Huawei P9 Lite 2017 akıllı telefon tanıtımı ve Huawei markasının 2017 hedeflerinin Huawei Türkiye Tüketici Ürün Grubu Pazarlama Direktörü Cem Sezer ev sahipliğinde paylaşıldığı şehirlerarası turun 3. durağı Hilton Otel’de gerçekleşti. Pazarlama Direktörü Cem Sezer büyük şirketlerin Türkiye’den çekilme kararlarına ilişkin, ‘’Huawei için böyle bir durum söz konusu değil, Türkiye bizim için Stratejik bir noktada’’ dedi. Huawei Türkiye Tüketici Ürün Grubu Pazarlama Direktörü Cem Sezer; “Huawei olarak Türkiye’deki büyümemizi sürdürürken, lokal pazarların gücünü göz ardı etmeksizin, bu pazarlardaki potansiyeli en iyi şekilde karşılamak ve doğru adımları atmak üzere sizleri şehrinizde ziyarete geldik. Ankara bizim çok önem verdiğimiz illerin başında geliyor. Hedeflerimiz büyük. Bu hedef doğrultusunda toplam marka deneyimi bizim için büyük bir önem taşıyor. Üründen satış sonrasına eksiksiz bir hizmet anlayışı sunmak önceliğimiz. Amacımız, Huawei’yi tercih eden tüketicilere kusursuz bir cep telefonu deneyimi yaşatmak ve bir sonraki tercihlerinin yine Huawei markasından yana olmasını sağlamak. Ankara’ya özel kampanyamızla Huawei P9 Lite 2017’yi bluetooth hoparlör hediyesiyle sunuyoruz” dedi. AR-GE ÇALIŞMALARI ÖNCELİĞİMİZ Cem sezer, şirketin kısa bir zaman için dünya iletişim sektörünü yönlendirdiğini belirterek, ‘’akıllı telefonlar nereye gidiyor diye soruyoruz ve Huawei neler yapıyor onları da paylaşmak istiyoruz. Neden Huawei en büyük teknoloji şirketlerinden bir tanesi. Çünkü çok hızlı bir büyüme ve gelişme gösteriyor. Dünyada iletişim sektörünü yönlendiren bir dönüşüm 30 yıllık bir sürede ulaştı. Dünyadaki iletişim teknolojilerini yönlendiriyor. Teknoloji alanında özellikle Ar-Ge yatırımlarının bir sonucu. Dev bir kampüse sahip ve bu kampüsler dünya geneline yayılmış durumda’’ ifadelerini kullandı. TÜRKİYE’DE İSTİHDAM PROJELERİNİ ÜSTLENMİŞ DURUMDA Huawei’in Ar-Ge çalışmalarına öncelik verdiğini ve birçok alt yapı sisteminin temelini oluşturduğunu söylen Sezer, ‘’Dünyada bu kadar büyük sayılı şirket var. 176 bin çalışanı var ve en önemlisi bu çalışanların 79 bini sadece araştırma ve geliştirme yapıyor. Çalışanlar içinde tabi ki biz de varız. İşin asıl arka tarafındaki kahramanları 79 bin civarında Ar-Ge çalışanları. Yeni teknolojiler üreten, her gün yenilikler yaratan, sektöre yön veren gelişmeler üreten çalışanlar. Huawei, 16 ülkede Ar-Ge çalışmaları yapıyor. Türkiye Ar-Ge çalışmalarında önemli bir yere sahip. İstanbul’da da bir Ar-Ge merkezimiz var. En önemlisi, 600’ün üzerinde genç, teknoloji üretiyorlar. Bu çok bilinen bir şey değil aslında. Çünkü Türkiye’de böyle bir yatırım yapan şirket sayısı çok az ve bu çocuklar, geliştirdikleri yazılımları, yurtdışına satıyorlar. Ciddi bir gelir elde ediyorlar. Dolayısıyla Huawei, Türkiye’de istihdam sağlamak ve özellikle yeni mezun, bu işte ilerlemek isteyen gençlere yol açmak için de ciddi anlamda bir sosyal sorumluluk projesini üstlenmiş durumda. Türkiye’de birçok şirket, özellikle yabancı şirketler buna benzer yatırımlar yapmak yerine, işi daha çok ticari boyutuyla değerlendiriyor. Türkiye’de yatırım yapan şirketlerin bu tip çalışmaları yapması çok önemli. Tüm bu ekosistemde, 9 milyar dolarlık yatırım yapılıyor. Darısı bizim başımıza diyoruz. Çünkü 9 milyar dolarlık bir yatırım birçok markayı satın alabilecek bir para. Tüm bunların sonucunda dünyada sırlamalara baktığınız zaman, en değerli