Şair, yazar, ressam Hasan Rüzgar’ın, doğadaki taşları toplayıp, kırıp, eleyerek elde ettiği malzemelerle, hiç boya kullanmadan yaptığı tablolardan oluşan, ‘Taşların Gizemi’ isimli resim sergisi Ankara Barosu Eğitim Merkezi Sergi Salonunda sanatseverlerle buluştu. Kendisini eski sporcu olarak tanımlayan, boksörlük alanında yıllarca ulusal ve uluslararası çalışmalarda bulunan Hasan Rüzgar, 2000 yılında resim sanatına başlaması ile birçok karma ve kişisel resim sergisine imzasını atmış. Türkiye’de çok az kişi tarafından kullanılan ve Hasan Rüzgar’ın teşvikleri ile Milli Eğitim Bakanlığı listesinde yer alan ‘resim kumlama tekniği’ ile resimlerini yaptığını ifade eden Rüzgar, bu tekniğin tüm Türkiye tarafından öğrenilmesini istediğini belirtiyor. AKTİF SPORCULUKTAN RESSAMLIĞA ATILAN ADIM… Öncelikle kendini anlatan Hasan Rüzgar, eski Milli Sporcu olduğunu belirterek, uzun yıllar boks yaptığını söyledi. Aktif sporculuk döneminden sonra Boks Milli Takım Antrenörlüğü, Ankara İl Boks Temsilciliği, Türkiye Boks Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği, Türkiye Boks Federasyonu Başkanlığı da yaptığını ifade eden Rüzgar, “Ayrıca Avrupa Boks Birliği üyesi olarak da görev aldım. Köln ve Budapeşte akademilerinde ise boks üzerine eğitim aldım. Daha sonraki yıllarda yurtdışında Cidde’de bir çimento fabrikasının güvenlik müdürlüğünü yaptım. O sırada ise fabrikanın spor topluluklarına da eğitimler verdim” dedi. Tüm bunlardan sonra Türkiye’ye dönüp resim yapmaya başladığına değinen Rüzgar, “Çankaya Belediyesi’nin Eğitim Kültür Müdürü iken benimle çalışan ve uluslararası ressam unvanına sahip olan Nevruz Hanım’ın teşviki ile 2000 yılında resim yapmaya başladım” diye konuştu. Hasan Rüzgar resim sanatıyla nasıl tanıştığına ilişkin şunları söyledi: “Resmi ilk yapmaya başladığımda yağlıboya çalışıyordum. 2010 yılından bu yana da ‘resim kumlama tekniği’ ismi verilen bir teknik ile resimlerimi yapmaya başladım. Şunu da eklemek gerekir ki Mili Eğitim Bakanlığı’na ait 509 adet sanat kolu bulunuyor, benim teşvikim ile resim kullanma tekniğini de eklendi ve böylelikle şuan MEB’e bağlı 510 sanat dalı bulunuyor.” “TAŞLARDA KATİYEN BOYA KULLANMIYORUM” Resim yapmaya başladıktan sonra kendisini bu konuda bir hayli ilerleten ve sonrasında 45 tane karma sergiye katılan Rüzgar, “Şuan ise 20’inci kişisel sergimi insanlarla buluşturuyorum. Bununla birlikte yurtdışında da birçok sergiler açtım. Şuan ise evimin bir odasını atölye yaptım ve çalışmalarıma orada devam ediyorum.” ifadelerini kullandı. Kumlama tekniği ile yaptığı resimlerinde malzeme olarak kullandığı kumlarda boya kullanmadığına dikkat çeken Rüzgar, “Bu teknikte öncelikle 4 milimetrelik mdf denilen kontra plaka kara kalem ile desen çiziyorum. Sonra resmi hangi renklerde boyayacaksam ve nereden başlayacaksam o kısmı tutkallıyorum. Oraya kullanacağım taşın rengini de seçerek o taşı tutkala döküyorum. Bir dakika sonra ters çeviriyorum ve yapışanlar tahtada kalıyor. Sonrasında diğer objeye geçiyorum derken tabloyu bitiriyorum. En sonda da saç kurutma makinesi ile kurutuyorum. Aksi takdirde bütün taşlar birbirine karışır” diyerek tekniğe ilişkin bilgiler verdi. KUMLAMA TEKNİĞİ İLE YAPILAN 1 TABLO, 2 YAĞLIBOYA TABLOYA BEDEL Rüzgar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bana genelde ana rengin dışında kalan taşlara nasıl renk verdiğimi soruyorlar. Tıpkı yağlı boyada olduğu gibi taşların renklerini karıştırarak ara renkleri elde ediyorum. Çünkü her renge ait taşları bulmak mümkün değil. Özetle yağlı boyadaki sistemin aynısı. Bu sistem çok meşakkatli, zaman alan bir sistem. Kumlama tekniğini kullanırken harcadığım zamanla iki tane yağlı boya tablo yapabilirim. Yani bu teknik çok zaman alan bir teknik esasında. Gün içerisinde çok vakit ayırarak bir tabloyu yapacaksam eğer bir tablonun bitmesi ortalama olarak 15-20 günü bulabiliyor.” “ESERLERİMDEN EKONOMİK ANLAMDA BEKLENTİM YOK” Resim sergisinin açılması ile çok mutluluk duyduğunu ifade eden Rüzgar, “ Her sene bir defa, bazen ise 2 kere sergi açabiliyorum. Spor camiasından, sanat camiasından ve birçok alandan arkadaşlarım geliyor. Bunun yanı sıra eşim, akrabalarım vs. birçok kişi sergilerimin açılışında bulunuyorlar. Haliyle bu kadar yakın dostumu bir arada görünce ben de çok mutlu oluyorum. Belki emeklerimi karşılayacak kadar satış olmuyor, ama benim beklentim de zaten bu değil. Dostlarla bir arada olmak ve onlara eserlerime sunabiliyor olmak da benim için büyük bir mutluluk sebebi” dedi. Bir hafta boyunca sergisinin devam edeceğini ifade eden Rüzgar, en büyük arzusunun Başkentlilerin sergi salonuna gelerek eserlerini izlemeleri olduğunu ifade etti. Rüzgar, kumlama tekniği ile yapılan resmi görüp böyle bir sanatın varlığından haberdar olsunlar istiyorum diyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Ben bu sanatın öğrenilerek yayılmasını istiyorum. Türkiye’de bu tekniği kullanan kişi sayısı çok az. Çünkü çok zahmetli, çok emek isteyen bir sanat. Bu sanatın öğrenilmesinin tek çaresi ise basın. Basında ne kadar çok yer alırsa kumlama tekniği bir o kadar öğrenilecektir.” SERGİ 27 MAYIS’A KADAR DEVAM EDECEK Rüzgar, aynı zamanda kumlama tekniğine ilişkin kurs vermediğini belirterek, öğrenmek isteyen yakınlarına kumlama tekniğini anlattığını da ifade etti. Kumlama tekniğini öğrenmek isteyenlere de tavsiyelerde bulunan Rüzgar, taşların bulunması ve sonrasında taşların kırılıp, elekten geçirilmesinin zor olduğuna değinerek tüm bunların göze alınarak bu sanata başlanması gerektiğini söyledi. Rüzgar son olarak basının el sanatlarına, resim sanatlarına ve daha birçok sanata daha fazla ağırlık vermesi gerektiğini belirterek konuşmasını sonlandırdı. Aynı zamanda bir hafta boyunca bütün Başkentlileri de resim sergisine beklediğini ifade etti. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim