Ömrü boyunca ırkçılıkla mücadele edip Hindistan’ın bağımsızlığını kazanması için uğraşan Mohandas Karamchand Gandhi, 2 Ekim 1869’da Porbandar’da doğdu. Babası Karamchand Gandhi başvezir, annesi Putlibai dindar bir kadındı. Henüz 13 yaşındayken ailesi tarafından akranı Kasturba Makhanji ile evlendirildi. Kasturba ileride, dört çocuğunun annesi, öğretilerinin sıkı takipçisi ve hayat arkadaşı olacaktı.
Ailesi Gandhi'nin avukat olmasını istiyordu. Londra’daki okul yıllarında hukuktan ayırdığı zamanları keman, dans, hitabet ve Fransızca dersleri ile dolduruyordu. Bir süre sonra University College London’da eğitimini bitirip evine, Hindistan’a döndü ve iki yıl avukatlık yaptı. İşler istediği gibi gitmeyince önce lise öğretmenliğini, ardından arzuhalciliği denedi. Her ikisi de içine sinmeyince Güney Afrika’daki bir Hint firmasının teklifini kabul etti ve birinci sınıf kompartımanda yola çıktı. Bu yolculuk onun için dönüm noktasıydı; trende ayrımcılığa maruz kaldı. Görevliler biletini göstermesine rağmen onu “siyah” olmasından ötürü üçüncü sınıf kompartımana göndermek istediler. Reddedince trenden atıldı.
Gandi 1920'lerde gözlerden uzakta kaldı. Swaraj Partisi ile Hindistan Ulusal Kongresi arasındaki ayrılıkları çözmeye çalıştı ve paryalık, alkolizm, cehalet ve yoksulluğa karşı girişimlerini yaygınlaştırdı. Tekrar öne çıkması 1928 yılında olmuştur. Bir yıl önce İngiliz hükûmeti Sir John Simon başkanlığında yeni bir anayasal reform komisyonu atamıştı. Üyeleri arasında bir tek Hint bile olmayan bu komisyonu Hindistan siyasi partileri boykot etmiştir. Gandi, Aralık 1928'de Kalküta kongresinde İngiliz hükûmetine Hindistan'a İngiliz Milletler Topluluğu'na bağlı yönetim hakkı verilmesini ya da bu sefer amacı tam bağımsızlık olan yeni bir işbirliği yapmama kampanyasıyla yüz yüze kalacaklarını bildiren bir kararın kabul edilmesini sağladı.
Gandi hemen bağımsızlık isteyen Subhas Chandra Bose ile Jawaharlal Nehru gibi gençlerin görüşlerini yumuşatmakla kalmadı, kendi görüşlerini de değiştirerek bu çağrıyı iki yerine bir yıl bekletmeyi kabul etti.[11] Britanyalı yetkililer bunu cevapsız bıraktı. 31 Aralık 1929'da Lahor'da Hindistan bayrağı açıldı. Lahore'da toplanan Hindistan Ulusal Kongresi tarafından 26 Ocak 1930 Hindistan'ın Bağımsızlık Günü olarak kutlandı. O gün hemen hemen tüm Hint örgütler tarafından kutlanmıştır. Sözünde duran Gandi Mart 1930'da tuz vergisine karşı yeni bir satyagraha başlattı. Kendi tuzunu yapmak için Ahmedabad'dan Dandi'ye 12 Mart'tan 6 Nisan'a kadar 400 kilometre yürüdüğü Tuz Yürüyüşü bu pasif direnişin en önemli bölümüdür. Denize doğru yapılan bu yürüyüşte Gandi'ye binlerce Hint eşlik etti. Britanya idaresine karşı en rahatsız edici kampanyası bu olmuştur ve Britanya yönetimi buna 60.000'in üzerinde kişiyi hapse atarak karşılık vermiştir.
Lord Edward Irwin tarafından temsil edilen hükûmet sonunda Gandi ile görüşmeye karar verdi. Mart 1931'de Gandi–Irwin Paktı imzalandı. Britanya hükûmeti sivil başkaldırı hareketinin durdurulmasına karşılık tüm siyasi tutukluları serbest bırakmaya razı oldu. Ayrıca Hindistan Ulusal Kongresi'nin tek temsilcisi olarak Gandi Londra'da yapılacak olan yuvarlak masa toplantısına davet edildi

Editör: TE Bilisim