Hayvan Haklarını Koruma Federasyonu kurulduğu ilk günden beri sokaktaki sahipsiz hayvanlardan, sahipli hayvanlara kadar bütün hayvanların hakları için savaşıyor. Türkiye’de hayvan hakları konusunda çalışan tek federasyon olma özelliğine sahip HAYTAP ile faaliyetlerini konuştuk. Hayvan hakları konusunda, İngiltere, İsviçre ve Avusturya gibi ülkeler ile Türkiye’deki farkları da anlatan HAYTAP’tan Damla Şahin, ‘’Birçok Avrupa ülkesi, hayvanların hisseden varlıklar olduğunu kabul ediyor’’ dedi.  Bize HAYTAP’tan ve faaliyetlerinden bahseder misiniz? HAYTAP, Türkiye’deki hayvan hakları savunucuları için tek bir çatı olmayı hedefleyen sivil toplum hareketidir. Tüm canlıları kucaklayan federasyonumuz, “HAYTAP herkestir, hepimiz HAYTAP’ız” anlayışına sahip bir güç birliğidir. Tüm resmi hesaplara sahip olan, yasal ve devlet katında sözleşme imzalayıp muhatap alınabilen Türkiye’deki tek hayvan hakları konusunda çalışan federasyondur. HAYTAP, insanı bu gezegende diğer canlılarla beraber yaşayan bir tür olarak tanımlayarak, insanın diğer türlerden üstün olduğu gibi bir düşünceyi kabul etmez. İnsanların sahip olduğu tüm ahlaki ve hukuki haklardan hayvanların ve diğer canlıların da yararlanmasını olağan görür ve bunun bir hak değil gereklilik olduğunu düşünür. İnsanların, diğer canlıların yaşam alanlarını işgal etmesine, gezegeni paylaştığı tüm türlere karşı uyguladığı zalimce davranışlarına kesinlikle karşı çıkar. Özellikle kentlerde birlikte yaşadığımız sahipsiz hayvanlara gerekirse aşılama yaparak insanlarla birlikte yaşamalarına, hayvanların sokaklarda sayıları tolerans limitleri dâhilince kalmak kaydıyla özgürce dolaşmalarına destek olur. Hiçbir canlının deney konusu olamayacağını savunarak, hayvanların kürkleri için yetiştirilip öldürülmesine, petshoplarda satılmasına, avlanılmasına, ticaret konusu olmalarına, sportif avcılığa, eğlence amacıyla sirkler gibi hayvan gösterim merkezlerinin tümüne, hayvanat bahçelerine ve onların türlerinin yok olmasına neden olabilecek kıyımlara tabi tutulmalarına, esir alınmalarına ve esaret altında tutulmalarına, kötü muameleye uğramalarına kesinlikle karşı çıkar. Bunun için etkin yazışma yöntemleriyle beraber gerekli olan tüm hukuki yollara başvurur ve medya ile işbirliği yaparak bunların teşhir edilmesini ve haberin etkin bir şekilde birinci elden doğru olarak yansımasını sağlar. HAYTAP, aynı zamanda yaşa dışı hayvan ticaretini önlemeyi, türlerin korunmasını içeren uluslararası anlaşmalara uyulmasını ve mevcut evcil hayvan satışı yapan yerlerin kaldırılmasını savunur ve bunun için yapılan çalışmaları destekler. Kendilerini ifade edemeyen canlıların tıpkı insanlar gibi etik ve hukuki birer özne olmalarını savunarak, kendileri adına dava açılabilmesini ve hukuki yargılanmaya müdahil olabilmelerini uzun vadeli bir hedef olarak görerek toplumu bunun için hazırlamayı hedefler. Hayvan hakları konusunda, bir olaya şahit olduğumuzda neler yapmamız gerekiyor bizleri bilgilendirir misiniz? Örneğin bir trafik kazası, şiddet, hakaret gibi… Bir sahipsiz hayvana şiddet uygulanıyorsa ya da kendi sahibi tarafından şiddet görüyorsa durumun delillerle birlikte orman ve su işleri müdürlüğüne bildirilmesi gerekiyor. Şiddet uygulanan hayvan sahipli ise sahibi tarafından savcılığa suç duyurusunda bulunulmalı. Trafik kazalarında yaralı hayvanın başında bekleyerek belediye aranmalı. Yurt dışı ile kıyaslandığında Türkiye’nin hayvanlara ve onların haklarına bakışı sizce nasıl? Yurt dışındaki farklılıklardan bahseder misiniz? Birçok Avrupa ülkesinde hayvanların hisseden varlıklar olarak kabul edildiğini, haklarının katı kurallarla korunduğunu, şiddet, öldürme, tecavüz gibi olaylarda hapis cezalarının olduğunu göreceksiniz. Türkiye’ de ise tüm bu yapılanların cezası 5199 sayılı kanuna göre kabahat kapsamında görünüyor. Yani kapalı alanda sigara içmek, nara atmakla hayvana tecavüz edilmesi aynı kapsamda. İngiltere: Hayvan hakları konusunda İngiltere’nin oldukça detaylı ve 14’ü aşkın kanun ve yasal düzenlemesi bulunuyor. Evcil hayvanların korunmasından, hayvanat bahçesi işletmelerinin düzenlenmesine kadar hemen her konuda detaylı kanunlar yer alıyor. Hayvanlar “hissedebilen varlıklar” olarak kabul ediliyor. Hayvanlara eziyet, işkence, hayvan dövüşleri gibi durumlarda 20,000 pounda kadar para cezası ve 6 ay hapis cezası verilebiliyor. Hayvan satışı sadece sınırlı sayıdaki petshoplarda yapılabiliyor. Petshop açmak bizim ülkemizdeki kadar kolay değil. Hayvan satışı yapmak isteyenler, hayvanların bakımını düzenli olarak yapmak zorunda. Her hayvanın tüm hayatı boyunca ve bir yıl içinde kaç kez doğum yapabileceği yasayla belirlenmiş. Hayvan satışı yapan kişiler şehirlerindeki yerel komisyondan lisans almak zorunda olup, en ufak şikâyette bu komisyon tarafından lisanslarına son verilebiliyor. Lisanslı yerlerden alınmayan, kaçak olarak yurtdışından getirilen hayvanların sahipleri hakkında soruşturma açılabiliyor. İsviçre: İsviçre, hayvan hakları konusunda çok ilerlemiş ülkelerden biri olarak göze çarpıyor. İngiltere gibi İsviçre’de de hayvanlar hissedebilen varlıklar olarak kabul ediliyor. Hayvanları Koruma Kanunu’na göre hayvanlara kötü davranan, çok çalıştıran ve göz ardı eden sahipleri hakkında suçun büyüklüğüne göre para cezası veya 3 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor. Hayvan hakları kanununda evcil hayvanlar özel önem taşıyor. Örneğin köpek sahibi olmak isteyenler için oldukça detaylı düzenlemeler var. Daha önce köpek sahibi olmamış kişiler köpek sahiplenmeden önce köpeğe bakabileceklerini gösteren bir sertifika sahibi olmak zorunda. İsviçre’de balık dâhil, doğal olarak sosyal olan hayvanların tek başına beslenmesi de yasaklanmış. Avusturya: Avusturya en sıkı hayvan hakları kanunlarından birine sahip. 2004 yılında kabul edilen kanuna göre, hayvanlar insanların bakma sorumluluğunda olduğu insana eş varlıklar olarak kabul ediyor. Bu kanun hayvanlarla insanlar arasında bir eşitlik ifade etmesi nedeniyle önemli. Hayvanlara ağır korku dâhil acı hissettirmek yasaklanmış. Hayvanların sosyal bağ kurma ihtiyacını dahi içeren kanunun ihlali durumlarında, ihlalin büyüklüğüne bağlı olarak para cezası veya 1 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor. Kanunu uygulama yetkisi eyaletlere verilirken, her eyaletin Hayvan Koruma Ombudsmanı ve hükümet temsilcileri, üniversite temsilcileri ve Merkezi Hayvan Koruma Derneği temsilcisinden oluşan bir Hayvan Koruma Konseyi bulunuyor. HAYTAP olarak ne gibi desteklere, bağışlara ihtiyacınız var? Sizlere bağışta bulunmak için nasıl yollar izleyebiliriz? www.haytap.org sayfasında HAYTAP a nasıl destek olabilirim linki var. Burayı incelerseniz göreceksiniz ki yelpaze çok geniş. Nikah kartlarından çikolataya, tiyatrodan takvimlere, online bağış linklerine kadar bir çok alan var. HAYTAP olarak son dönemde en fazla dikkat çektiğiniz konu nedir, ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Her türlü hayvan hakları ihlaline eşit mesafede duruyoruz ama en çok gündeme taşımaya çalıştığımız konu 5199 sayılı yasanın değiştirilmesi. Hayvan hakları yasasının caydırıcı olmaması ve yetersiz kalması konusunda sizin de görüşlerinizi alabilir miyiz? Son dönemde şiddetin artmasının sebebi nedir? Bunun önüne nasıl geçebiliriz? Tüm dünyada bilimsel otoritelerce kabul edilen görüş, hayvana yapılan işkence ve kötü muamelenin bir gün çocuklara da kadınlara da, engellilere de, hatta kendinden tüm aciz canlılara da yapacağı konusunda, büyük bir karinedir. Hayvanlara yapılan kötü muamele, devletin üzerinden irad kazanacağı bir idari para cezası şeklinde caydırıcı olmaktan uzak olup tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bu ihtilaflarda, mahkemeler ve savcılıklar yetkili olmalıdır. Hayvan hakları, hayvan kurtarma dernekleri konusunda Türkiye’de yeteri kadar kuruluş var mı? Nasıl değerlendiriyorsunuz? Maalesef Türkiye’ de STK bilinci de çok zayıf ve birçok kişi bireysel mücadele ediyor ya da yerel derneklere üye olarak etkisiz kalıyorlar. HAYTAP Türkiye çapında birçok kişiyi aynı doğrultuda eylem yapma, merkezden çıkan bildirileri kullanma, idari makamlarla yazışmalarda yönlendirme, hukuki birliktelik sağlama, kavga etmeden bilimsel doğrultuda hareket edip, hayvan hakları hareketinin örgütlenmesi gerektiğine inanmaktadır. Ciddi bir örgütlenme ile dağınık bir şekilde çalışmalarına devam eden ve bugüne kadar sadece günü kurtarmak adına hareket eden kişi, kurum ve/veya kuruluşların seslerini duyurması gerektiğini düşünür. Son olarak buradan hayvan severlere bir mesajınızı alabilir miyiz? Fikirleriyle birlik ve beraberlik içinde hareket etmeyi düşünen, “ben” düşüncesinden arınmış herkes HAYTAP ailesine katılabilir. Özellikle ailemize katılmak için başvuruda bulunan kişilerin bağlı bulunduğu dernek ve/veya vakıfların HAYTAP ile yakın temasta olması, HAYTAP’ın ilkelerini benimseyerek çalışmalara katılması gücümüze güç katacaktır. Tek başına olmak yerine birlik olmanın verdiği güçle, hem ciddi bir oy potansiyeline sahip olur hem de kendimize olan güvenimizi kazanarak verdiğimiz mücadelede yalnız olmadığımızı hissederiz. (Rozita Merve HAMİDİ)

Editör: TE Bilisim