Ankara’da yaşayanlar ve Ankara gündemini az da olsa takip edenler birkaç gündür Ankara’nın Pursaklar ilçesinde 30 sokak hayvanın zehirlenerek öldürüldüğünü de biliyordur. Hayvanlara karşı tutumlarımızı belirleyen toplumların kültürleri ve inanç sistemleridir. Örneğin, İslam inancında büyük ve küçükbaş hayvanlar kesilerek hayır işlendiğine inanılır. Bu hayır işi Kurban Bayramının dört günü boyunca yapılır. Bu şekilde İslam inancının gereklerinin yerine getirildiğine inanılır. Aynı şekilde Hindistan’da Hintlilerin ineğe sonsuz saygı gösterdiğini göz önünde bulunduralım. Hindulara göre İnek kutsal sayılır. Ve hiçbir şekilde ineğe dokunulmaz. Hindistan’daki günlük rutin haberlerde trafikte dolaşan inek haberi ile karşılaşmayanımız yoktur. Her ne olursa olsun kutsal görülen bu ineklere dokunmak yasaktır. Hindistan'da istemeyerek bile olsa bir ineği öldürmek büyük bir günah sayıldığı için inekler, cadde ve sokaklarda istediği gibi dolaşır, yaya kaldırımlarında güneşlenir, tapınaklara girer çıkar. Kimse onlara ilişmez, hatta saygıyla selamlar. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Örneğin Uzakdoğu ülkelerinde kedi ve köpek gibi hayvanların kesilerek çorbası yapıldığını ve bu çorbayı içmek için kilometrelerce kuyrukların oluştuğunu unutmayalım.Tekrardan başa döndüğümüzde ve örneklerde de anlaşıldığı gibi hayvanlara karşı bakış açısını belirleyen toplumların inançları ve kültürleridir. Bizim kültürümüz de ise kedi ve köpeğe saygı büyüktür. Bugün, toplumumuzda birçok kişi evinde kedi ve köpek besliyor. Kimileri ise çiftliklerinde bu işi yapıyor. Çünkü köpeğin çok sadık bir hayvan olduğuna inanılır. Hayvanları koruyup kollamamız gerekir. Onlarla birlikte yaşamalıyız. Hemen hemen her gün medyada kedi ve köpeğe işkence yapıldığına dair görüntülerle karşılaşıyoruz. Bazen bu kedi ve köpeklerin yerini eşekler ve diğer hayvanlar alıyor. Bu tur işkenceler ile karşılaştığımızda yapacağımız ilk şey bu görüntüleri ve kişileri ilgili kurumlara şikâyette bulunmaktır. Bizler bu konularda sessiz kaldığımız müddetçe hayvanlara olan işkence de her geçen gün aratarak devam eder. Artan şiddetin önüne geçmek için elimizden gelen ne ise onu yapmalıyız. Hayvanları koruyan yasaların çıkarılması ve bu yasaların işlemesi için kamuoyu baskısı yaratmalıyız. Ankara’nın Pursaklar ilçesinde üç gün önce 30 sokak köpeği kimliği belirsiz kişilerce zehirlendi. Pursaklar’a bağlı Altınova mahallesinde meydana gelen olayla ilgili Pursaklar Belediyesi savcılığa suç duyurusunda bulunurken, Pursakalar Kaymakamlığı ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı da olaya el koydu. Zehirlenme olayı üzerine belediye ekipleri ölen köpekler ile ilgili otopsi yaptırırken canlı olanları da tedavi etti. Son dönemde sosyal medyada sokak köpeklerine yönelik kitleleri tahrik eden paylaşımlar Pursaklar’da da yoğun bir şekilde yaşanmış, Pursaklar’a ait bazı sosyal medya hesaplarından sokak köpekleri ile ilgili paylaşımlar yapılmıştı. Bu arada yaklaşık bir ay önce de Altınova mahallesinde bir çocuğa sokak köpekleri tarafından saldırı gerçekleşmişti. Köpeklerin zehirlenme olayının bununla bağlantılı olduğundan şüphelenilirken sosyal medyadan yapılan paylaşımlarında zehirlenme olayında payı olduğundan kuşku duyuluyor. Belediye, Kaymakamlık ve Savcılık üzerlerine düşen görevleri yapmaya çalışıyorlar. Vatandaşların da bu konuda daha duyarlı olması gerektiği kanısındayım. Vatandaşlar, ilgili kurumlara ellerindeki görüntüler ve resimlerle başvuru yaparak başlatılan soruşturmaya katkıda bulunabilirler. Ancak bu şekilde birey olarak insani görevimizi yerine getirmiş oluruz. Hayvanlara işkencenin yapılmadığı yarınlar dileğiyle…

Editör: TE Bilisim