Mevlâna yaşadığımız toprakların en önemli isimlerinden. Tam 800 yüz yıl önce ‘’Gel, ne olursan ol, gel! İster kafir ister mecusi, ister putperest ol, gel! Bizim dergahımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!..” diye seslenmiş bir isim. Bu sesleniş beraberinde insanlığı akın akın İslamiyet’e hicret ettirdi. Bir umut kapısı olarak açıldı hep karşımızda Hz. Mevlâna…
Bense bugün köşemde Mevlana’dan bahsetmek istiyorum. Hz. Mevlana’nın ‘’Hamdım Piştim, Yandım’’ diyen mübarek hayatını anlatmak her dil ve kalemin karı değil elbette…
Çünkü Mevlâna, ‘’Allahtan geldik Allah’a gidiyoruz Allahtan başka kimsede kudret yoktur’’ diye asrımıza seslenen bir iman abidesidir.
800 yıldır birçok şeyler yazıldı birçok akademik çalışmalar yapıldı. Onun felsefesini inanan insanlar akınla Konya’da makamını ziyarete geliyor. Ancak biz tüm dünyada gıpta ile bakılan Hz. Mevlana’yı yeni nesillere iyi anlatabiliyor muyuz? İşte bu sorunun cevabını verebilmek oldukça zor.
Mesela Hz.  Mevlana’nın hayatı neden muhteşem bir film olarak beyaz perdeye taşınmaz? Neden kültürümüzü yozlaştıran dizilerin yerine Hz. Mevlana’yı anlatan baş yapıt diziler ve filmler yapılmaz. Elbette Hz. Mevlâna bir film ve dizi sahnesine sığmayacak kadar büyük bir deryadır. Ama neden yeni nesillere anlatabilmek için bir çaba harcamayız.
Hz. Mevlâna bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan ülkesinde Belh şehrinde 30 Eylül 1207 tarihinde doğmuştur. Mevlana’nın babası Belh şehrinin ileri gelenlerinden olup sağlığında bilginlerin sultanı unvanını almıştır. Hüseyin Hatibi oğlu Bahaddin Velettir. Annesi ise Belh Ümuri Rükneddin in kızı Mümine hatundur. Mevlâna küçük yaşına rağmen Feriddüddin Attarın ilgisini çekmiş takdirlerini kazanmıştır. Mevlana’nın en büyük eseri Mesnevidir ve Divan-ı Kebir Fih-i Mafih ve diğer eşsiz eserler kazandırmıştır İslam tasavvufuna…
Batı ve İslam dünyası tarafından tanınan büyük düşünce adamı ve İslam tasavvufçusu Hz. Mevlana Celalettin Rumi, kendini Kuran-ı Kerim’in hizmetlisi peygamber efendimizin Hz. Muhammet Mustafa’nın yolundan ve sünnetinden bir adım ayrılmamıştır.
Bir sözünde; ‘’Ben sağ olduğum müddetçe Hz. Muhammet’in yolunun tozuyum’’ diye buyurmuştur. Yine başka bir sözünde ise; ‘’Biri benden başka bir şey naklederse insandan şikayetçiyim’’ demiştir. Kolay mıdır Hz. Mevlâna olmak?
Onca asır aşk ile anılmak. Aylarca, yıllarca ve günlerce de anlatılsa Hz. Mevlana’daki aşk ve ilim deryası bitmez. Ondaki derinliklere inilemez. Zira 8 asırdır her vücutta farklı farklı bulunan canların dirildiği bir aşk sultanıdır Hz. Mevlâna…
Mevlâna sevenlerin hayatına güzellik, zarafet, incelik ve bereket katmıştır.  Yüzyıllarca saray’dan sanata insan olma etkinliği ile her yerde… Varlığını onu sevmekle hayat bulan nice aşıklar edep ve erkan içinde 800 yıldır Konya makam pirde buluşur.
Çünkü o kıyamete kadar eskimeyecek olan çağrısı ile insanlığa seslenir;
Gel ne olursan ol yine de gel…

Editör: TE Bilisim