marka listesinde, Huawei, 40.sırada. Buradaki markalar, dünya markaları dediğimiz, aklınıza gelen bütün markalardan oluşmakta. Dolayısıyla, Huawei, çok ciddi bir atlım gerçekleştirmiş durumda. Huawei, büyüyen ve gelişen Çin’in, gelişim ve büyümesine de etkisi var’’ dedi. TÜRKİYE’NİN YÜZDE 70’İ KULLANIYOR Şirketin sıralama listelerinde üst sıralarda olduğunu altını çizen Cem Sezer, ‘’Dünya en büyük şirketle 500 listesinde, Huawei 83.sırada. Türkiye’den bir şirket var o da Koç Holding. Dünyadaki 500 şirketin arasında Koç Holding’in olması bizim için bir gurur. Dolayısıyla, Huawei, sektöre yeni girmiş, cep telefonları üreten ve satan bir şirket olmasının yanı sıra ciddi alt yapı çalışmaları üreten bir şirket. Dünya nüfusunun da aslında, 3’te 1’i her gün Huawi teknolojileri ile öne çıkıyor. Türkiye’de bu rakam yüzde 70’ler seviyesinde. Yani aslında biz, Huawei cep telefonlarını kullanmasak da, Huawei’in kurduğu GSM altyapısı, baz istasyonları, 4,5G teknolojiler gibi altyapılarıya, aslında Türk insanının yüzde 70’i bir şekilde Huawei teknolojilerini kullanmış oluyor. Elimizdeki internetten, günlük görüşmeler yaptığımız iletişim ağlarına kadar’’ yorumunu yaptı. MARKA BİLİNİRLİĞİ ARTTI 2016 yılından 2017 yılına kadar marka bilinirlik alanında Huawei’in yüksek bir performans sergilediğini söyleyen Sezer, ‘’Marka performans bizim için çok önemli bir kriter. Özellikle Türk tüketicisi, markaya çok değer veren bir toplum. Avrupa ve Amerika’da bu durum daha farklı. Orada insanlar fiyat performans değerlendirmesini çok rahat yapabiliyor. Bunun bir sürü farklı neden var. Türk tüketicisi için, bizim de bulunduğumuz, Rusya ve Ortadoğu için marka çok önemli. Cep telefonu markası ve araba bizler için bir statü sembolü. Dolayısıyla bu durumda, dünyada da böyleyken, Türkiye’de marka yatırımı çok daha önemli. Huawei, Türkiye ofisi benim ve ekibimin temel odaklandığımız nokta, bu markayı, her geçen gün, öncelikli olarak daha bilinir yapmak ve daha sonra tercih edilebilir kılmak. Biz bunu yapmadığımız sürece pazardaki çabalarımız yarım kalır. Dolayısıyla bizim, yaklaşık bir yıldır temel hedefimiz bu. Dünyadaki sonuçlara baktığımız zaman, 2016 rakamlarımız 38’den 46’ya yükselmiş durumda. Bu marka bilinirliği açısında, aslında önemli bir sıçrama. Fakat bu araştırmanın 2017’yi anlatan gerçek versiyonu, bize ekim ayında gelecek. Markalar, genelde, pazardaki 3 ay ve 6 aylık araştırmalarla ölçerler. Geçmiş deneyimlerimizden bunu biliyoruz. Bu araştırmalarda, 3 ay bizim için uzun geldi. Türkiye’de, pazar ve marka bilinirliğini 15 gün sürelerle takip ediyoruz. Bu Türkiye’de bir ilk. Geçtiğimiz son 15 günde, marka bilinirliği yüzde 70 olarak belirlendi. 2016 Ekim ayından, 2017 Temmuz ayına kadar oran yüzde 46’dan yüzde 70’e yükseldi’’ dedi. ŞİRKETİN YÜZDE 98’İ ÇALIŞANLARA AİT Cem Sezer sözlerine şöyle devam etti, ‘’Bu şirketin büyümesinde önemli bir diğer unsur, Huawei yönetim kültüründen kaynaklı. Öncelikle bizim şirketimizde, 3 CEO’muz var. CEO’larımızdan biri diğerinden üstün değil. 