Özel Haber: Türkan Çatal Yıldız

Engellilerin Tüketici Hakları Projesi’nin koordinatörü Coşkun Gök ile projelerini ve engellilerin yaşadığı sorunları konuştuk. Engellilikle yoksulluğun kardeş olduğunu ifade eden Gök, “İkisi birbirinin hem nedeni hem de sonucu. Kabul edilen 4 tane engellilik nedeni var bu nedenlerden 3 tanesi direkt yoksullukla ilgili. Bütün insanların yaşama gayesi bir şeylere sahip olmak ve tüketmek; bunlar ise bir ekonomik güç gerektiriyor. Bu anlamda yoksulluk engelliler için büyük bir hak ihlali ve yaşadıkları en büyük sorun bu. Sonraki sorun ise her engellinin kendi engel grubuna göre yaşadığı tüketici sorunları” dedi. 

Engelliler Konfederasyonu ile Tüketici Hakları Derneği’nin beraber yürüttüğü Engellilerin Tüketici Hakları Projesi’nin koordinatörü Coşkun Gök ile konuştuk. Engelliler ile tüketici haklarının Avrupa’da ve Türkiye’de ilk kez bir araya geldiğini ifade eden Gök, engellilerin tüketiciler olarak yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Engellilerin de tüketiciler olduğunu ve bundan kaynaklı sorunlar yaşadığını belirten Gök, “Bu sorunlar varsa hak ihlali de vardır ve bu sorunları ortadan kaldıracak politikalara ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat Türkiye’de bu politikalar yok, projenin amacı da Türkiye’deki bu boşluğu doldurabilmek” dedi. 

“PROJE DÜNYADA İLK”

Engellilerin Tüketici Hakları Projesi’nin koordinatörlüğünü yapan Coşkun Gök, Avrupa’da, bildikleri kadarıyla da dünyada ilk kez yapılan bir çalışma olduğunu ifade ederek, “Genel olarak sivil toplum örgütleri, kamu kurumları gibi güçler engellilerle ilgili konuları çok geniş yelpazede değerlendirmiyor. Aslında hayatın içerisinde yer alan her konu engellileri de ilgilendiren konulardır. İklim değişikliği, çevre düzenlemesi, eğitim, sağlık, tüketici hakları gibi bütün konular engellilerle ilgili konulardır. Bu anlamda projemiz ise doğrudan engelliler ile ilgili bağlantılı olan konuların üzerine gidiyor ve proje bu anlamda kendi alanında bir ilk. Bize göre engelliler de tüketicilerdir ve bundan kaynaklı sorunlar yaşamaktadır. Bu sorunlar varsa hak ihlali de vardır ve bu sorunları ortadan kaldıracak politikalara ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat Türkiye’de bu politikalar yok, projenin amacı da Türkiye’deki bu boşluğu doldurabilmek” dedi. 

“ÇÖLYAK HASTALARININ ALABİLECEĞİ MAKARNALAR 50, 60 LİRA CİVARINDA”

“Engellilikle yoksulluğun kardeş olduğunu düşünüyorum” diyen Gök şöyle devam etti: “İkisi birbirinin hem nedeni hem de sonucu. Şuan kabul edilen 4 tane engellilik nedeni var bu nedenlerden 3 tanesi direkt yoksullukla ilgili. Bütün insanların yaşama gayesi bir şeylere sahip olmak ve tüketmek. Bunlar ise bir ekonomik güç gerektiriyor. Bu anlamda yoksulluk engelliler için büyük bir hak ihlali ve yaşadıkları en büyük sorun bu. Sonraki aşamada ise her engellinin kendi engel grubuna göre yaşadığı tüketici sorunları. Örneğin çölyak hastalarının glütensiz besine ihtiyacı var. Bir makarna 5 lira iken çölyak hastalarının alabileceği makarnalar 50, 60 lira civarında. Öte yandan glütensiz besinlere her şehirde, her kasabada ulaşmak da mümkün değil. Akülü araçla hareket eden bir engellinin markete alışverişe gittiğinde sürekli birinden yardım alması gerekiyor ya da kör biri AVM’ye alışverişe gittiğinde yine birilerinden yardım almadan alışveriş yapamıyor. Keza elektronik eşyaların sesli betimlemesi yoksa görmeyen birinin onu kullanabilmesi mümkün değil. Örnekler çoğaltılabilir.”

