Haber: Eyüp Sari

Türkiye, Ukrayna, Rusya ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında yapılan tahıl koridoru anlaşmasına ilişkin Ulusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar değerlendirmelerde bulundu. İlk geminin yola çıkması ile tahıl ürünleri fiyatlarında hızlı düşüşlerin görülmeye başlandığına değinen Taşpınar, “Tonu 450 dolara çıkmış olan ekmeklik buğday fiyatları 358 dolara düştü. Yine makarnalık buğday fiyatları 455 dolara, arpa fiyatları 318 dolara geriledi. Diğer bazı gıda ürünlerinde de benzer düşüş eğilimleri görülmeye başlandı.” dedi.

Tahıl Koridoru anlaşması ile tahıl ürünleri yüklü gemiler hedef pazarlara ulaştıkça fiyatlardaki düşüş eğiliminin belirli bir düzeyde sürebileceğini değerlendiren Taşpınar, “Tahıl koridorunun açılması ile dünyaya sunulan imkanlardan payı ölçüsünde ülkemiz de yararlanacaktır. Daha uygun fiyatla tahıl ürünlerine ve gübre hammaddelerine erişebilecektir. Tahıla dayalı mamul madde ihracatında yakaladığı rekor düzeyi koruma ve artırma imkanına kavuşacaktır” ifadelerini kullandı. 

“BUĞDAYDA STOKLARIN AZALACAĞI BEKLENTİSİ HAKİM”

Taşpınar, COVİD-19 salgını; lojistikteki yavaşlama, deniz ve kara taşımacılığında uygulanan sıkı sağlık tedbirleri ve birçok ülkenin tarım ürünleri ihracatına kısıtlama getirmesinin global gıda fiyatlarının yükselmesine neden olduğunu ifade etti. 

Pandemi kaynaklı yaşanan sorunlar sürerken Rusya-Ukrayna arasında savaşın patlak verdiğine değinen Taşpınar şunları ifade etti: “Savaş; lojistikte aksama, gıda tedarik zincirinde sıkıntılar, limanların, kritik önemdeki ticari işletmelerin kapanması sonucunu ortaya çıkarmıştır. Rusya ve Ukrayna’nın birçok temel gıda maddesinin küresel tedarikçisi konumunda olmaları (Dünya’da arpa ihracatının yüzde 27-30’unu, buğday ihracatının yüzde 30-34’ünü, mısır ihracatının yüzde 17- 20’sini oluşturmaktadırlar) savaşın etki alanını gıda güvenliğine taşımıştır. Savaşın Ukrayna’da bu üretim sezonunda ekili ürünlerin bakım ve hasadında oluşan sorunlar nedeni ile buğday ve mısır üretiminde milyonlarca ton azalmalara neden olacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca; Rusya’nın doğal gaz ihracatı küresel ticaretin yüzde 20’sini oluşturmaktadır (enerji fiyatlarında dramatik artışlar, enerji yoğun üretilen gübre, tarımsal ilaç gibi girdilerin üretim maliyetlerinin yükselmesinin nedeni). Rusya azotlu ve potasyumlu gübrede yaklaşık yüzde 15’er, savaşa taraf olan Belarus ise potasyumlu gübrede yaklaşık yüzde 15 küresel ihracat payına sahip olup, ticaretlerinin kısıtlanması global gübre fiyatlarını şaha kaldırmıştır. Ülkeler stoklamaya yönelmişler, ihracat kısıntına ya da yasaklama yoluna gitmişler (gıda milliyetçiliği), bireyler ise gıda temin güvensizliği ve panikle temel ürünlerde stoğa yönelmişlerdir. Tüm bunlar gıdaya erişimde önemli sorunlarla birlikte global gıda fiyatlarında önemli artışlara, daha önce enflasyonla tanışmamış ülkelerde bile enflasyon baskısının oluşmasına neden olmuştur.”

