GELİŞEN teknoloji, bilgi çağı, hız… Hepsi biz insanlık için üretildi. Üretilmedi hatta ürettik. Bunların hepsi birbirimize daha fazla yakınlaşalım, birbirimizi daha iyi anlayalım diye ortaya konuldu. Ama yaşadığımız dönem bizi, birbirimize yakınlaştırması gerekirken daha da uzaklaştırdı. Bilişim çağı olarak adlandırdığımız dönem, 1990'lardan günümüze olarak tanımlanmakta. İnsanoğlu çok iyi noktalara geldi. İnsanlık ilerlerdi ilerlemesine ama yükseldikçe birbirini unuttu. Birbirimizin iyiliği için değil kötülüğü için yaşar olduk. Charlie Chaplin'in, yapım yılı 1940 olan bir filmi var. Orda şimdiki zamana ışık olacak çok güzel sözler var. Ben bir kaçını sizin için derledim. Hızlı geliştik ama bu sırada kendimize de zarar verdik diyor mesela. O dönem 1940'ların yaşandığı dönem. Şimdiyle kıyasladığımızda arada dağlar kadar fark var. Şimdiki gelişmişlik kat ve kat fazla mesela. Sonuca gelindiğinde ise değişen bir şey yok. Geliştik ama kendimize de zarar verdik… Savaşları büyüttük mesela. Daha kolay savaşabiliyoruz artık. Daha hızlı daha etkiniz. Hiç acımamız yok artık! Makineleşmekten neden korkuluyor? Makine dediğimiz şey duygusuz ve kalpsiz bir alet çünkü. Ee şimdi bizler de kalpsizleştiğimize göre makineden pek bir farkımız kalmıyor. Hatta makineler daha mı iyi ne? Onları kullananlar kötü görüldüğü üzere. Bilim kurgu filmlerindeki gibi dünyayı ele geçirseler belki biter bu savaşlar. Charlie Chaplin filminde bu konuya da değiniyor. Makineden çok insanlığa ihtiyacımız var diyor. Savaşalım evet tabii ki savaşalım. Ama insanlık için barış için savaşalım. Yoksa bu kötü niyetli savaşların bir sonu yok. Dünya yeterince büyük… Bir bu kadar daha insandan fazlasını kabul eder. Ama böyle devam edersek hepimizi atacak aşağıya. Uzayda şöyle bir savrulmasına bakar. Güzel yaşamayı amaç edinmek dileği ile…