Haber: Kadir GÜRHAN Birçok sektörü olumsuz etkileyen haksız rekabet, soba sektörünü de vurdu. Ulus’un en eski çarşısı olan Sobacılar Çarşısı esnafı, sektörde yaşanan haksız rekabetin satışları olumsuz etkilediğini söyledi. 42 yıldır Sobacılar Çarşısı’nda esnaflık yaptığını belirten Halim Alev, merdiven altı üretimin haksız rekabete yol açtığını ifade etti. Alev, “Sobanın bugünkü gövde sac kalınlığı hakkı 0,80’dir ama merdiven altı üretim yapan bunu 0,40’tan yapmış. Kaliteli fırınlı bir soba 1500 TL’nin altında satılmaz ama merdiven altı üretim yapan üretici bunu 700 TL’ye satıyor. Müşteri de haklı olarak cebine yani alım gücüne bakıyor” dedi. Dolar kurunda yaşanan oynamaların kendilerini mağdur ettiğini söyleyen Alev, bu dalgalanmanın bütçe açığı yarattığını söyledi. Alev, “Ereğli’de dünya çağında demir-çelik fabrikamız kuruldu. Bu fabrika sac üretiyor, dünyaya da satıyor. Biz de sac almaya gittiğimizde dolara bağlı satıyorlar. Bu ülkede üretilen şey dolara nasıl bağlı olur? Bunlara aklımız ermiyor. Niye dolara bağlı, benim Türk Liram yok mu? Neden ben alışverişi TL bazlı yapamıyorum? Çoğu şey zaten yurt dışından geliyor. Hurda-dökümcüler bile işi dolara döktüler. Hatta şuan da mal talep etiğimiz firmalar dolar bazlı fiyat veriyor. Günlük veya saatlik fiyat değişimi yaşanıyor. Bu değişime göre bize fiyat veriliyor” diye konuştu. Özellikle son dönemlerde sobanın nostaljik olarak kullanılmaya başlandığına vurgu yapan Alev, soba fiyatlarını şu şekilde sıraladı: “Yuvarlar sobalar mal kalitesine göre 500 TL’den başlıyor 1200 TL’ye kadar çıkıyor. Fırınlı Sobalar ise 700 TL’den başlıyor 1700 TL’ye kadar gidiyor. Döküm sobalar 1500 TL ile 2500 TL’ye kadar çıkıyor. Kaliteli sobalar ise 6000-6500 TL civarında satılıyor.” “ESKİDEN BU VAKİTLERDE SOBACILAR ÇARŞISINDA ADIM ATILMIYORDU” Kendisi Sobacılar Çarşısı’nın üçüncü kuşağından olduğunu kaydeden Alev, “Dördüncü kuşak olarak oğlumu bu işe sokmadım. 1979’da çırak olarak başladığım bu işte 42 yılımı geride bıraktım. Çarşıda şekil ve görünüm olarak pek bir şey değişmedi. Yeni bir arkadaşımız buraya geldi, pelet sobası icat etti. O icat çarşıya yeni bir çehre kattı. Sobaların da modellerinde hafif değişimler oldu. Döküm sobaları çıktı. Onun haricinde pek bir şey değişmedi. Eskiden bu aylarda Sobacılar Çarşısı’nda yürümeniz mümkün değildi. Şuanda o işlerin yüzde 10 ile 15’ini bile bulamıyoruz. Bunda doğalgazın büyük etkisi oldu. Milletimiz doğalgazdan kurtulmak istiyor ama kömür olmuş 4 bin TL, odun olmuş 2 bin TL. Müşteri, 6 bin TL’yi bu zahmetli işe vereceğine doğalgaza verip ısınmaya devam ediyor. Bu ağır işin pisliğini çekmektense doğalgazı tercih ediyor. Pelet sobaları özellikle son dönemde ciddi bir şekilde gündem gelmeye başladı. Tozu toprağı fazla yok, dumanı az. Temiz havaya ciddi derece de katkıda bulunuyor. Kömürün yapmış olduğu zehiri bu soba yapmıyor” şeklinde konuştu. “KURDAKİ OYNAMALAR SEKTÖRÜ OLUMSUZ ETKİLİYOR” Kurdaki oynamaların sobacılık sektörünü de olumsuz etkilediğini dile getiren Alev, “Bu konuda aklımızın ermediği bazı hususlar var” dedi. Alev, “Ereğli’de dünya çağında demir-çelik fabrikamız kuruldu. Bu fabrika sac üretiyor, dünyaya da satıyor. Sac bize de dolara bağlı olarak satılıyor. Bu ülkede üretilen şey dolara nasıl bağlı olur. Bunlara aklımız ermiyor. Niye dolara bağlı, benim Türk Liram yok mu? Neden ben alışverişi TL bazlı yapamıyorum. Çoğu şey zaten yurt dışından geliyor. Hurda-dökümcüler bile işi dolara döktüler. Hatta şuan da mal talep etiğimiz firmalar dolar bazlı fiyat veriyor. Günlük veya saatlik fiyat değişimi yaşanıyor. Bu değişime göre bize fiyat veriliyor. 