Milyonda bir görülen cam kemik hastası olan Çağla Pektaş (25), tekerlekli sandalyesiyle otostop yaparak Türkiye’yi gezip tüm engelleri aştı. Onu özel kılan şey eskiden sahip olduğu hastalık şimdi ise engelleri aşma yolları oldu. “Hayat aşılabilen yollarla güzel” sloganıyla gezginliğe adım attığını ifade eden Çağla Pektaş, gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

Engelleri "yollarla" aşan Çağla Pektaş, Osteogenesis imperfecta" yani cam kemik hastalığıyla dünyaya geldi. Üstelik kolları ve bacakları vücuduna yapışıktı. 12 yaşına kadar uyurken bile kırılan kemikleri ve geçirdiği çok sayıda operasyon onu milyonda bir görülen özel bir insan yaptı.  Tüm güçlükleri yenerek tekerlekli sandalyesiyle Türkiye'yi gezmeye başlayan nam ı diğer ‘Minnoş gezgin’ okurlarımıza sesleniyor ‘’ İnsan önce  kendinin kıymetini bilmeli; bedenlerimizin, zevk aldığımız seçimlerin, bizi biz yapan şeylerin kıymetini bilmek. Umudunuzu kaybetmeyin, dünyaya bir kez geliyoruz’’

“12 YAŞIMA KADAR 14 TIBBİ OPERASYON GEÇİRDİM”

Merhabalar, hayat öykünüze yakından şahit olabilir miyiz? Kimdir Çağla Pektaş?

Merhabalar,Ben Çağla Pektaş, nam ı diğer Minnoş gezgin. 1996 yılında İstanbul’da doğdum. Milyonda bir görülen bir hastalığım var. "Osteogenesis Imperfecta" yani cam kemik hastalığı...

12 yaşıma kadar 14 tıbbi operasyon geçirdim. “Doğuştan böyleyim. Tamamen sağlıklı anne ve babadan doğdum. Sağlıklı iki erkek evlattan sonra sadece ben de mevcut olan bir sağlık durumu. Doktorlara göre böyle doğmamın kesin bir nedeni yok. DNA'da meydana gelen küçük ama önemli bir mutasyon.. Her ameliyatımda biraz daha güçlendim. Artık kemiklerim kırılmıyor. Sadece bedensel engelli olarak hayatımı geçiriyorum. Gülüşüm benim en güçlü anahtarım. Ben dünyanın güzelliklerini seviyorum. Bu konuda aileme de çok şey borçluyum ortaokul döneminde yanımda sadece ailem vardı. Hiç arkadaşım olmadı. Evimiz 5. katta, sınıfım ise 3. kattaydı. Annem sırf okumam için beni yıllarca sırtında taşıdı. Hakkını ödeyemem.

“SIRTIMDA ÇANTAM VE İÇİMDE SÖNMEYEN BİR UMUT”

 Gezginlik maceranız nasıl başladı bu anlamda ilham aldığınız insanlar oldu mu? Kısaca sizi ne harekete geçirdi?

2017 yılında sosyal medyada gezgin insanları görüp onlara imrendim “'neden ben de herkes gibi maceralar yaşamayayım?'  diye düşündüm. Ailemin koruma içgüdüsüyle ördüğü zincirleri kırmak çok da kolay olmadı. Ve tanımadığım bir kız ile kampa gitmek için mesajlaştım  bu olay sonrası  onunla birlikte yola çıkma kararı aldım. Bir süre sonra evden çıktım ve İstanbul’dan Düzce’ye gittim. Hiç bir ekipmanım yok iken kamp yapmaya gittim. Ve orada ki kampçılar bu konuda bana çok büyük destek oldu. İşte o günden sonra tek başıma gezmeye başladım. Ben engellerin bedenden ibaret olmadığını biliyor ve kendime inanıyordum hala minnosgezgin instgram hesabımda insanlara örnek olmaya çalışıyorum. İnsanların hayatına dokunmak için şu ana kadar bir çok üniversitede ve lisede ,konferans verdim. Besavder(Beşiktaşlı Avukatlar Derneği) ve bir çocuk bir umut ile köy okullarına kitap projeleri gerçekleştiriyoruz.. Yakın zamanda da kitabımı çıkarmayı düşünüyorum.

