A Milli Takımımız FIFA Dünya Kupası elemeleri G grubu dördüncü maçında Karadağ ile 2-2 ile berabere kalarak büyük bir fırsat tepti. 90+7’de gelen Karadağ golü moralleri alt üst ederken, oyun felsefesinden yoksun Şenol Güneş’in golden önce olduğu gibi sonrasında da yapabileceği hiçbir şey yok. Takım olarak bir oyun felsefesinden yoksun geleneksel futbol anlayışı ile oynamaya devam ediyoruz. Güneş, geleneksel futbol anlayışında diretiyor. Taraftar olarak bu oyunda diretmesinin nedenini anlamış değiliz.

Gerçeği konuşmak gerekirse Güneş, 2002 Dünya Kupası finallerinde olduğu gibi aynı oyunu 20 yıl sonra da oynatmaya çalışıyor. O geleneksel futbolda direterek başarı elde etmeye çalışıyor. Ama unutmamak gerekir ki? Ne futbol 20 yıl önceki futboldur ne de o günün takımları aynı takımlar. Türkiye futbol takımı da aynı takım değil. Milli takımın elbette ki o güne oranla fazlası da olabilir eksiği de. Fakat eksik olan ve net olarak göze çarpan şey oyun felsefesinden yoksun bir milli takım. Her takımın ve teknik adamın bir felsefesi, bir disiplin anlayışı olur. Futbolda savunma var, hücum var, birlikte saldırı ve birlikte geri dönüş var. Topa hakim olma, rakibi oyundan düşürme taktikleri var. Milli takım olarak bizim nasıl bir felsefemiz var? Sorunun cevabını oynanan futbolu izlerken bulamıyoruz.

Ünlü spor yazarı Güntekin Onay’ın maçtan sonra güzel bir yorumu oldu. Yorumu alıntılayarak olduğu gibi veriyorum; “ikinci yarıda son derece düşük bir tempoda topa sahip olup oyunu kontrol eden ay yıldızlı ekibimiz, kalesinde tehdit görmediği gibi pozisyon da üretemedi. Bu tip maçlarda tek fark her zaman tehlikelidir. 3’üncü golü bulmak için yeterli tempoyu yakalamamış olmamız son dakikalara tedirgin girmemize neden oldu. Nitekim zorla Karadağ’ı puan almaya davet ettik. Onlar da geri çevirmedi. Kalitemiz daha yüksek, evimizde oynuyoruz ama ikinci yarıda 3’üncü golü düşünmek yerine yürüye yürüye pas yaparak maçı bitirmeye çalışıyoruz.”

Oynana oyunu izleyen biri olarak şunu net olarak söylemek istiyorum; Bu şekilde bir oyun ile başımıza çok şey açabiliriz. Avrupa’da değil, Dünya Kupasında oynadığımızın farkına vararak bir oyun felsefesi geliştirmeliyiz. Bu oyun ile trafikte seyir halindeyken bir yol kazası ile karşılaşma imkanımızın yüksek olduğunu üzerine basarak belirtmek istiyorum. 

Editör: TE Bilisim