“Bunun gibi birçok sorun var fakat bu sorunları düzeltecek bir yasa da mevcut değil. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanununda engelli kelimesi sadece bir madde de geçiyor. O madde de reklam ürünlerinde engellilerin rencide edilmemesine ilişkin. Kanunda engellilerin haklarını görmeyen bir eksiklik var ve biz de eksikliğin giderilmesi için Engellilerin Tüketici Hakları Projesi’ne başladık. Türkiye’de daha önce bununla ilgili yapılmış bir çalışma da yok. Bundan dolayı Avrupa ülkelerindeki çalışmalarla ilgileniyoruz ve proje için başka ülkeler ile iş birliğine yöneldik. Bu anlamda Bulgaristan’dan iki örgüt ile beraber çalışıyoruz. Bunun için de Engellilerin Tüketici Hakları Ağı diye uluslararası bir ağ kuruldu. Bu ağ Avrupa’daki mevzuatlar ve uygulama örneklerini izliyor. İyi örneklerin Türkiye’ye aktarılması için uğraş veriyor. Çünkü engellilerin de kendi tüketici haklarını bilmelerine ilişkin bilgi eksiklikleri var. Engellilerde bu bilincin gelişmesi için de farklı illerde çalışmalar, eğitimler yapacağız. Önümüzdeki aylarda bunun için şimdilik 6 şehirde eğitimler düzenleyeceğiz.”

“ENGELLİLERİN TÜKETİCİ HAKLARI MANİFESTOSU TÜRKİYE’DE İLK BELGE”

Türkiye’de de engellilerin tüketici haklarına iyileştirmek adına çeşitli çalışmaların olduğunu ama yetersiz olduğunu ifade eden Gök, “Örneğin Kocaeli’nde bir firma hazır ambalajlı gıda satıyor. Ambalajın üzerine QR kodu yerleştirilmiş ve görmeyen tüketici bu kod ile başka birinin desteği olmadan ürünün içeriğine erişebiliyor. Fakat bu örnek çok tekil düzeyde ve bütün engellileri kapsayacak düzeyde değil. Avrupa da bu yönüyle oldukça eksik durumda” dedi. 

Projenin yeni aşamasını hazırladıklarını ve yeni aşama ile 8 ülkenin de projeye katılacağını söyleyen Gök, “Sonrasında ise Birleşmiş Milletlerde engellilerin tüketici haklarının oluşmasına ilişkin çalışmaların yürütülmesi planlanıyor. Birleşmiş Milletlerin özelliği ise kabul ettikleri kararları üye ülkelerin uygulama noktasında kendilerini zorunlu hissetmeleri. Türkiye de BM üyesi olduğundan bir takım hareketliklerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. 

“Proje kapsamında Engellilerin Tüketici Hakları Manifestosu hazırlandı ve bu anlamda yazılmış Türkiye’deki ilk belge” diyen Gök, sözlerine şöyle devam etti: “Engellik çeşidinin çok fazla olduğundan bahsetmiştim ve her engel grubunun tüketiciler açısından kendisine göre sorunları var. Manifesto ise temel sorunları ortaya koyan bir belge. Belgenin temel referansı ise Evrensel Tüketici Hakları ilkeleri, manifesto 8 tüketici ilkesinin engelliler için de uygulanmasını esas alıyor. Bazı engel gruplarının temel ihtiyaçları ortaya çıkarılarak uygulanmasına dikkat çekiliyor. Manifestonun hazırlık sürecinde farklı engel alanlarından 30 sivil toplum kuruluşu ile görüştük ve manifestoya da temel sorunları koymaya çalıştık. Örneğin otizmli bireyler için temel sorun kafe bar, restoran gibi yerlerin onlar için çok gürültülü ve aydınlık olması. Manifestoya da bunun gibi temel konular eklendi.”

Engellilerin Tüketici Hakları Projesi’nin koordinatörü Coşkun Gök

“YAPILANLAR ÇOK KIYMETLİ FAKAT YİNE DE EKSİK ÇOK”

Engellilerin toplumdaki eşit bireyler olduğuna değinen Gök, “Engelli olmayan bireylerin nasıl ki temel tüketim ürünlerine ihtiyacı varsa engelli bireylerin de onlara göre daha fazla ihtiyacı var demektir. Herkes için yapılan şeylerin engelliler için de yapılması gerekir. Yerel yönetimler, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri gibi yapıların engelliler için yaptıkları şeyler çok kıymetli fakat yine de çok eksik. Daha fazlasının olması gerekiyor. Bir belediye işletmesi çölyak hastaları için glütensiz ürün satıyorsa bu çok değerlidir ama aynı zamanda fiyatının da diğer ürünlerle aynı olması gerekir. Bununla birlikte herkesin ulaşabileceği şekilde her yerde satılıyor olması gerekir. Yani engellilerin ihtiyacı olan şeyleri zaman ya da mekan olarak sınırlamamak gerekir” diye konuştu.  

Projenin haziran sonunda bittiğini fakat Engellilerin Tüketici Hakları Ağı’nın çalışmalarına devam edeceğini ifade eden Gök, “Projenin ilk aşamasının biteceğini söyleyebiliriz bu aşamada. Projenin bir diğer özelliği de Türkiye’de ilk kez engelli ve tüketici örgütleri bir araya gelerek ortak iş yapmış oldu. Bu anlamda farklı alanlarda çalışan sivil toplum örgütlerinin engelliyi de kapsaması anlamında örnek çalışma yapmış olduk” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Editör: TE Bilisim