1,75 dolara boru fiyatı veriliyor. Bunu Türk parası ile çarptığımızda 25 lira yapıyor. Ben de onu ancak 25 TL’ye satabiliyorum. Biz de bu durumu mecburen fiyatlara yansıtmak zorunda kalıyoruz. Üzerine 5 lira koyamazsak bu işi nasıl çevirebiliriz ki” açıklamasında bulundu. “MÜŞTERİ DE HAKLI OLARAK CEBİNE, YANİ ALIM GÜCÜNE BAKIYOR” Sobacılar Çarşısı’nın en temel sorununun haksız rekabet olduğuna dikkat çeken Alev, “Merdiven altı üretim var. Sobanın bugünkü gövde sac kalınlığının hakkı 0,80’dir ama merdiven altı üretim yapan yerler bu kalınlığı 0,40’tan yapmış. Kaliteli fırınlı bir soba 1500 TL’nin altında satılmaz ama merdiven altı üretim yapan üretici bunu 700 TL’ye satıyor. Müşteri de haklı olarak cebine yani alım gücüne bakıyor. 700 TL’ye aldıkları sobayı bir yıl kullanamıyorlar. Sonra da ‘sobacılar bize kazık attılar’ diyerek adımızı kötüye çıkarıyorlar. Haksız rekabet, sobacıların en büyük sorunudur. Merdiven altı üretim ya da satış haksız rekabete sebebiyet veriyor, o da ister istemez bizim cirolara yansıyor.  Borç stokunu çevirmekte zorlanıyoruz çünkü biz borç stoku ile çalışıyoruz, sermayemiz yok. Fabrikaların bize tanıdığı vade ile mal alıyoruz.  Bu şekilde bir alışverişi çevirmekten haliyle zorlanıyoruz” ifadelerini kullandı.  “MEVSİM DEĞİŞİKLİĞİ SOBA SATIŞINI DA VURDU” ‘Sektörümüzün en çok iş yaptığı aylar onuncu ya da on birinci aylardır’ diyen Alev, “Ama yaşanan mevsim değişiklikleri bu ayları da öteledi. Şuan 12’inci aydayız ama daha doğru dürüst soba satışımız olmadı. Hava maşallah yaz gibi. Yaşlılarımızdan öğrendiğimiz kadarıyla 12’inci ayın 15’i ile birinci ayın 15’i zemheridir. Çok aşrı soğukların olması gerekir. Neredeyse gün dönümü gelecek buna rağmen havalar soğumadı. Millet üşümese sobaya rağbet etmez. Ancak üşüdüğünde aklına geliyoruz. Herkes bilir yaz ayında soba almayı çünkü uygun olur. Bütçeler kısıtlı olduğu için 10 ya da 11’inci aya kadar mecburen bekleniliyor. Müşteri resmen son ana kadar direniyor” diye konuştu. “SEKTÖRÜ AYAKTA TUTAN NOSTALJİK SATIŞLARDIR” Alev, “Soba günümüzde daha çok nostaljik olarak da kullanılmaya başlandı. Bu durum genellikle döküm sobalarında mevcut, yani şömine tipli olan sobalar. Villa sahipleri bu sobaları teraslarına filan kuruyorlar. Eskiye olan özlemi bir şekilde gidermeye çalışıyorlar. Şuan bizim sektöre onlar katkıda bulunuyor. Bizim sektörü ayakta tutan bu nostaljik satışlardır. Tabi bu satışlar nereye kadar devam eder bilemiyorum. Görünen şey bunun çok uzun süre devam edemeyeceğidir” dedi. “PUSLU HAVADA NEREYE YÜRÜYECEĞİMİZİ ŞAŞIRDIK” Alev konuşmasına şu şekilde devam etti: Yuvarlar sobalar mal kalitesine göre 500 TL’den başlıyor 1200 TL’ye kadar çıkıyor. Fırınlı Sobalar ise 700 TL’den başlıyor 1700 TL’ye kadar gidiyor. Döküm sobalar 1500 TL ile 2500 TL’ye kadar çıkıyor. Kaliteli sobalar ise 6000-6500 TL civarında satılıyor. Dolar 20 TL’de olabilir ama bu doların artış sebebi nedir. Artışın sebebini daha çözmüş değiliz. Devletimizden bu konuda bize doyurucu bir bilgi de gelmiyor. Dolar 20 TL olacak deniliyor. Olsun ama kurdaki dalgalanma durmalı. Piyasaya istikrar gelmeli. Doların durduğu yok ki. Malımızı satıp arkamızı dönüyoruz bakıyoruz ki sattığımız fiyatın üstünden yeni mal geri alıyoruz. Bu durum bizi ciddi derece de mağdur ediyor. Bütçe açığı yaratıyor. Biz de bu açığı kapatmakta zorlanıyoruz. Bazen bu açığı kredi ile kapatmaya çalışıyoruz. Kredilerin de faizi yüksek. Yeni yeni faiz düşüşleri oldu o da piyasaya yansımadı. Sıkıştığın ve ödeme tarihin geldiği için krediyi çekmek zorunda kalıyorsun. Mecburiyetlerden kurtulmak istiyoruz. Şu lanet olası dolar nerede duracaksa durmasını istiyoruz. Kaç lira olacaksa olsun ama durmalı ve netlik kazanmalı. Dolar stabil hale gelsin ki gözümüzün önünü görelim. Puslu havada nereye yürüyeceğimizi şaşırdık. Uçurumun kenarındayız bilmiyoruz. Gözümüzün önünü görelim kaç lira olacaksa olsun. Kurdaki bu oynama sadece bizi değil birçok sektörü vuruyor ve mağdur ediyor.
Editör: TE Bilisim