Dünya Epilepsi Günü nedeniyle Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ‘Epilepsi ve Yaşam Sempozyumu’ gerçekleştirildi. Türk Psikologlar Derneği, Türkiye Barolar Birliği, Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Uluslararası Koçluk Federasyonu, Ulusal Strateji Merkezi, Epilepsi Hasta ve Yakınları Derneği iş birliği ile hazırlanan sempozyumda epilepsi nöbeti geçiren kişiye ilk müdahalenin nasıl yapılacağı gibi hayat kurtaracak bilgiler verildi. “HERKESİN EPİLEPSİ OLMA OLASILIĞI VAR” Gülhane Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde Nörolog olan Güray Koç sempozyumda epilepsi hastalığına dair bilimsel açıklamalar yaptı. Epilepsinin eski çağlardan beri bilinen ve her insanda olma olasılığı olan, uzun seyreden bir hastalık olduğunu belirten Koç, epilepsinin tarihi ile ilgili şunları anlattı: “Tarihine baktığımızda eski Mısır’da bile bilgiler bulmak mümkün, fakat o zamanlar epilepsiyi beyinden kaynaklanan bir hastalık olarak görmüyorlarmış. M.Ö 5. yy’daki kaynaklarda da epilepsiden söz ediliyor. Hipokrat’a gelecek olursak ilk defa epilepsinin beyinden kaynaklanan bir rahatsızlık olduğunu söylüyor, bundan sonra ise epilepsiye olan bakış açısı da değişiyor.” EPİLEPTİK NÖBETLER Koç, beyinde yer alan nöronlar sayesinde birbirimizle iletişim kurabildiğimizi belirterek, “Bu ise elektriksel iletişimlerle oluyor. Epilepsi de ise nöronlardaki elektriksel aktivitenin aşırı olarak ortaya çıkması sonucu engellenemeyen bir akım oluşuyor. Bu ise epileptik nöbetlere yol açıyor. Epileptik nöbetlerde bizlerin dışarıdan gördüğü olaylar olabiliyor. Bazen hasta bilinci kaybolmadığı zaman kendisi de fark edebiliyor. Ya da nöbet öncesi oluşan bazı olayları kendisi de hissedebiliyor. Biz bunları ya hastadan dinliyoruz ya da hastanın yanında olan kişiler tarafından nöbet esnasında hastanın neler yaptığını öğrenebiliyoruz. Nöbetler tabi beynin hangi noktasından kaynaklandığına göre de değişiyor” ifadelerini kullandı. “HERKESİN EPİLEPTİK NÖBET GEÇİRME RİSKİ VAR” Epilepsi nörolojik hastalıklar içerisinde yer alır, inmeden sonra en sık rastlanılan nörolojik hastalıktır diyen Koç, ‘her epileptik nöbet geçiren kişi epilepsi hastası mıdır?’ sorusunu yöneltti. Koç konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Buna hemen cevap vermek mümkün değildir. Çünkü herkesin hayatında bir kez epileptik nöbet geçirme riski vardır. Biz ilk nöbette hemen epilepsi tanısı koymuyoruz, hemen ilaca da başlamıyoruz. Kişide epilepsi olup olmadığı 2 veya daha fazlası nöbetlerin varlığı ile konuşulmaya başlanır.” “EPİLEPSİ NEDENİ BELİRLENEBİLMİŞ DEĞİL” Epilepsinin nedenlerinden bahseden Koç, yaklaşık yüzde 77’sinde hastalığın nedeninin saptana bilmediğinden bahsetti. Geriye kalan kısımda ise genetik ya da diğer faktörlerin rol oynadığının altını çizen Koç, “Doğuştan olan hastalıklar, bunlar içerisinde gebelik süresince yaşanan anormallikler, doğum sırasında ya da doğumdan hemen sonra oksijensiz kalma, çocukluk çağında geçirilen havaleler, kafa travması, inme, tümör, menenjit gibi beyni etkileyen durumlar da epileptik nöbetlere yol açabiliyor” dedi. “HER BAYILMA EPİLEPSİ DEĞİLDİR” Her bayılmanın epilepsinin habercisi olmadığını belirten Koç, “Çünkü hasta bize muayeneye geldiğinde her şey olabildiğince normal gözükecek. Burada önemli olan ise doğru tanıyı koyabilmektir. Çünkü konulan her yanlış tanı beraberinde yanlış tedavileri de getirir. Doktorun hastayı sıkı bir şekilde gözlemlemesi hatta nöbet esnasında videosunun çekilmesini dahi isteyebilir. Nöbet esnasında hastanın güvenliği alındıktan sonra hasta yakını tarafından nöbeti videoya alınmalıdır. Doktorunuz bunları istediğinde doktorunuzu yanlış anlamayın, doğru tanının konması için de doktorunuza yardımcı olun” ifadelerini kullandı. NÖBET ESNASINDA NELER YAPILMALI? Koç, epileptik nöbet esnasında hastaya nasıl müdahalelerde bulunulacağının çok önemli bir konu olduğunu belirterek nöbet esnasında yapılacaklarla ilgili şunları söyledi: “Çünkü nöbet esnasında yapılan her yanlış müdahale hastaya zarar verecektir. Kasılmalı nöbet geçiren kişi yere düşer, vücudu katılaşır, kasları seğirir ve solunumu yüzeyselleşir. Genellikle 1-3 dakika süren nöbet sonrasında kişi sersemlemiş haldedir ve yorgundur. Nöbet sırasında sakin olun, nöbet süresini belirleyin. Gerekirse kişiyi yavaşça yere yatırın, etrafındaki sert ve keskin eşyaları kaldırın, başının altına yumuşak bir şey koyun. Boyunda sarılı bir şey varsa gevşetin. Hareketlerini engellemeyin, kişiyi durdurmayın. Ağzına kesinlikle bir şey koymayın. Nöbet hafiflerken salyasının veya diğer sıvıların akması ve nefes yolunun açık kalması için yavaşça yan yatırın. Nöbetten sonra da kişinin kafası karışmış olacaktır. Onu rahatlatacak şeyler söyleyin.” ENGELLİ MEVZUATI Sempozyumda konuşmacı olarak yer alan avukat Gonca Özmumcu epilepsinin hukuksal boyutu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Epilepsi hastalarının engelli bireyler olarak sayılmadığını ifade eden Özmumcu, konuşmasına şöyle devam etti: “Engelli bireylerin çalışması, istihdamı, eğitim hakkı gibi pek çok konu mevzuatta düzenlenmiş durumda. Bu anlamda baktığımızda engelli bireylerin mevzuatta yer alan hakları çok daha fazla. Mevzuattan biraz bahsedecek olursak engelli bireylerin hakları uluslararası sözleşmeler, Türkiye Cumhuriyeti anayasası gibi belgelerle de güvence altına alınmış durumda ve her geçen gün de içerik engelliler lehine düzenlenmekte.” “ENGELLİ HAKLARINA SAHİP OLMALILAR” Özmumcu, epilepsi hastalarının da eşit vatandaşlar olarak tıpkı engelli bireyler gibi tüm haklardan yararlanmayı talep etmeleri kadar tabi bir şey yoktur diyerek konuya dikkat çekti. Özmumcu, “Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmede yer alan; sömürü, şiddet veya istismara maruz kalmama, kişisel bütünlüğün korunması, seyahat özgürlüğü ve uyrukluk, bağımsız yaşayabilme ve topluma dahil olabilme gibi genel değerlendirmelerin epilepsi rahatsızlığına sahip kişiler için de geçerli olmalıdır” şeklinde konuştu. (Türkan ÇATAL)

Editör: TE Bilisim