Yemek her canlı için hayatın vazgeçilmez ögesidir.
Peki, siz yaşamak için mi yemek yersiniz?
Yemek yemek için mi yaşarsınız?
Bu sorular kulağa biraz absürt gelse de esasında var olan bir durumun yansıması. Çünkü kimilerine göre yemek yemek yaşamsal bir mecburiyet kimilerine göre ise yaşamın ta kendisi!
Yemek yemeyi yerine getirilmesi gereken bir sorumluluk olarak görenler için söylenecek fazla bir şey yok.
Ancak yemek yeme eylemini hayatın merkezine koyan insanlar için mevzu o kadar derin ki; onları anlamak için kafa yormak gerekir.
İşte tam da bu noktada yemek yemek başlı başına bir kültür haline dönüşüyor. Her bireyin, her topluluğun, her bölgenin, her ülkenin kendi yaşam şekillerine uygun olarak geliştirdikleri birer yemek kültürleri ortaya çıkıyor.
Öyle ki bu kültür şehirlerin, ülkelerin dünya çapında tanınmasına ve dolaylı da olsa ekonomik gelişim sağlamasına katkı sağlıyor.
Akdeniz mutfağı, Asya mutfağı, İtalyan mutfağı, Osmanlı’nın saray mutfağının da katkısıyla meşhur Türk mutfağı…
Sadece bu kadar da değildir yemek kültürünün unsurları. Mesela kendi ülkemizdeki yemekleri gözünüzde canlandırın. Tabi fazla da göz önünde tutmayın aksi halde kendinizden geçebilirsiniz!! Her biri ayrı bir olay. Her birinin kendine özgü bir adabı var.
Bu adap öyle yerleşmiştir ki sadece yapılış şeklini değil yeme şeklini bile kanıksatmıştır. Misal çiğköftenin asla değiştirilmeyecek bir yapılış şekli olduğu gibi bir de yeme şekli vardır.Marula yerleştirdiğiniz çiğköftenin üzerine limon sıktıktan sonra sarıp yersiniz.  Yanılıp da çatal bıçak kullanarak yemeye çalışırsanız çiğköfteyi yapan kişiye ayıp etmiş sayılırsınız.
Ya da bir Gaziantepli olarak nohut dürümünü örnek vermek isterim. Yemekleriyle dünyaya nam salmış Gaziantep’te klasik bir bakliyat olan nohut usta ellerde  evrilerek bir efsaneye dönüşmüştür. Gaziantep dışından gelenlerin başlarda yadırgadığı ancak yedikten sonra bağımlısı olduğu nohut dürümü, yemek kültürünün gelmiş geçmiş en etkili örneği olurdu heralde!
Bu ve bunun gibi o kadar çok örnek var ki sayfalar dolusu yazsam bitiremem. Gururla anlatacağımız belki de dünyada en iyisi  olduğumuz yemek kültürümüzün yeni nesillerin fast food merakına kurban gitmemesini temenni ediyorum. Nasıl ki kültürel değerlerimizi çocuklarımıza büyük bir titizlikle anlatıyorsak aynı şekilde yemek kültürümüzün o eşsiz lezzetlerini de evlatlarımıza aşılamalıyız.
 

Editör: TE Bilisim