İkinci Dünya Savaşının balamasıyla birlikte Türkiye seferberlik ilan edilmiştir. Seferberliğin ilan edilmesiyle birlikte birçok erkek orduya çağrılınca tarımda çalışan işçi sayısı da ciddi derecede azalmıştır. Hem ülke tarımı hem de askere alınanların doyurulması için başlatılan üretim seferberliği dünya genelinde yaşanan üretim krizinden kaynaklanıyordu.
Ülkedeki iaşe sıkıntısının önüne geçebilmek amacıyla Başvekil Refik Saydam, daha 6 Temmuz 1940 tarihinde umumi müfettişlerin ve valilerin alması gereken önlemleri I051/3085 sayılı bir tamimle bildirmiştir. Tamimde; Avrupa’daki zirai vaziyetin iyi olmadığından bahisle toprak mahsullerinin önemine değinilerek, Türk çiftçisinin mahsulünü zarara uğratmadan vakti zamanında ürününü kaldırmasının gerekliliğine vurgu yapılmıştır
Kısa zamanda başlayan beslenme sorunu ekim seferberliğine neden oldu. İşte görülen bu gerçek üzerine hükümet ülkedeki beslenme sorununu çözmek için büyük bir ekim seferberliği başlatmıştır. “En Az İki Misli Ürün” parolasıyla hareket edilen bu dönemde ekim seferberliği kapsamında alınan tedbirlerle arazilerin boş bırakılmasının önüne geçilerek maksimum seviyede ürün elde edilmek istenmiştir. Milli Korunma Kanunu ile hükümete, ekonomiye müdahale edebilmek için çok geniş yetki ve görevler verilmesi de bu hususta yapılan çalışmalara büyük katkı sağlamıştır. Tarihte 1942 yılında bugün bu kararlar alınmıştır. O açıdan bu tarih ve gün önemlidir.
Tarımsal üretimi arttırmak için çalışmalar yapılmış, üretimde bahçe ziraatinin de büyük rol oynadığını göz önünde tutan ilgili makamlar faaliyete geçmiştir. Halkın bahçelerinde gıda ihtiyaçlarının bir kısmını da olsa kendilerinin karşılaması gerektiği vurgulanarak üreticiler yurt çapında teşvik edilmiştir. Ziraat Vekaleti tohum, fide, teknik bilgi konusunda vatandaşlara yardımcı olmuştur. Alınan tedbirlerle boşta kalan her karış toprağın ekilmesi sağlanarak maksimum seviyede ürün elde edilmek istenmiştir. Hatta birçok okulun bahçesinde bile üretim yapılmaya başlandı. fasulye gibi yeşil ürünler ekilip yetiştirilmeye çalışıldı.
Bu kadar zor koşullara rağmen üretimden vazgeçmeyen bir ülke şimdilerde nerededeyse üretimde dışa bağımlı hale gelecek. Neden üretim yapılmıyor ya da üretim seferberliği başlatılmıyor. Üretim yapan çiftçiye yeteri krediler neden sağlanılmıyor. Vatandaş üretime teşvik edilemez mi? Elbette ki yapılabilir. Buğday ülkesiyiz ama buğdayı dışarıdan ithal edecek duruma geldik. Onun içindir ki her beş ayda bir ekmek fiyatına zam gelmeye başladı. çünkü un çuvalının fiyatı arttı. Un artınca ekmek fiyatı da doğal olarak artıyor. En kısa zamanda üretim yapılmalı, üretim yapan vatandaş teşvik edilmeli yoksa savaş olmadan üretimden olacağız. Bir ülkenin ekonomisini ayakta tutan şeyin tarım olduğunu hepimiz biliyoruz. Tarımı canlı tutalım ki vatandaş rahat etsin.

Editör: TE Bilisim