Dünya buğday üretiminin 778 milyon ton düzeyinde olacağının tahmin edildiğini, tüketimin ise 788 milyon ton olacağı ve stokların azalacağı beklentisinin hakim olduğunu belirten Taşpınar, “Asıl sorun Ukrayna’nın bu üretim sezonundaki üretim düşmesi, gelecek üretim sezonunda bunun çok daha dramatik olacağı öngörüsü yanında, geçen sezon depolarda bekleyen ürünler ve bu sezon üretilen ürünlerin savaş nedeni ile dünya pazarlarına arz edilememesidir. Üstelik bu boyutta olmasa da Rusya da ürettiklerini savaşın oluşturduğu sorunlar ve konulan ambargolar nedeni ile pazarlara arz etmekte zorlanmaktadır. Bu koşullar; enerji, gübre, zirai ilaç gibi maliyeti doğrudan etkileyen unsurların pazara arzında oluşturduğu zorluklar ve fiyat artışlarına bağlı olarak tahıl ürünlerinin fiyatları toplumların altından kalkamayacağı düzeye ulaşması sonucunu doğurmuştur. Dünyanın bir bölümü özellikle Afrika’nın birçok ülkesi zaten kuraklık nedeni ile kıtlık tehlikesi ile karşı karşıya iken, temel gıda ürünleri olan tahılların temin güçlüğü veya yüksek fiyatları nedeni ile sorun giderek derinleşmekte, insani drama dönüşmektedir. Nitekim salgından önce tonu 250 dolar olan ekmeklik buğday fiyatı, salgınla yükselmiş, buna savaşın eklenmesi ile 450 dolar gibi bir düzeye ulaşmış, bu durum diğer tahıl ürünleri ve gıda ürünlerine de yansıyınca gıda enflasyonu görülmedik boyuta ulaşmış, gıda güvenliği ülkelerin bir numaralı sorunu haline gelmiştir” dedi.

[caption id="attachment_167496" align="aligncenter" width="740"] A beautiful shot of a whet field with a cloudy sky in the background at daytime[/caption]

“DÜŞÜŞ EĞİLİMİ BELİRLİ BİR DÜZEYDE SÜRECEK”

Türkiye’nin savaşın başından beri ortaya koyduğu barıştan yana tavrını bir kez daha devreye soktuğuna dikkat çeken Taşpınar, “Yapılan İstanbul merkezli uzun müzakereler meyvesini verdi ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın riyasetinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Türkiye, Rusya ve Ukrayna’nın ilgili bakanları tarafından 22 Temmuz 2022 tarihinde “Tahıl Koridoru” mutabakatı imzalandı. Mutabakat ile tahıl ve benzeri ürünlerin Ukrayna’ya ait 3 liman üzerinden emniyetli bir şekilde dünya pazarlarına nakli garanti altına alındı. Sonradan yetkililer tarafından yapılan açıklamalar mutabakat kapsamının Rus tahıl ürünlerini ve gübre hammaddelerini de kapsadığı anlaşıldı ki, bu kapsam çok daha çarpıcı sonuçlar doğuracak içeriktedir. Mutabakat kapsamında planın icra ve denetiminin İstanbul’da kurulacak “Koordinasyon Merkezi” tarafından yürütülmesi kararlaştırılmıştı. Türkiye’nin ısrarlı çabası ile kısa süre sonra 26 Temmuz 2022’de Koordinasyon Merkezi kurularak İstanbul’da faaliyetine başladı. Ukrayna limanlarında tahıl ürünlerinin gemilere yükleme çalışmalarına başlandı, çok kısa süre içerisinde Koordinasyon Merkezi planlama ve izlemesi altında dünya pazarlarına sunulmak üzere yola çıktı. Bu açıklamalarla, pandemi yükünün hafiflemesi ve hasat dönemi bolluğunun etkisi ile düşüş eğilimine girmiş olan tahıl ürünleri fiyatlarında hızlı düşüşler görülmeye başlandı. Nitekim, tonu 450 dolara çıkmış olan ekmeklik buğday fiyatları 358 dolara (geçen yıl 250 dolar) düştü. Yine makarnalık buğday fiyatları 455 dolara (geçen yıl 353 dolar), arpa fiyatları 318 dolara (geçen yıl 213 dolar) geriledi. Diğer bazı gıda ürünlerinde de benzer düşüş eğilimleri görülmeye başlandı. Ayrıca tahıl üretiminde önemli bir girdi olan gübre fiyatlarında da gerilemeler olacağı beklenilmektedir. Tahıl ürünleri yüklü gemiler hedef pazarlara ulaştıkça fiyatlardaki düşüş eğiliminin belirli bir düzeyde sürebileceği değerlendirilmektedir. Bu durum Dünya’nın gözü önünde gerçekleşen Türkiye’nin kesin bir diplomasi zaferidir. Adeta Türk’ün Dünya gıda güvenliğine vurulmuş bir mührüdür. Temel gıdalar konusunda Dünya’yı rahatlatacak, soluk aldıracak bir girişimdir. Afrika’daki kıtlığın pençesinde kıvranan toplumlara sunulmuş bir umut ışığıdır” dedi. 

