulunacağız’’ dedi. 2006 yılından beri AOÇ arazilerinin fikri takiplerini yürüttüklerine değinen Candan, ‘’Günlerdir AOÇ arazisiyken, bugün ABD Büyükelçiliğine satılmış olan arazi ile ilgili kamuoyu konuşuyor ve tartışıyor. Dün itibari ile Bekir Bozdağ bir açıklama yaptı; Gerçek değildir, algıyı yönetiyorlar şeklinde. Mimarlar Odası hiçbir zaman algı yönetmedi. Bizim algı yönetecek ne organizasyonlarımız var ne de basın-yayın gücümüz var, böyle bir yaklaşım içerisine girmedik. Biz her zaman bilim ve tekniği halkın hizmetine sunmak ve doğru bilgilenme sağlamak için çalışan bir örgütüz. AOÇ arazilerine ilişkin ise çok uzun süreden beri, ardı arkası kesilmeyen ve fikri takip dediğimiz, her sürecini takip ettiğimiz bir mücadele yürütüyoruz. Ki bunu da 2006 yılında AOÇ arazilerinin, büyükşehir belediyesine plan yapma yetkisi verilmesi davalar süreciyle başlayan bir süreç. Bu takipler süreci içerisinde, bize yardımcı olan dostlarımız var. Gerçekten AOÇ arazilerine ilişkin talana dair sıkıntıları olan ve bize belge veren, kent izleme merkezimizde, 60’a yakın hocamızla birlikte bu süreci yakından takip ediyorlar. Bu süreç içerisinde, AOÇ arazisiyken, Gazi Üniversitesi’ne verilen, ardından TOKİ’ye, TOKİ’den de ABD Büyükelçiliğine ne satılan, 29095 ada da bizim fikri takip sürecimize girdi’’ dedi. GAZİ ÜNİVERSİTESİ 10 MİLYON LİRA ÖDEDİ Gazi Üniversitesi’nin, araziyi 10 milyon liraya devrettiğini söyleyen Candan, ‘’AOÇ arazileri, bir kanun yoluyla talan ediliyor. AOÇ arazilerinin devri en son 1983 yılında yapıldı. Hem Milli Savunma Bakanlığına hem de Gazi Üniversitesine arazilerin devri yapıldı. Gazi Üniversitesine devir yapılırken, tıp fakültesi yapılması için bir devir yapıldı. Gazi üniversitesi bunu AOÇ ile protokolünü yaparak aldı. Biz bu süreci takip ederken, hem Gazi Üniversitesinden hem de AOÇ Genel Müdürlüğünden, AOÇ arazilerinin, Gazi Üniversitesine devrinin protokollerini tarafımıza gönderin talebinde bulunduk. Yani bu alanın AOÇ alanıyla alakası yok dememek gerekiyor. Bu alanın AOÇ ile bir ilişkisi var. Bu alan Atatürk’ün parası ile alınmış, daha sonra kanunla tıp fakültesi yapılması için, kamu yararı yaklaşımıyla Gazi Üniversitesine devredilmiş bir alan. Gazi üniversitesi, kendisine tıp fakültesi yapılması amacıyla devredilmiş bu arazinin parasını TOKİ’ye devirden 2 yıl önce ödemiş. 1991 yılından itibaren bu alanların satışının yapılması için para ödeniyor. Gazi üniversitesi, 1991 yılında 21 lira ödemiş. Toplamda 10 milyon 591 bin 207 lira ödemiş. Bu 10 milyon liranın, 6 milyon lirasını 2008 yılında ödemiş. Bunu nasıl bir bütçeyle ödemiş bilmiyorum. Bunu kamuoyunun araştırması gerekiyor’’ şeklinde konuştu. KONUT VE TİCARET ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ 2013 yılında konuyu kamuoyu gündemine sunduklarına değinen Candan, ‘’Bunu ödedikten sonra bu araziyi TOKİ’ye satıyor. Sonra hemen bir plan değişikliği daha yapılarak, bu alan konut ve ticaret alanına dönüştürülüyor. Bununla birlikte birkaç parsel daha konut ve ticaret alanına dönüştürülüyor. Oysa AOÇ arazilerinin 56/59 sayılı AOÇ kanuna göre, üzerinde, konut, ticari ve sanayi gibi şeyler yapılamaz. Yani Atatürk’ün şartlı bağışı dışına çıkan herhangi bir şey yapılamaz. Bu çok açık. AOÇ arazisiyken size tıp fakültesi yapılması için verilen bir alanı, siz alıyorsunuz ve bunu TOKİ’ye veriyorsunuz. TOKİ, konut ticaret alanına dönüştürüyor. Sonra ABD Büyükelçiliğine ile görüşmeler başlıyor. ABD Büyükelçiliğine ne satmak üzere ilke kararına varılıyor. Bu konuyla ilgili 2013 yılında kamuoyu gündemine taşıdık. Belge ve bilgileri elde etmeye çalıştık, özellikle satış protokollerini elde etmeye çalıştık ve bize ticari sır veremeyiz dediler. Onun üzerine yargı yoluna başvurduk. Yargı evet veremezler dedi. Bir üst mahkeme vereceksiniz dedi. Bize, imzasız mühürsüz, satışla ilgili bedeli olmayan bir belge gönderdiler’’ diye konuştu. ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ İLE GÖRÜŞTÜK Araziden vazgeçilmesi için ABD Büyükelçiliğine de açıklama yaptıklarını söyleyen Candan, ‘’Bu arada 3 kere, AOÇ ABD’ye satılamaz diye eylem yapıldı. Bu süreci hep ABD Büyükelçiliğine ne yönelik de buradan vazgeçin denildi. ABD Büyükelçiliğine diyor ki biz bunu TOKİ’den aldık diyor. Biz Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu olarak ABD Büyükelçiliğine ile de görüştük. Buradan vazgeçin, burası AOÇ arazisi ve tıp fakültesi yapılmak üzere Gazi Üniversitesine verildi dedik. Onlar, hükümetiniz bize burayı gösterdi dedi. Bu konuya ilişkin tepki ve tavrın devam edeceğini ve bu sürecin bitmeyeceğini onlara da ifade ettik. 2016 yılının başında, ABD Büyükelçiliğine oraya dair projeleri hazırlamış ve Mimarlar Odasını, belirli üniversitelerin belirli hocalarını projeyi tartışmak üzere davet etti. Projenin hiçbir boyutunun tartışılmaması ve vazgeçilmesi kararı ile gittik. Üniversitelerden gelen hocalar da bu alandan vazgeçin dediler’’ ifadelerini kullandı. TAPU KÜTÜĞÜNÜN HİKAYESİNİ PAYLAŞSINLAR İki ayda bir ruhsat ve plan değişiklik bilgilerini yetkililere sorduklarının altını çizen Candan, ‘’Biz 2 ayda bir bu süreci takip ediyoruz. Dolayısıyla biz bu noktada, her 2 ayda bir 5 kurumdan ruhsat soruyoruz. Ruhsatla birlikte plan değişikliklerini soruyoruz. Derdimiz, ruhsata ve plan değişikliğine dava açmak. Bu arada, Gazi Üniversitesi yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduk, AOÇ yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduk. Ama suç duyurularımızın hepsi reddediliyor. AOÇ alanlarına ilişkin kanun çok açık ve netken, Gazi Üniversitesine, kamusal bir taleple, tıp fakültesi yapılmak üzere verilmişken, algı yönetimi yapılıyor diyorlar. Sonuçta bu 29095 ada şu anda ABD toprağı. Ama burası Atatürk’ün parasıyla alınmış bir AOÇ toprağıydı. Bu kadar açık. Oradan Gazi Üniversitesi’ne, oradan TOKİ’ye, TOKİ’den ABD Büyükelçiliğine, AOÇ arazisinin bir başka ülkenin arazisi olması sürecini yaşıyoruz biz. Bütün belgeler elimizde. Mesela şunu yapsınlar. Herkese açık bir şekilde tapu kütüğünün hikayesini koysunlar’’ dedi. VİCDANEN KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL Askeri darbe döneminde arazinin devrinin gerçekleştiğini ve darbe kararına karşı çıktıklarını belirten Candan, ‘’Burası AOÇ arazisiydi. Kamu yararı bir yaklaşım için Gazi Üniversitesine tıp fakültesi yapılması için verildi. Şimdi bütün bunlara baktığımızda AOÇ arazilerinin satışı sistematik olarak devam ediyor. Bugün Çukurambar’da yapılması planlanan bölge açık bir şekilde AOÇ arazisine ait. Bütün bu alanların ilk menşei, AOÇ arazileri. Hukuk açısından şöyle bir tartışmalı durum var. Bakın siz, kendi paranızlar aldığınız bir araziyi, bağışlıyorsunuz. Şartlı bağışlıyor ve ne için kullanılması gerektiğini ifade ediyorsunuz. Sizin şartlı bağışınız dışında, kanunla ya da başka bir yöntemle, bağışın niteliği ve şartı değiştiriliyor. Bu olabilir mi? Bu Türkiye’de adalet ve hukuk arayışında çok önemli bir durum. Yani sizin bir şartınız var ve ‘’Ben buraya bu amaçla bağışlıyorum’’ diyorsunuz. Siz ona kanun çıkartıyorsunuz devrediyorsunuz, başka bir kanunla o da başka birine devrediyor. Ve sizin şartınız bir anda başka bir şeye dönüşüyor. Kanunla devredilmiş, askeri darbeyle devredilmiş deniliyor. Biz zaten askeri darbeleri eleştirmiyor muyuz? Böylesi bir süreçte askeri darbenin aldığı karara