Sanatçı Asaf Erdemli’nin ‘Entropi’ isimli 3’üncü kişisel sergisi Ankaralı sanatseverleri CerModern Hub Sanat Mekan’da ağırlamaya devam ediyor. 12 Mayıs’a kadar sürecek olan sergi, sanatçının kentsel alana yönelttiği eleştirel bakış açısını birey, mekan ve sosyo-arkeolojik bağlamda tartışıyor. 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden birincilikle mezun olan Asaf Erdemli, Entropi adıyla sunulan kişisel sergisinde, birey ve kentsel alanın ortak yazgısı üzerinden sorgulayıcı ve şaşırtıcı bir etki üretiyor. Ahlak, kültür, kaos ve statüko üzerinden muhtemel bir sona evrilen dünyayı bireysel sınırların içine çeken ortak yazgıyı ve derinden farklılaşmayı eleştiren sanatçı, karşı gelenekçi bir duruşla çile kavramını irdeliyor. “KAVRAMSAL SANAT ÜRETEN BİR KİMLİĞİM VAR” Kendisini gazetemize anlatan Sanatçı Asaf Erdemli, 2006 yılında Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel bölümünden mezun olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Kendi serbest atölyemde çalışıyorum. Aynı zamanda kurumsal alanda hem tasarım hem de heykel alanında çalıştığım başka bir işim daha var. Yaklaşık 14 yıldan bu yana da heykel üretiyorum. Daha önce birçok karma sergilerde yer almakla birlikte bu 3’üncü kişisel sergim. Genel olarak kavramlar üzerinden veya kadınları konu alarak çalışıyorum. Eleştirilerim bu anlamda oluyor. Ama güncel sanatla uğraşan ve kavramsal sanat üreten bir kimliğim var. Çalışmalarım bu yönde devam ediyor.” “ASLINDA YAŞANAN BİR YIKIMDIR…” Ankara’da 2009 yılında yıkılan genelevden çıkan hurdaları bir araya getirerek eserler üreten ve o eserleri ‘Entropi’ isimli sergiyle insanlarla buluşturan Erdemli, neden böyle bir konu çalıştığını sormamız üzerine şunları aktardı: “Konuyu sadece genelev olarak değerlendirirseniz spesifik olarak bir yerle çalışmış gibi duruyorum. Buradaki hikaye aslında ne genelev ne de genelevde çalışanlar... Bireysel olarak kadın kavramını toplumun veya dünyanın bakışı üzerinden anlattım. Aslında bu yaşanan bir yıkımdır ve ben de hurda sanatçısı olarak ömrünü tamamlamış, bozulmuş parçalar üzerinden, malzemeler üzerinden çalışıyorum. Bundan dolayı genelevin yıkılması şehirde ortaya çıkan bir hurdadır. Ama burada hurdanın neye dönüştüğü üzerinden araştırmak da heykelin alanıdır. Bir sanatçının bakışıyla da sanat ortamına taşınmıştır.” “ENTROPİ BİR YERDE ARTARSA ORADA BOZULMA BAŞLAMIŞTIR” Sergide genel eleştirinin ne olduğuna ilişkin konuşan Erdemli konuşmasında şunlara değindi: “Sergide genel eleştiri; genelev kavramını anlama biçimi, kadının bu şekilde bireylere öğretilmesi, insanların sürekli aile içerisinde, iş hayatında veya dünyanın herhangi bir yerinde yaşadıkları silsileyi sorgulama olarak düşünülebilir. Yalnız genelevin yıkılması meselesi değil, entelektüel kısmın kentle olan yaşantısı ve burayla olan ilişkisi üzerinden de bir eleştiri sunuluyor. Genelev yıkıldığında esasında bir duvar yıkılır ama kentin içinde bu yapılanmaya devam eder. Entropi de bu noktada esasında enerjinin, termodinamiğin ikinci yasasıdır. Enerji yasalarının ise ‘bir enerjinin vardan yok olmayacağı, form değiştireceğine’ ilişkin kuralı vardır. Bundan dolayı serginin ismi de entropidir. Entropi bir yerde artarsa orada bozulma başlamıştır. Şehirle bağdaştıracak olursak bir enerji kaybolmamıştır sadece şehirde bir değişim yaşanmıştır. “HURDA MALZEMEYİ KAVRAMSAL OLARAK KULLANAN BİR SANATÇIYIM” Entropi sergisinde hurda malzemeleri neden kullandığını sormamız üzerine Erdemli şu cevabı verdi: “Ben hurda malzemeyi kavramsal olarak kullanan bir sanatçıyım. Yani işim hurda malzemeleri dönüştürerek fikrimi söylemek. Okul döneminden beri yaklaşık 13, 14 yıldan bu yana bu şekilde çalışıyorum. Bir kavramı veya bir eleştiriyi hurda malzeme ile yani ömrünü tamamlanmışlıkla, eskimişlikle, yıpranmışlıkla bağdaştırıp bunun üzerinden eleştiriyorum. Benim sanat tavrım bu yönde.” Sergide kullanılan hurdaların ise işi hurda olduğu için bir kentte hurdalaşan, yıkılan şeyi kavrama dönüştürme isteği olduğuna vurgu yapan Erdemli, “Bu serginin başlama aşaması da o şekildedir. 4 yıl önce belirli arşivlere ulaşma çabası ile başladı. Malzemeleri bulmak da çok kolay olmadı. Daha sonra hurda metalleri yıkıntıdan alanları buldum, biriktirdim ve bir genelevin yıkılması ile kentte, toplumda, bireyde neyi değiştirebileceğine ilişkin sorgulamaya başladım” dedi. Erdemli, genelde kadına dair eleştiriler yapan bir sanatçı olduğuna dikkat çekerek, “Tabi burada esasında kadına yapılan bir muamele söz konusudur. Benim sergim kesinlikle ‘böyle olsaydı daha iyi olurdu’ gibi bir önermeyi içermiyor. Çünkü bu dünyanın en eski mesleğidir. Bu esasında devletin üzerinden vergi aldığı bir meslektir. İktidar iktidarı yıkmıştır. Eleştirilen ise iktidar değil iktidar kavramıdır” ifadelerini kullandı. “SERGİNİN HER GÜNÜ AÇILIŞ GÜNÜ GİBİ YOĞUN GEÇİYOR” Sergiye ilginin çok yoğun olduğunu ifade eden Erdemli “Serginin her günü açılış günü gibi oldu. Hafta sonları özellikle çok yoğun oluyor. Açılışımızda da zaten 200’e yakın konuk vardı. Açılışta da bir performans gerçekleşti ve ismi ‘çile’ idi. Ben çile ile kadının çektiği çileden nasıl arınabileceğini anlattım. Ben de ailenin, mahallenin, bu kültürün bana yüklediği şeylerden sergi ile arınmak üzere böyle bir performans yaptım. Umarım bir gün arınabiliriz…” dedi. Asaf Erdemli son olarak 5 Mayıs’ta CerModern Hub Sanat Mekan’da sergi turu olacağını ifade ederek, Ankaralıları sergisine beklediğini söyledi. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim