Özel Haber: Kadir Gürhan Hacı Bayram Mahallesinde yaşanan göç sonrası boşalan tarihi yapılar, yapılmayan restorasyon ve bakım nedeniyle metruk birer binaya dönüştü. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onayı olmadan dokunulması yasak olan yapılara ne restorasyon çalışması yapılıyor ne de yıkım izni veriliyor. Yıkılmaya yüz tutan tarihi yapılarda sık sık meydana gelen yangınlar ise bu tarihi yapıları birer harabeye çevirmiş durumda. Harabeye dönüşen bu yapılar Ulus’un en kalabalık bölgesinde yer aldığı için buradan geçen sorumsuz vatandaşlar tarafından WC olarak kullanılıyor. Her gün mahallede yer alan yapıların içine veya duvarlarına tuvaletini yapan vatandaşlarla karşılaştığını belirten Hacı Bayram Mahallesi Muhtarı Asım İmdat, bunu yapanların kendi mahalle sakinleri olmadığını söyledi. İmdat, “Mahallemiz kalabalık bir bölgede yer alıyor. Yoldan geçen sorumsuz vatandaşlar, bu bölgede yer alan metruk yapıları WC niyetinde kullanıyor. Ankara’nın göbeğinde yer alan mahallemizde bu görüntülerle sık sık karşılaşıyoruz. Bu durum bizim için utanç vericidir. Bunun önüne geçmek için bu metruk yapıları yıkıp, temizlemek gerekir” diye konuştu. 'Muhtarın Gözünden' haber serimizin bu haftaki konuğu Hacı Bayram Mahallesi Muhtarı Asım İmdat oldu. İmdat, mahallenin önemli sorunlarını gazetemize anlattı. “YIKILAN BİNALARDAN DOLAYI HER GÜN GÖÇ VAR” Dört dönemdir mahalle muhtarlığı yaptığını söyleyen İmdat, “Misaki Milli Mahallesi ile başladım, Anafartalar, Doğanbey ve Hacı Bayram Mahallesi ile devam ediyorum. Şuan 26 mahalleyi yönetiyorum. Çünkü 26 mahalle birleşti. 26 mahallenin birleşmesinin nedeni seçmen sayısındaki düşüştür. Örneğin Misaki milli Mahallesinde 10 bin nüfus vardı. Şu an ise 26 mahallenin birleşmesine rağmen 3500 nüfus var. Mahalleler birleşmeseydi ve sadece Misaki Mili Mahallesi olarak kalsaydı şuan 25 tane seçmenim tek kalmış olacaktı. Dolayısıyla mahallelerin birleşmesi kaçınılmaz oluyor fakat sorumlu olduğumuz alan çok büyük. Yıkılan binalardan dolayı her gün göç var. Dönüşüm kapsamına alına yerlerimiz var ama bu yerlere bir türlü el atılmadı. Mahallemizde çok büyük sıkıntılar var, bu sıkıntılara en kısa zamanda el atılacağına inanır hale geldim. Hamamönü, Ankara Kalesi ve Hacı Bayram tarafında yapılan restorasyonlar bizi mutlu etti. Bizim Mahallemizde de bu tür şeyler yapılacağı umudu ile bekliyoruz” dedi. “BANA KALIRSA BU YERLER TARİHİ ESERLİK DEĞİL TARİHİ REZİLLİKTİR”Yahudi Mahallesi birçok seçmenimin olduğu yerdir’ diyen İmdat, “Mahallede evi olanların çatısı akıyor, duvarı yıkılıyor ama bunlara bir çözüm bulunamıyor. Belediye, ancak geçici önlem alabilirsin diyor. Çatıyı komple değiştiremezsin, yıkılan yeri kendin onaramazsın, sadece geçici önlemler alabiliyorsun. Çünkü bu yapılara tarihi eserler deniliyor bu yüzden dokundurmuyorlar. Bana kalırsa bu yerler tarihi eserlik değil tarihi rezilliktir. Tamam yıkılmaz yapılarımız var, o zaman bu yapılar yıkılmasın diye gelin yapın, onarın. Hem onarma yapmıyorlar hem de tarihi eserler diyerek kendi haline bırakıyorlar. Kendiliğinden çürüyen yapılara dönüştü bu yapılar. Bizim mahalle Ankara’nın ilk yerleşim alanıdır. Burada 400 yılık yapılar var. Yahudi Mahallesinde yer alan yapıların ilk hali ile son hali devamlı fotoğraflanıyor. Bu binaların aynı konsepte yapılacağından bahsediliyor. Biz de yapılmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu. “TARİHİ ESER OLDUĞU İÇİN DOKUNULMUYOR AMA RESTORASYON DA YAPILMIYOR” İmdat, “Kültür Bakanlığından Mahallemizi ziyarete gelenler oluyor. Mahallemizi ziyarete geldikleri sırada metruk yapılar arasında halının altında sabahlayan vatandaşlarla karşılaşıyoruz. Ziyarete gelenlerin çok korktuğunu görüyoruz, biz ne yapalım? Ailemizle birlikte burada yaşıyoruz. Yıkılmaz alan diyorlar ama kendileri de bu alanda dolaşamıyorlar. Bu binalar çoktan metruk yapılara dönüştü, yıkın da bu insanlar rahat nefes alabilsin. Bu metruk yapılara tarihi eser olduğu için dokunulmuyor ama restorasyon da yapılmıyor. İki arada bir derede bırakılmış şekilde bekletiliyor. Bu yapılarda kaç defa yangın çıktı hatırlamıyoruz bile. Mahallede dünya kadar yıkılması gereken yapı var ama yıkmıyorlar. Yabancı turistler gelip bu virane olmuş yerleri çekiyorlar ve kendi ülkelerine servis ediyorlar. Bu imaj bizim ülkemiz açısından hiç iyi değil. Mahallemizin restorasyona ihtiyacı var. Her gün metruk yapıların duvarlarına ya da içine tuvaletini yapan adamlarla karşılaşıyorum. Ben bu vatandaşlara ne diyebilirim. Bunu yapan mahalle sakinlerimiz değil, yoldan geçen sorumsuz vatandaşlardır. Bu bölgede yer alan metruk yapıları gören vatandaşlar, bunları WC niyetinde kullanıyor. Ankara’nın göbeğinde bir mahallede bu görüntülerle sık sık karşılaşıyoruz. Bu durum bizim için utanç vericidir. Bunun önüne geçmek için bu metruk yapıları yıkıp, temizlemek gerekir” ifadelerini kullandı. “ALIŞVERİŞ ALANLARI MAHALLEMİZE EKONOMİK OLARAK KATKI SAĞLIYOR” ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde yeni yeni nefes almaya başladık’ belirten İmdat, “Maaşlarımıza yaptığı zam sayesinde bir şeyler yapabiliyoruz. Ondan önce çok az bir para alıyorduk, sigortamız bile yoktu. Şimdi hepsine sahibiz. Bize yer yaptılar. Altındağ Belediye Başkanı Asım Balcı da bize kırtasiye malzemesi desteği veriyor. Kendisine teşekkür ediyoruz. Mahallemize muhtarlık yeri bile yaptı. Ben 18 yıldır evrak parası bile almayan bir muhtarım. Çünkü hizmet ettiğim insanların maddi durumu belli. Ben de bu insanların arasından çıkan birisiyim. Durumu iyi olmayan birisinden nasıl evrak parası alabilirim.  Mahallemizin sınırları içerisinde yer alan bütün tarihi yapılar mahallemize değer katıyorlar. Özelikle alışveriş alanları da ekonomik olarak katkı sağlıyor çünkü çok fazla alışveriş yapılıyor. Çıkrıkçılar Yokuşu, Çerkez Pazarı, tarihi Ulus Hali ve Saman Pazarı gibi alışveriş alanları bizim bu bölgelerde yer alıyor” diye konuştu. TEDAŞ SOKAK LAMBALARIMIZI YAPMIYOR” Mahallenin sokak lambaları, elektrik telleri ve ağaçlarının birbirine karıştığına dikkat çeken İmdat, “TEDAŞ’ı arıyoruz bize randevu alın diyorlar. Ağaç budama işleri bile bu TEDAŞ yüzünden yapılmıyor. Mahallenin yanmayan sokak lambalarını bile yaptıramıyoruz. Mahallemizde aydınlatma sıkıntımız var. TEDAŞ bizim mahallemize gelmiyor. Elektrik kesildiğinde gelip bu mahallenin durumunu görmelerini istiyoruz. Karanlıktan göz gözü görmüyor. Geçenlerde beş gün boyunca elektriğimiz gitti. Neyden kaynaklandığını bir türlü bulamadılar. Bir sokak lambası için bir hafta beklediğimiz oluyor. Kaç defa arıyoruz, dönen yok. Neden gelmiyorsunuz? Diye sorduğumuzda da köpekler var diyorlar. Mahalleye geldiğinizde mahalle muhtarını yani beni arayın biz de bu konuda size yardımcı olalım. Altındağ eski Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’den mahallemizin sokaklarına asfalt yapması için yalvardık, yapmadı. Asım Balcı geldiğinde bu isteklerimizi karşıladı. Sokaklarımıza asfalt attı, bize muhtarlık binası yaptı” dedi. “MAHALLEMİZDE BİR ÇOCUK PARKI YOK” Muhtarın mahalle babası olduğunu kaydeden İmdat konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bunu baba ve kardeş olarak görenler var. Muhtar mahallenin her evine rahatlıkla girip çıkar. Mahallelinin her sorununu halleden ve her sorununa koşan kişidir. Mahallemizin sıkıntılarını birlikte halletmemiz gerekir. Sadece benimle bu iş olmaz, mahallelinin de destek olması ve ilgili kurumları rahatsız etmesi gerekir. Sorunlarımızın geç çözülmesinde mahallenin sosyoekonomik yapısı da etkilidir. Mahallemizin çoğu sosyal yardıma muhtaç ailelerden oluşuyor. Birçoğu bu yardımlardan yararlanıyor. Bu yardımları su istimal eden aileler de çıkıyor. Alınan kömürleri satan kişiler çıktı. Bu yüzden her yıl yeniden tespit çalışması yapılıyor. Hangi ailenin gerçekten bu yardıma ihtiyacı olduğunu belirliyoruz. Seçim çalışmamızı ‘Mahallenin sakini değil, sahibiyiz’ sloganı ile yürüttük. Mahallenin sahibi olduğumuza artık tereddütle bakıyoruz çünkü hiçbir yaptırımımız kalmadı. Sahipsiz bir mahalle burası. Buranın dönüşüm aşamasında olması bu işte çok büyük bir etkendir. Bir kaldırımı yapana kadar canımız çıktı. Kendimize, mahallemize ait bir çocuk parkımızın olmasını istedik. Mahallemizde bir çocuk parkı yok. Gençlik Parkını çocuk parkı olarak mı görelim? Bizim burası akşamları, özelikle metruk yapıların yer aldığı yerler maddecilerle doluyor. Aileler nasıl Gençlik Parkına gidip gelsin? Ulus’ta oturduğumuzu söylediğimizde tuhaf bakıyorlar. Bu bakış açısını Ulus’ta yaşayanlar değil, dışarıdan gelenler bıraktı. Restorasyon çalışmaları bir an önce başlamalı.”          
Editör: TE Bilisim