sığınıyorsunuz. Dolayısıyla AOÇ arazilerinin talanı devam ediyor. Bugün burası yabancı topraklara ait bir yer haline geldi. Bizim bunu ne vicdanen ne de hukuken ne de cumhuriyetin mimarları olarak kabul etmemiz mümkün değil’’ ifadelerini kullandı. HUKUKSAL SÜRECİ BAŞLATIYORUZ AOÇ arazisiyle ilgili hukuksal süreç başlattıklarını söyleyen Candan, ‘’Hukuksal süreç başlatıyoruz. Suç duyurusu yaptık. Bütün hepsiyle ilgili suç duyurusu yapacağız. Yeniden reddetsinler, yeniden sonuç çıkmasın. Ama tarihe not düşülsün. Yani AOÇ arazisiyken bu ülkenin kurucusunun bize emanet ettiği bir alanın, nasıl ABD Büyükelçiliğine ne satıldığına dair tarihe not düşülsün istiyoruz’’ yorumunu yaptı. O ARAZİYİ SATAMAZSINIZ TOKİ’nin ABD Büyükelçiliğine araziyi ne kadar fiyata devredildiği sorusu üzerine Candan, ‘’TOKİ’nin protokolü henüz elimizde yok. Bu nedenle ne kadara devredildiğini bilmiyoruz. Burası AOÇ arazisiydi. AOÇ arazisinden sürekli bir devirler ve satışlar dönemi yaşanıyor. Sayıştay raporları diyor ki, amacı dışında kullanılan her arazi, AOÇ’ye devredilmelidir. Şimdi, burada AOÇ arazisi Gazi Üniversitesine devredilmiş. Tıp fakültesi yapılması için devredilmiş. Siz orayı tıp fakültesi yapmaktan vazgeçtiyseniz, AOÇ’ye tekrar vereceksiniz. Şimdi tıp fakültesi olarak yapmaktan vazgeçiyor ve TOKİ’ye satıyor. Tapu sistematiğine baktığınızda orası Gazi Üniversitesinin arazisi deniliyor. Ama orası Gazi Üniversitesine, tıp fakültesi yapması için verilmiş. Tıp fakültesi yapmayıp sen o araziyi satamazsın. Çünkü onun menşei AOÇ arazisi’’ ifadelerini kullandı. AMACI DIŞINDA KULLANILIYORSA PEŞİNDEYİZ AOÇ arazileriyle ilgili şartlı bağış ve vasiyet ihlali davalarının açıldığını ve 4. Mahkemede reddedildiğini söyleyen Candan, ‘’Şu anki belirledikleri AOÇ sınırlarının hepsi tartışmalı. Atatürk’ün vasiyeti ve şartlı bağış ihlali davası açıldı. Ama 4. Mahkemesinde reddedildi. Yani Atatürk’ün bütün bağışladığı sınırların tespit edilmesi ve şartlı bağış olunmayanların AOÇ arazisine ilişkin dava açıldı, dava kabul edildi, vasiyet istendi, şartlı bağış belgesi istendi, kişilerin belgeleri istendi sonra reddedildi. Dosya şu anda Yargıtay’da. Yani fiilen içindeymiş, dışındaymış tartışmasına girmiyoruz biz. Bunun menşei AOÇ arazisi. Bu kadar açık. Bu arazilerin her birinin peşindeyiz biz. Amacı dışında kullanılıyorsa, yani eğitim, sosyal, yeşil alan tarım gibi konuların dışındaysa peşindeyiz’’ diye konuştu. BOTANİK PARKIN ORTASINDAN YOL GEÇEMEZ AOÇ arazilerinden birine Botanik Bahçesi yapıldığını ve kamu yararı taşıdığı için desteklediklerini fakat ortasından geçecek yola dava açacaklarını söyleyen Candan, ‘’Örneğin, Turna Pınarı denilen bölgede bir süreç işliyor. Botanik bahçesi yapılıyor. AOÇ arazisi Botanik Bahçesi yapılıyor ve ortasından da bir yol geçiyor. Mesela biz buraya dava açtık. Ama Botanik Park yapılmasına dava açmadık, ortasından geçen yola dava açtık. Botanik parkın ortasından yol geçmez diye. Botanik Parkı ile ilgili, Tarım Bakanlığından yetkililer geldi, bize durumu anlattılar, biz yerinde inceleme yaptık, amacına uygun kullanıldığına ilişkin projelerini gördük ve tamam dedik. Ama bu yol Botanik Parkın ortasından geçerse bu yola dava açarız dedik. Dolayısıyla, fiilen içindeymiş dışındaymış tartışmasına girmiyoruz. Oranın ilk tapusu kimindir, AOÇ’nin. O arazi alınırken, ilk parasını kim vermiştir, Mustafa Kemal Atatürk. Gazi Üniversitesi sen bu aldığın araziyi alıyorsun da tıp fakültesi yapmadan neden satıyorsun. O zaman o dönemin rektörü, onun bu parasını ödemesi konusunda para ayıranların hepsi suçlu. Ortada bir hukuksuzluk var’’ ifadelerini kullandı. (Rozita Merve Hamidi)    

Editör: TE Bilisim