6 aylık bir sürede yer değiştiriyorlar. Her başlayan yenilenmiş olarak işe başlıyor. Bu şekilde şirket CEO’larını sürekli değiştirerek dinamik kalıyor. Şirketin yüzde 98’e yakın bölümü Huawei çalışanlarına ait. Kurucumuz, yönetme vizyonuna sahip bir kurucu ve yönetici. Şirketi halka açmak yerine, çok ciddi gelirler yerine başka bir yolu tercih edip, kendi çalışanlarını ortak olarak almıştır. Çalışan sahipliğini getirmiş bir kurucudur. Huawei çalışanları şirketin sahibi gibi çalışıyor. Bu gelişme, teknoloji alanında büyük bir önem arz ediyor. Son kullanıcı ürünleri, serverler ve büyük ölçekli işletmeleri de teknoloji ve alt yapı sağlayan bir tüketici grubuyuz. Bizim bugünkü temel konumuz, biz Huawei olarak sadece iletişim teknolojilerine odaklanmış durumdayız. Bunun dezavantajları da var avantajları da var. Başka ürünler ürettiğinizde, örneğin beyaz eşya, televizyon gibi, marka bilinirliği daha hızla ilerliyor. Öte yandan avantajı sizin temel konunuz cep telefonu ve iletişim. Focus bunun üzerine kurulu. Network ile sizin cihazlarınızın, ürünlerinizin daha net konuşuluyor oluşu avantaj sağlıyor. Alt yapı ürünleri benim özellikle dikkat ettiğim noktaydı. Baz istasyonu çölde de Everest’te de çalışmak zorunda. Ben Ar-Ge’de bunu gördüm. Ürünlere ciddi stres testleri uygulanıyor. Bunun sebebi, şirketin kaliteye olan zorunlu bağlılığı. Bu stres testleri sonucunda, bir üretim hattı düşünün, binde 3’ünde hata çıktığında o ürünü kapatılıyor. Kontrolün başındaki genel müdür direk holdinge bağlı. Üretimin başındaki sorumlu müdür binde 4 büyük bir hata değil dese dahi o ürünleri oradan çıkaramıyor. Çünkü direk CEO’ya raporluyor.’’ TÜRKİYE EKONOMİ ALANINDA PARLAYAN BİR YILDIZ Birçok büyük şirketin Türkiye pazarından çekilmesine değinen Sezer, Huawei için böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyledi ve ‘’Türkiye öncelikle Huawei için 12 stratejik ülkeden bir tanesi. Bunun nedeni tabii ki markanın ülkeyi sevmesi değil. Bizim genç nüfusumuz ve büyüyen ekonomimiz diğer ülkelerin ve büyük şirketlerin ilgisini çekiyor. Türkiye dünyada ve pazar alanında parlayan bir yıldız. Kötü günler geçirdik, çoğu yabancı marka Türkiye pazarından çekilme kararı aldı. Ama Huawei için böyle bir şey söz konusu değil. Huawei’in Türkiye konusunda ciddi yatırımları var. Dolaysıyla biz sürekli Türkiye’ye yatırım yapmaya devam edeceğiz. Ve stratejik olarak, bizim için en önemli konu müşteri deneyimi. Çok böyle genel bir kavram gibi gelebilir ama baktığınızda işin özü bu. Durum böyle olunca, 1-0 öne geçmiş oluyorsunuz. Tüketicilere daha yakın olma fikri önemli. Sosyal medya hesaplarımı çok aktif bir şekilde kullanıyoruz. Örneğin, sosyal medyada bize gelen bütün mesajlara cevap veriyoruz. Hesaplarımızı ne kadar iyi yönettiğimiz önemli. Müşterinin telefonu bozulduğunda kapıdan alıp tamir edip geri verme. Bunun dışında güncel olarak, 1 saatlik hızlı onarım programlarımız var. Bugün burada olma sebebimiz P9 lite kampanyasını tanıtmak. Bu kampanya kapsamında Ankaralı tüketicilere bluetooth hoparlör hediye ediyoruz. Değeri 219-220 TL seviyesinde. Bu sadece Ankara özelinde yapılmasından ziyade, biz Huawei olarak yerelleşme yoluna gittik. Özellikle, gidip şehirlerde konuşmak bizim için almamız gereken bir ders. Ulusaldan bir takım şeyleri yapıp, Anadolu’ya da ulaşmamız gerekiyor. Örneğin geçen hafta Samsun’daydık ve çok güzel geri dönüşler aldık. Ekip olarak insanlara dokunmak istiyoruz. Bundan sonra iletişim ve pazarlama alanında, lokalde yönetmek istiyoruz. Çok denenmiş bir yapı değil. Diğer şirketler, İstanbul’dan ulusal mecraları kullanarak bütün Türkiye’ye ulaşmaya çalışıyorlar. Ama yaptığımız bu yerel adımlar, Huawei için kaldıraç etkisi yaratacak bir çalışma olacak’’ ifadelerini kullandı. (Rozita Merve Hamidi)

Editör: TE Bilisim