“SON DERECE STRATEJİK DAVRANILMALI, TEDBİRLER ALINMALI…”

Tahıl Koridoru anlaşmasına harfiyen uyulması koşulu ile başka programların da gündeme geleceğini ifade eden Taşpınar, “Belki tahıl koridorundan sonra enerji koridoruna evrilerek, Dünya’yı enerji kıskacından kurtaracak bir gelişmenin de yolunu açacaktır. Muhtemeldir ki kalıcı ateşkesin sağlanmasına yol açacak, diplomatik çabaları da tetikleyecektir. Ancak, şu an Türk’ün pozisyon kazanmasından çekinen güçlerin, barıştan çok savaştan beslenen çevrelerin muhtemel oyun bozucu aksiyonlara kalkışmaları karşısında, son derece stratejik davranılmalı, tedbirler alınmalı, Dünya barışına ve huzuruna hizmet edecek bu gelişmelerden insanlığın mahrum kalmasına izin verilmemelidir. Diğer taraftan savaş bitmediği sürece bu mutabakat hedeflerine ulaşsa bile Karadeniz Bölgesindeki üretim düşüşü, enerji ve diğer girdi maliyetlerinin yüksekliği sebebiyle dozu düşerek de olsa gıda enflasyonu dünyayı kavurmaya devam edecektir. Asıl olan savaşı sonlandırmak ve Türkiye’nin girişimlerinin nihai hedefi bu olmakla birlikte, Dünya’nın ve ülkemizin gıda temini ve enerji konusunda kendi göbeğini kesmeye yoğunlaşması elzemdir” diye konuştu. 

Küresel ölçekteki sorunların ülkemizi ve buğday ile ilişkili sektörleri de etkilediğine değinen Taşpınar, lojistik sıkıntılar, gıda tedarik zincirinin bozulması, gaz ve petrol ve enerji fiyatlarındaki yükseliş, gübre, tarımsal ilaç ve diğer tarımsal girdilerde de dramatik artışların yaşandığını belirtti.

Türkiye’nin tarım ve gıda ürünlerinde dış ticaret fazlası olan bir ülke olduğuna vurgu yapan Taşpınar, “Nitekim 2021 yılında Tarım ve Gıda Ürünleri Dış Ticaretinde 7,2 milyar dolar fazla vermiştir. Aynı husus Buğday ve Mamulleri Dış Ticaretinde de söz konusudur. Ülkemizde genelde olduğu gibi bu sezonda da iç tüketim ihtiyacını karşılayacak düzeyde bir buğday üretiminin (20 milyon ton) gerçekleşebileceğini öngörmekteyiz. Ancak dahilde işleme rejimi kapsamında buğdayın işlenip, mamul madde olarak ihraç edilmesi için her yıl belirli bir miktar buğday ithalatı yapılmaktadır (un, bulgur ihracatında Dünya’da birinci, makarna ihracatında ikinci bir ülke). Bu ithalat coğrafi yakınlık, lojistik kolaylıklar, yüksek kalite ve uygun fiyat gibi sebeplerle ağırlıklı olarak Rusya ve Ukrayna’dan yapılmaktadır. Dolayısı ile salgın akabinde başlayan savaş ülkemiz buğday sektörünü hem ürün hem de girdiler üzerinden doğrudan etkilemiştir” ifadelerini kullandı.

“ALT YAPI YATIRIMLARI HIZLANDIRILARAK VERİMLİLİK YÜKSELTİLMELİ”

Tahıl koridorunun açılması ile dünyaya sunulan imkanlardan payı ölçüsünde Türkiye’nin de yararlanacağını vurgulayan Taşpınar, “Daha uygun fiyatla tahıl ürünlerine ve gübre hammaddelerine erişebilecektir. Tahıla dayalı mamul madde ihracatında yakaladığı rekor düzeyi koruma ve artırma imkanına kavuşacaktır. Ülkemiz bulunduğu coğrafi konum itibarı ile, enerji temininde önemli bir sorun yaşamamakla birlikte yükselen global enerji fiyatlarından etkilenmekte, buna bağlı olarak üretim maliyetleri de yükselmektedir. Bu nedenle iyi bir trend yakaladığı yenilenebilir enerji ve nükleer enerji yatırımlarını hızla tamamlamalı, yenilerini programına almalıdır. Böylece enerjide dışa bağımlılığı hızla azaltarak, enerjinin maliyetler üzerindeki yükünü hafifletme potansiyeline sahip olabilecektir. Savunma sanayii kadar stratejik sektör olan tarım sektöründe başta sulama olmak üzere alt yapı yatırımlarını hızlandırarak verimlilik yükseltmelidir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Editör: TE Bilisim