Yağmurlu havalar yavaş yavaş yüzünü göstermeye başladı. Mevsimsel açıdan zaten doğru olanı da bu. Çünkü bayadır mevsimler dengesini şaşırmaya başladı. Bazen kışın içindeyken bahar gibi havayla karşılaşıyoruz, bazen de yazın ortasında donuyoruz… Mevsimsel değişikliklere bakıp yağmur yağdığını görünce de ister istemez mutlu olunuyor. Çünkü yağmur berekettir, bolluktur, yokluk çekmemek demektir… Eskilere bakıyorum da mevsiminde yağan yağmura nasıl sevinilirdi. O senenin bolluk içinde geçeceğine dair yorumlar yapılırdı. Eğer ki beklenen yağmur yağmıyorsa topluca yağmur duasına çıkılırdı. Çünkü yağmurun olmaması demek o kışın zor geçeceği anlamına gelirdi. Tabi yağmura mevsiminde yağıyorsa sevinilirdi. Örneğin tahıl işiyle uğraşan bir bölge için yazın yağmurun yağıyor olması hasadın yerle bir olacağı anlamına da gelirdi… Bu insanlık çağının her döneminde böyleydi esasında. Yağmur demek direkt bereket demektir, üretmek demektir… Dahası yağmur toprak kokusudur, yeşermektir. Yağmur yeniden can bulmaktır. Yağmur hayattır… Bundan dolayı doğanın dengesini bozmamak gerekiyor. Dünyaya zarar verecek kimyasal maddeleri kullanmaktan kaçınmak gerekiyor. Ya da doğanın dengesini sarsacak derecede hazırlanan projelere imza atmamak gerekiyor. Sağlıksız şekilde enerji elde edelim derken bir yudum suya muhtaç olacak hale bizi sokmamaları gerekiyor. Dünyanın, yaşamın kıymetini bilmek gerekiyor. Aynı zamanda bizden sonraki nesillere de yaşanılabilir bir dünya bırakmak gerekiyor. İşte bunlardan dolayı her birimiz doğanın kıymetini bilmeli ve bunu bilecek çocuklar yetiştirmeliyiz. Yaşam denilen şey önemli çünkü…

Editör: TE Bilisim