Marmara Denizi’nde Nisan ayından beri giderek artan, balıkçılık faaliyetlerini durma noktasına getiren ve deniz canlılarının hayatını tehlikeye atan müsilaj ya da deniz salyasını temizlemek için bakanlık ve bilim insanları harekete geçmiş durumda. Ancak bu temizlenme oldukça zaman alacak. Yıllarca atık denizi olarak kullanılan Marmara’nın temizlenmesi de yıllar alacak gibi görünüyor. Yüzeyden salyaları temizlemek maalesef denizdeki canlıların hayatını kurtarmak ve ekolojinin dengesinin normale dönmesini sağlamak için yeterli değil. Yani fiziksel temizlik akla gelen ilk yöntem ama kalıcı bir çözüm değil. Bu durumda asıl kritik nokta bilim insanlarının ısrarla altını çizdiği atık tesislerinin yüzde yüz kapasiteyle ve tam işlevli olarak çalışması. Kaldı ki bu zamana kadar arıtılmayan suyun denize aktarılması bakanlık tarafından denetleniyor ve engelleniyor olmalıydı. Denizin temizlenmesi ve atık tesislerinin aktifleştirilmesi için müsilaj teriminin bu kadar kötü şekilde hayatımıza girmiş olması mı gerekiyordu? 

Marmara Çevresel İzleme Projesi (MAREM) 2007’den bu yana müsilaj sorununa dikkat çekiyor. Denizde kirlenme düzeyinin artmış olmasının bu tür anomalilere sebep olduğunu belirten MAREM’in çalışmaları ve ikazları bu zamana kadar ilgili bakanlık, kurum ve belediyeler tarafından dikkate alınmış olsaydı şu anda her gün binlerce deniz canlısı hayatını yitirmiyor olurdu. Sadece canlılar da değil, balık yumurtalarının çoğu denizin yüzeyinde bulunuyor. Müsilajın bu yumurtaları kaplamasıyla oksijen tükeniyor ve yumurtalarda yaşama şansını kaybediyor. Deniz salyası sakin denizlerde kendini doğal şartlarda gösteriyor olsa da aşırı çoğaldığında ekosisteme ciddi zarar veriyor. Üstelik tehlike artık Marmara sınırlarını da aşarak Karadeniz’de de kendini göstermeye başladı. 

Durumun ciddiyetinin geç de olsa farkına varılmasıyla 22 maddelik eylem planı geçtiğimiz günlerde açıklandı. Fiziksel temizlik yapıldıktan sonra bu eylem planına ne kadar sadık kalınacak ve hayata geçirilecek merak konusu doğrusu. Yıllardır gözle görülen ve bilinen bu deniz kirliliğinin bir anda bitirilmesi arzusunun uzun süren bir pratiği olmazsa canımız daha çok yanar. 

Editör: TE Bilisim