Özel Haber: Kadir GÜRHAN

Havaların ısınması ile birlikte bağ, bahçe ve yeşil alanlara fidan dikme sezonu da başladı. Ankaralıların fidan ve çiçek satış noktalarından biri olan kale dibi fidancıları son otuz yılın en kötü sezonunu geçirdiklerini söyledi. Yaklaşık 40 yıldır Ankara Kalesi dibinde fidancılık ve çiçekçilik ile uğraştığını söyleyen Ankara Kaledibi Fidancılar ve Su Bitkileri Satıcıları Derneği Başkanı Ayhan Topçu, fidanda talebin yüzde 10’lara kadar indiğini belirtti. 

Vatandaşın alım gücünün düşmesiyle birlikte satışlarının her geçen gün düştüğüne vurgu yapan Topçu, fidancılığı zevk için yaptığını ifade etti. Topçu, “Çünkü yapabileceğimiz başka bir iş yok. Dükkanlarımız bomboş, satacak mal bulamıyoruz, sattığımız malı da yerine koyamıyoruz. Üreticiye baktığınızda mazot, nakliyat, işçilik ve gübrenin yüzde yüz arttığını görüyoruz. Üretici bu işi nasıl yapabilir ki? 10 liralık mal olmuş elli lira. Yavaş yavaş sektörün sonuna geldiğimizi düşünüyoruz. Zamanla bizim işimiz de tamamen biter” diye konuştu. 

“OTO YIKAMA YERİNE SU VAR BİZE YOK”

Yılardır Ankara kale dibinde canlı yetiştirdiklerini dile getiren Topçu, “Su ve elektriğimiz olmamasına rağmen 40 yıldır bu işi severek yapıyoruz. Birçok kuruma sayısız kere başvuru yaptık. Hiçbir kurum ve belediye bizim sorunumuzu çözmüş değil. Bize ‘orası doğal sit alanıdır oraya su veremiyoruz deniliyor’ ama yan tarafımızda açılan oto yıkama yerine su veriliyor. Bu oto yıkama yeri sit alanına etki yapmıyor mu? Neden oraya su veriliyor da bize verilmiyor? Bunun açıklamasını 40 yıldır almış değiliz. Artık biz de yorulduk, kendi imkanlarımızla su taşıyarak canlı yetiştirmeye devam ediyoruz” dedi. 

“FİDANDA TALEP YÜZDE 10’A KADAR İNDİ”

Fidanda talebin yüzde 10’a kadar indiğine işaret eden Topçu, “Önceden geçim sıkıntısı yoktu, alım gücü yüksekti. Şimdi ise alım gücü düşük geçim sıkıntısı var. Satışlarımız her geçen gün azalıyor. Son dönemlerde fidancılığı adeta zevk için yapıyoruz. Çünkü yapabileceğimiz başka bir şey yok. Kırk yıldır bu işi yapıyoruz. Son otuz yılın en kötü sezonunu geçiriyoruz. Vatandaş ancak ver ancak boğazından artarsa gelip fidan alabiliyor. Dükkanlarımız bomboş, satacak mal bulamıyoruz, sattığımız malı da yerine koyamıyoruz. Üreticiye baktığınızda mazot, nakliyat, işçilik ve gübre yüzde yüz arttığını görüyoruz. Üretici bu işi nasıl yapabilir ki? 10 liralık mal olmuş elli lira. Yavaş yavaş sektörün sonuna geldiğimizi düşünüyoruz. Zamanla bizim işimiz de tamamen biter” şeklinde konuştu. 

“ÇOCUKLARA FİDAN YETİŞTİRMEYİ ÖĞRETEBİLİRİZ”

Fidan yetiştirmeyi babasından devir aldığını ve yaklaşık 40 yıldır bu işi yürüttüğünü belirten Topçu, “Bize bu işi yaptırmayacaklar gibi gözüküyor. Bizim de son dönemimiz gibi gözüküyor. Toplum yönlendirme ile ağaç da yetiştirir, yeşilliğe de önem verir. Bizim milletimiz çiçeği, böceği ve bitkiyi sever ama yönlendiren yok. Topluma bir öngörü kazandırmak gerekir ama bu konuda zayıf kalıyoruz. Devlet, hükümet ve yerel yönetimler olarak fidan yetiştirme konusunda üzerimize düşen şeyleri yapmıyoruz. Çocuklara fidan yetiştirmeyi öğretebiliriz. Fidan yerlerini gezdirebiliriz. Okullarda bunu özellikle yapmalıyız. Çiçek ve ağaç yetiştirmeliyiz. Yönlendirme çocukluktan yapılan bir şey. Bizi bundan 50 sene önce götürüyorlardı. Öğrenci olarak bu tarz etkinlikleri çok severdik. Ağaç sevgisi bu şekilde aşılatılabilir. Bunların hiçbirini yapmıyoruz. Gösteriş için birisi kalkıp gidip fidan dikiyor, birkaç poz veriyor ve basına konuşuyor. Sonra da filan kişi adına hatıra ormanı deniliyor. Baktığımızda orman denilen şey birkaç ağaçtan ibaret. Hatıra ormanı yapıyor ama devamı ve bakımı gelmiyor. Bütün fidanlar kuruyor” ifadelerini kullandı. 

“VERGİ VE KALDIRIM PARASINI ÖDÜYORUZ”

‘25 yıldır burada dernek başkanlığı yapıyorum’ diyen Topçu, “Her şeyi görüyoruz ve biliyoruz. Biz devletimizin hiçbir kuruşunu yemiyoruz. Aldığımız belli yediğimiz belli. Burada bulunan herkes vergisini veriyor. Burası Milli Emlak Müdürlüğünün yeridir, biz de fahiş fiyatlarda kira ödüyoruz. Kızılay’daki 100 metre kare dükkanla aynı kirayı ödüyoruz. Ne elektriğim ne de suyum var. Kaldırım parasını da her zaman ödüyorum. Senede 2 bin TL kaldırım parası ödüyoruz. Kaldırıma biraz gübre ve birkaç saksı koyduğumuz için bu ödemeyi yapıyoruz” dedi.  

“DEVLETTEN VE YEREL YÖNETİMLERDEN SU İSTİYORUZ”

Suları olmadığı için haftada bir depo su aldıklarını söyleyen Topçu, “Buraya haftada bir depo suyu kamyonla getiriyoruz. Her depo su bize 600 TL’ye mal oluyor. Ayda 4-5 depo su alıyoruz, bu da aylık 3 Bin TL’ye denk geliyor. Devlet suyumuzu bağlasa biz de faturamızı öderiz. Bu duruma da düşmeyiz. Kullanma suyu istemiyoruz. Şebeke suyu istiyoruz. Sadece şebeke suyunu bağlasınlar. Parasını ödemediğimizde de suyumuzu kessinler. Her şeyi kendimiz yaparız bizim devletten ve yerel yönetimlerden istediğimiz sadece sudur. Literatürde ne kadar fidan çeşidi varsa hepsini bizde bulabilirsiniz. Bin çeşit ağaç, bitki, çiçek ve meyve fidanı var. Çiçek literatüründe ne varsa hepsini bulunduruyoruz. Çiçek ya da bitki bulundurmak önemli değil, önemli olan alım gücü var mı yok mu? Satışlarımızda daha önce de belirttiğim gibi ciddi bir kayıp var. Bu gidişle biz de birçok sektör gibi kapatmak zorunda kalacağız. Çünkü satış yapamıyoruz, sattığımızı da yerine koyamıyoruz” diye konuştu. 

“PANDEMİ DE SATIŞLARIMIZ DAHA İYİYDİ”

Topçu konuşmasına şu şekilde devam etti: “Pandemi de işlerin kötü olmasını bekliyorduk ama şuan ki durumdan on kat daha iyiydik. Hafta sonu sokağa çıkma yasağı olduğu için herkes Cuma gününden buraya gelip fidanını ya da çiçeğini alırdı. Hatta bazen uzun kuyruklar oluşurdu. Aldığı fidanı ve çiçeği hobi bahçesine ya da kırsalda tuttuğu yere götürüp dikiyordu. İnsanlar pandemi de uğraşacak bir şeyler arıyordu. Bu da bitki ve evcil hayvanlar oldu. Şimdi o da kalmadı, en azından o zaman toplu satış yapabiliyorduk. Şu an sezonu olmasına rağmen kimsenin olmadığını siz de görüyorsunuz. Dünyanın en ucuz yeri burasıdır, bütün Ankaralıların buraya gelmesi gerekir. Çiçek ve bitki sektörüne iyice bakıp buraya gelebilirler. Vatandaşların en ucuz bitkiyi bulacağı yer burasıdır, başka yer değildir. Fidancılara gereken önem verilmelidir. Günümüz kentleşmesiyle birlikte her yerde beton yapılar yükselmeye başladı. Yeşil alanlar gittikçe azalıyor. Temiz hava ve yeşil alanların korunması, geliştirilmesi için fidan ve çiçek alıp bakmamız gerekir. Ancak bu şekilde doğayı korumuş oluruz. Bir hayvanı beslediğimiz gibi bir çiçeği ve fidanı da besleyebiliriz.”

EN ÇOK SATILAN FİDANLAR

“Sezonun açılmasıyla birlikte elma, armut, kiraz, vişne, ceviz, şeftali, erik ve kayısı gibi fidanlar daha çok satılıyor. Günümüz kentleşmesiyle birlikte her yerde yapılar yükselmeye başladı. Yeşil alanlar gittikçe azalıyor. Temiz hava ve yeşil alanların korunması, geliştirilmesi için insanların fidan ve çiçek alıp bakmaları gerekir. Ancak bu şekilde doğayı korumuş oluruz. Bir hayvanı beslediğimiz gibi bir çiçeği ve fidanı da besleyebiliriz. Fidan ve çiçek sevgidir. Bu sevgiyi büyütmeliyiz.”

Editör: TE Bilisim