“TEKERLEKLİ SANDALYE İLE TÜRKİYE’NİN 32 ŞEHRİNİ GEZDİM”

 Türkiye’nin nam ı diğer Minnoş Gezgini olarak otostop yaparak toplam kaç şehir gezdiniz? Bu uzun yolculukta karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Nelerle karşılaştınız?

Minnoş gezgin adı altında ,Türkiye’nin 32 şehrini gezdim ve ilk süreçte tabi insanlar şaşırıyor. Engelli ve tek iseniz hele ki Türkiye’de kadın iseniz daha zor. En çok hayatımı yollar zorlaştırıyor, rampalara park edilen arabalar ve yüksek kaldırımlar.. Yolda yürürken kaldırımların önüne, rampalara araba park ediyorlar. Ben hiçbir şekilde gidemiyorum. Asansöre binmeye çalışıyorum, asansörün önünde bekleyen genç insanlar var ve ben sıra bekliyorum. Üstüne üstlük bana garip tavırlarla bakıyorlar. Engelli değilim aslında, engel onlar.

İçinde bulunduğumuz küresel korona virüs salgını sizi nasıl etkiledi? Pandemi son bulduğunda gerçekleştirmek istediğiniz ilk hayaliniz nedir?

Korona virüs süreci beni psikolojik olarak çok fazla etkiledi, çevrem ile daha mesafeli  olmam gerekti. Çünkü cam kemik hastasıyım ve bu hastalık yüzünden 2 kat daha dikkat etmem gerekiyor. Uzun zamandır kamp yapamıyorum ve ilk işim doğada kamp yapmak olacak. Ardından kalan şehirlerimi tamamlayıp yurt dışına çıkmak ilk hayalim. Tabi ki ilk durağım İtalya...

“NE ZAMAN MUTSUZ OLSAM SÜSLENİP AYNANIN KARŞISINA GEÇERİM”

Medyaya yansıyan önceki açıklamalarınızda bir mesajınızı okudum orada “ Engel kelimesini hayatımızdan kaldırın” diyordunuz. Bu anlamda okurlarımıza ve hayallerini gerçekleştirmek isteyenlere neler söyleyebilirsiniz?

Aslında hayatımızı tamamen ele geçiren şey ne biliyor musunuz? Bizi neredeyse tüm yaşamımız boyunca küçük küçük yok eden şey de yani kendimiz.. Ben ilk kampıma gittiğimde çok mutlu oldum ve bir an evvel bile pişman olmadım.  Çünkü hayaller gerçekleşince güzel...

Çoğu zaman insanları takmamayı öğrenmemiz gerek.. Kendimden size örnek vereyim; ne zaman mutsuz olsam süslenip aynanın karşısına geçerim  güçlü ve güzel olduğumu hatırlatırım kendime.. İnanın böyle yaptığınız zaman ortaya olumlu düşünceler, sevgi çıkıyor.

“UMUDUNUZU KAYBETMEYİN, DÜNYAYA BİR KEZ GELİYORUZ”

 Son olarak gazetemiz aracılığıyla  okurlarımıza vermek istediğiniz herhangi bir mesaj var mıdır?

Her zamanki gibi her şey önce kendimizden başlıyor ya hani.  Evet, bu konu da aynı şekilde başlıyor. “İlk önce kendinize değer verin” Bizim bu hayatta var olmamızı sağlayan araçlardan bir tanesi bedenimiz değil mi? Bu hayatı deneyimleyebilmemiz için en büyük araç beden. Beynimiz, kalbimiz, organlarımız vb.

 İnsan önce  kendinin kıymetini bilmeli; bedenlerimizin, zevk aldığımız seçimlerin, bizi biz yapan şeylerin kıymetini bilmek. Umudunuzu kaybetmeyin, dünyaya bir kez geliyoruz. 

 Sevgili Neslican Tay ne güzel demiş . Sol bacağınızı benim için sevin diye. Ne çok insanın kalbine dokundu bu söz. O günden sonra ben her şeye rağmen bedenimi çok sevmeye başladım.

(Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim